Küresel iletişim ağının bir parçasıyız. İçinde bulunduğumuz teknolojik atmosfer nedeniyle mutlak anlamda ve kesin bir şekilde veri trafiğinin yerelleşmesi pek mümkün görünmüyor. Belki orta ve uzun vadede veri güvenliğini kesin olarak koruyabilecek teknolojik altyapılar kurulabilir.
Bu aşamada veri güvenliğini maalesef küresel ağlardan tamamen ve kesin olarak bağımsız hale getirecek bir yöntem bulunulmadı ancak veri trafiğinin yönetilmesi konusunda hâlâ yerel hükümetlerin belirli derecede kontrole sahip olduğunu söyleyebiliriz.
En azından veri güvenliği tam olarak sağlanmamışsa bile yerel hükümetlerin veriye erişimi de kısıtlanamıyor.
Elbette suç örgütlerinin, adliye ve kolluk teşkilatının denetiminden kaçmaya yönelik bazı taktiksel planları da oluyor. İnsanlığın tarihi bu kaçma ve kovalamanın da tarihidir aslında. Devletler, kendi egemenlik sınırları içinde kendi hukukunu işler halde tutmak için yol ve yöntem geliştirirler. Bazen suçlular ve suç örgütleri, bazen başka devletlerin istihbarat örgütleri, devletlerin egemenlik alanındaki takip yollarından kaçmaya çalışır. Dumanla haberleşilen dönemlerin de kendine has takip ve takipten kaçma yöntemleri vardı. Daha sonra gelişen tüm teknolojiler döneminde de bu kaçma ve kovalamaca devam etti. Elbette teknoloji kullanma konusunda üstünlüğe sahip olanlar hem kaçma avantajına sahip oluyor, ihtiyaç duyduklarında da kovalama avantajına sahip oluyor.
Küresel siyasetin denklemi içinde veri takip yollarında avantajlı olanlar da var dezavantajlı olanlar da. Veri trafiğinin altyapısını oluşturan teknolojiye sahip değilseniz, yüzde yüz güvenli bir sistem kurmamız da elbette mümkün olamıyor.
Ancak bu zamana kadar kullanılan teknolojiler, verinin yer istasyonları aracılığı ile transferini mümkün kıldığı için, yerel hükümetlerin veri trafiğine erişme ve takip etme konusunda tümüyle devre dışı bırakmak mümkün olamadı.
Veri trafiğini tek merkezden yönetme konusundaki en meydan okuyucu girişim starlink projesidir. Alçak irtifa uydu iletişimi vasıtasıyla, verilerin tamamı yer istasyonlarının geçiş alanından çıkarılırsa, artık starlink sisteminin veri trafiğini yönetenler dışında, veri trafiğine erişme veyahut gerektiğinde kısıtlamanın yolları kapanmış olacak. Bu nedenle Elon Musk öncülüğünde ilerleyen starlink projesi, ülkelerin egemenliklerini çok kısa süre içinde ağır şekilde tehdit etmeye başlayacaktır. Teknolojik olarak starlink tarafından kurulacak veri tekeline karşı ülkelerin milli güvenliklerini koruma altına alacak arayışlara şimdiden başlaması gerekir.
Küresel ölçekte bir teknolojik esaret sistemi girişimi olan starlink, veri trafiğini yerelleştiren teknolojilere de savaş açmış durumda. Özellikle de hedefinde 5G var. Covit salgınını bile henüz kullanılmayan, henüz hayata geçmemiş 5G teknolojisine bağlayıp, tüm dünya genelinde 5G karşıtı kampanyalar oluşturulması size garip gelmiyor mu? Dünyanın neresinde şu anda 5G kullanımı var ki? Şu anda Türkiye’de 5G altyapısı kullanılıyor mu? Veya Covit’in yayıldığı alanların ne kadarında 5G altyapısı var? Örneğin Somali’de 5G mi var?
5G iletişimde yerel istasyonları kullanmayı zorunlu kılan bir sistem. Türkiye de dahil birçok ülke 5G altyapısını tamamen milli imkanlarla geliştirme konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyor. Hem bu ülkenin sınırları içinde yer istasyonu kullanan, hem de teknolojisi yerli bir iletişim sistemi üzerinde bu ülkenin egemenlik organlarının denetimi ve yönetiminin yolları kapatılması mümkün değil.
Bu bakımdan 5G, starlink projesinin alternatifidir. Starlink ile kullanıcı açısından kapsama sorununu ortadan kaldıran ve çok ucuz hale getirerek, kişisel veriler üzerinden bir esaret düzeni planlandığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz.
Verileri kontrol ettiğinizde, insanların sosyal davranışlarını manipüle edecek araçlara da sahip oluyorsunuz.
Ancak ben hâlâ insanların beyin dalgaları ele geçirilerek anlık davranışlarının kontrol edilebileceğine inanmıyorum.
İnsan tabiatına uygun olmayan hangi girişim olursa olsun, ona karşı korunacak bir yöntemin de mutlaka gelişeceğine de inanıyorum.