Yeni Anayasa çalışmalarının merkezini başkanlık konusu oluşturuyor, başkanlıktan sonra gündeme gelen ilk konu yine HSYK
Bir reform planında, bir kanun taslağında, bir Kanun Hükmünde Kararname’de yargı ile ilgili düzenleme olmadığını göremez olduk.
Her yapılan reform bir başka reformu zorunlu hale getirmeye başladı.
Her gün bir başka değişiklik yapılması, yapılan değişikliklerin de kısa bir süre sonra değiştirilmesi, olmadı bir daha değiştirilmesi, bu reform paketlerini hazırlayanların kafasında yargılama düzenine ilişkin bir plan olduğu konusunda soru işaretleri doğuruyor.
Yargılama düzenine ilişkin öneri her ne ise bu belirlensin, sonra bunun yasal çerçevesi hazırlansın bitsin.
Bir ileri bir geri, bir sola bir sağa hareket edince, insanların başı dönmeye başlıyor.
Alçakların ordusu, Pennsylvania’lı şeytanın askerleri öyle bir fitneye neden oldular ki, kavramların da içi boşaldı. Değer yargıları da sarsıldı. Belki bu git-geller ondan.
Bunların istismar ettiği her ne varsa ortadan kaldırma düşüncesiyle hareket ediliyor. Bu yaklaşım temel olarak doğrudur.
Ancak bu fitne ocağı, bu alçaklar ordusu ne bulduysanız veya ne bulacaksanız onu da en kısa zamanda nasıl istismar edeceğinin bir yolunu buluyor.
İstismarların bir bölümü de sistemden değil uygulama hatalarından kaynaklanıyor.
Her uygulama hatasını bir reformla düzeltemezsiniz.
Sistem bir kurgu işidir. Uygulama hatasını kendi kanun yolları içinde çözecek şekilde sistemin kurgulanması gerekir. Uygulama hatalarının düzeltilmesinin yolu kanun değişikliği değil, kanun yollarıdır.
Temel olarak nasıl bir yargılama düzeni oluşturulacaksa artık oluşturulmalı, varsa değişiklik ihtiyacı ancak tali konulara ilişkin kalmalıdır.
Müstakil yargı reformu paketlerinin sayısını unuttum. Takip etmekte zorlanıyoruz.
Ne zaman bir torba kanun çıksa içine bir de yargı reformu bölümü ekleniyor. Ne zaman bir KHK çıksa içinde az ya da çok bir yargılama reformu yer alıyor.
Bu zamana kadar bilmem kaçıncısı yapılan yargı reformları, “mevcut anayasal çerçeve içinde” yapılıyor.
Yeni Anayasa paketinde, başkanlık sonrasında en önemli düzenleme konusunun yine yargı olacağı anlaşılıyor.
Allah’ınızı severseniz bu defa aceleye getirmeyin.
Bu alçaklar ordusundan, Pennsylvania’lı şeytanın askerlerinden nasıl kurtulacaksak öyle bir iş planı yapın.
Yapın ve bu iş bitsin.
Anayasal çerçeve değiştirildiğinde, muhtemelen bundan sonra kapsamlı yasal değişiklikler gerekecek. Bugüne kadar yapılan yargı reformlarının bazıları işlevsiz hale de gelebilir. Öyle ya da böyle Anayasa değişikliğinden sonra bir yargı reformuna daha ihtiyaç duyulacak.
Bu kez ne yapılacaksa ayrıntıları ile belirlensin ve yapılsın.
Türkiye’nin gündeminden de bu yargı konusu en azından makul bir süre içinde kalksın.
Anayasa ve arkasından kapsamlı yasa değişiklikleri konusunda toplumda ve yargı çevrelerinde son bir kredi var.
Bu kez de problemi çözecek bir yargı reformu yapılamaz, kısa süre sonra kusura bakmayın tekrar bir reform ihtiyacı var denilirse artık avazım çıktığı kadar bağıracağım.
Yaşar BAŞ