Son dönemeçte Galatasaray şampiyonluk ipine dokunmak üzere.
Bu yıl dünyanın en çekişmeli ligine şahit oluyoruz. Futbol kalitesi ve spor etiği konusunda henüz ortalamanın çok gerisindeyiz ama, bu yıl rekabette açık ara birinciyiz.
Son hafta ligin birinci sırasında ve iki rakibinden hem üç puan önde hem de açık farklı averaj üstünlüğüne sahip Galatasaray’ın matematiksel olarak ilk ikiye girememe ihtimali bulunuyor.
Son hafta Galatasaray Göztepe’ye yenilir ve Başakşehir ile Fenerbahçe kalan maçlarını kazanırsa, Şampiyon Başakşehir ikinci Fenerbahçe oluyor.
Böyle bir rekabete son yıllarda hiç tanık olmadık. Hatta dünyada da son yıllarda böyle bir rekabet görmedik.
Dünyanın bütün önemli liglerinde ligi sürükleyen takımlar rakipleri ile büyük farklar oluşturarak haftalar önce lig heyecanını sona erdirdiler.
Küme düşme hattında da çok büyük bir rekabet var.
Bu yıl açık ara dünyanın en rekabetçi ligini yaşadığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
Oyun kalitemiz bakımından daha kat edilmesi gereken çok yol var ama çok kötü olduğumuzu söyleyemeyiz.
Bu yıl seyir keyfi ek yüksek maçları Fransa liginde izledik.
İspanya, İngiltere, İtalya ve Almanya liglerinde maçlar arasında uçurum vardı. Bazı maçlar çok yüksek kalitede, bazı maçlar ise bizim lig kalitemizin çok altındaydı.
Milli takımlar dünya sıralamasında bizim önümüzde olan birçok ülke liginin kalitesi ve değeri bizim alt liglerimiz düzeyinde.
Bu yıl tanık olduğumuz rekabet düzeyi, yavaş yavaş ligimizin pazar değerini artıracaktır.
Önümüzdeki hafta dünyanın başka hiç bir yerinde sonucu merak edilecek maç kalmadı.
Bu rekabet yabancı piyasalardaki ilgiyi ve değeri artıracaktır.
Önümüzdeki yıl Türkiye Süper Ligi’nin yabancı pazarlama gelirleri bu yılın iki katından fazla olacaktır.
Daha fazla gelir daha iyi oyuncular ve daha iyi oyun demektir. İyi oyun iyi oyuncularla oynanabiliyor. İyi oyuncu almak için de iyi para gerekiyor.
Ancak iyi oyuncu tek başına iyi oyun İçin yeterli olmuyor. Oyun kalitesini yükseltecek başka arayışlara da ihtiyaç var.
Futbol oyunu bir ticari ürün. Bu ticari ürünün değerini artırmanın birinci yolu kalitesini artırmak.
Bu kadar üst düzey rekabeti oyun kalitesi ile desteklediğimizde, sahip olduğumuz ürünün dünya piyasasındaki değeri tavan yapacaktır.
Açık ara çok geride olduğunuz konu sportmenlik ve spor etiği. Sporda kazanmaktan daha önemli değerler olduğunu anlamadıkça işler gelir bir noktada tıkanır. Nitekim tıkanıyor da.
Bu yıl birkaç U21 maçı izledim. Bir Fenerbahçe Beşiktaş maçı izledim. İnanın izlerken utandım.
Fenerbahçe U21 takımı hocası Şenol Çorlu ile Beşiktaş U21 takım hocası Yasin Sülün maçın başladığı dakikadan bittiği dakikaya kadar hakeme ağza alınmayacak sözler söylediler. Sporcular ha keza. Bu ortamdan sportmenlik ve spor etiği çıkmaz. Nitekim çıkmıyor da. Bu takımlar altyapıdan oyuncu yetiştirebiliyor mu? Bu kafayla asla yetiştirmez.
Altyapılardan oyuncuların kişiliği geliştirilerek değil bozularak gönderilirse geleceğimiz nokta bu olur!
Oyun kalitesi, rekabet gücü ve spor etiği ile birleştiğinde bir değer oluyor.
Önümüzdeki yıl, sportmenlik ve spor etiği konusunda bir milat olmalı.
Yaşar Baş