Kumpaslar kirli işbirlikleri dışardan içerden algı operasyonları değil milletin iradesi sonuçları tayin etti.
Elbette detaylarda kirli ittifakların bazı sonuçları oldu ama işin esasında Türkiye’nin istikametinden döndürülmesine milletimiz izin vermedi.
Millet ne dediyse o oldu. Türkiye’nin siyaset sistemine kazandırılmış itibardır bu.
Türkiye bazılarının oylarının sayıldığı bazılarının oylarının ise tartıldığı dönemi son birkaç yılda aşabildi.
Biz seçimlerden önce ABD uçaklarında rezervasyonların kilitlendiği dönemleri unutmadık. Oralardan beslenenler bugün seçimlerde aday olarak yarışma fırsatı buluyorlarsa diktatörlükle suçladıkları siyasi liderin ortaya çıkardığı Türkiye’nin eseridir bu.
Artık hiç kimse son onay için milletimiz dışında bir merci ve makam aramıyor.
Küresel kumpasın bir parçası olanlar bile onayı Türk milletinde arıyor artık.
Kumpaslar darbe teşebbüsleri içinde savrulmadan Türk milletinin iradesini merkeze alan bir yönetim modeli inşa edildi.
Bundan sonraki aşama millet iktidarının kurumsallaşması aşamasıdır.
Hiç kimse Türkiye’yi bu rüyadan geriye çeviremez.
Bu seçimler alacakaranlık kuşağının sonudur. Bundan sonra küresel drakula sisteminin Türkiye’nin son beş yılına sığdırdığı saldırganlıkların sonu gelmiştir.
Seçim gününü yakından gözlemliyoruz. Ortada CHP falan yok. İçerdeki seçim organizasyonunu da dışarıdaki provokasyonu da HDP yani aslında PKK yönetiyor..
Vesayetin son halkasını koparmamak için HDP/PKK tarafından yapılan mücadele bize PKK’nın geri tarafındaki aklın kim olduğunu da gösteriyor.
Kürt gençlerinin vesayet düzenine feda edildiğinin fark edilmesi gerekiyor.
Türkiye’nin içerdeki ve dışarıdaki saldırılar karşısından gösterdiği direnç, yüzlerdeki maskeleri düşürdü.
Bugün siyasi ittifaklar da vesayet düzeni karşısında alınan pozisyon eş güdümlü olarak oluşuyor.
Her şeye rağmen son sözü millet söylüyor.
Milletin dediğinin olmasını hazmedemeyen küresel çıkar odakları ile onların yerli işbirlikçilerinin dayandıkları vesayet düzeninin son yıllarda devam eden saldırılarının tek nedeni budur.
İstiyorlar ki, son sözü millet söylemesin. Ancak bilsinler ki, nasıl bir kirli plan yaparlarsa yapsınlar sadece ve sadece milletin dediği olacak.
Biz ilahi takdire de inanmışız. Esasen ilk sözün de son sözün de bir tek sahibi var ve gerçekte sadece O’nun dediği oluyor.
Zaferin sahibi sadece ve sadece Allah’tır,
La galibe İllallah
Yaşar BAŞ