Bizim gibi milli görüş gençliğinin 80’li yıllarda üniversite öğrencisi olanlarının zihninde kutsal bir belde gibi nakşolmuştur Sultanbeyli.
Ali Nabi Koçak ile başlayan öncü çizgi hiç yön değiştirmedi. Sultanbeyli Türkiye’nin kendi değerleriyle buluşma serüveninin başlangıç noktasıdır.
Ötelenmeye mahkûm olduğunu düşünenler için bir çıkış noktasıdır. Dünyanın başka bölgelerinde vesayet rejimlerinin tasfiye süreçlerinde yaşanan dramlar yaşanmadan Türkiye’nin ayağındaki prangalar çözülmüşse, Sultanbeyli deneyiminin yeşerttiği umudun çok büyük rolü olmuştur.
Dünyanın başka bölgelerinde yaşanan kanlı olaylar ve yüzyıllar süren dramları yaşanmadan vesayet rejiminin saldırganlıklarına karşı kamu düzenine sadakat içinde gösterilen direniş ile yeşeren umutlar, Türkiye’yi kaplamış ve bugünün siyasi iklimi inşa edilmiştir.
Sultanbeyli’nin zaten sürekli yukarıya giden çizgisi halen Belediye Başkanı olan ve Cumhur İttifakı Sultanbeyli Belediye Başkan Adayı olan Hüseyin Keskin ile daha da büyük bir ivme kazandı.
İdeolojik körlüğe dayanan sloganizm yerine inançlarımızın korumayı amaçladığı değerlere hayat kazandırmaktır Sultanbeyli’nin misyonu. Belediye Başkanı Hüseyin Keskin bu misyonun ete kemiğe bürünmüş halidir.
Hem değerlerimize bağlılığın sembolüdür. Hem de bu değerlere hayat kazandıran büyük bir dava adamıdır.
Ak Parti’nin bu seçimdeki sloganı “Tevazu Samimiyet Gayret” değil mi? Bu slogan hiç kimseye Başkan Hüseyin Keskin’den daha fazla yakışmamıştır.
Tevazu derseniz tevazu, samimiyet derseniz bir zirvedir, gayret derseniz de burada sayfalara sığdıramayacağımız kadar büyük dönüşümü ilmik ilmik dokuyan bir dava adamından söz ediyoruz. Sultanbeyli’nin yerel hizmetlerde yakaladığı ivme de Türkiye’ye örnek olmuştur.
Bir retorik ve propaganda figürü değil, göreviyle özdeşleşmiş bir dava adamıdır Hüseyin Keskin.
Diğer partilerin Sultanbeyli adaylarının kim olduğundan söz etmeye bile gerek duyulmayacak kadar belirgin bir siyasi ağırlığa sahip.
Kendisine rakip olanlar da dahil olmak üzere herkesin kendisini güven içinde hissedeceği bir Sultanbeyli inşa etmek öyle kolay bir şey değil.
Politika herkes için bir yaşama alanı inşa etme işidir. Sadece ev yapma değil. Sosyal, siyasal, psikolojik, etnik, coğrafi farklılıkların tedirgin olmadan yaşayabileceği bir alan bulmadan barışın inşa edilebilmesi mümkün değil. Bunu söylemek çok kolay da yapmak öyle konuşulduğu kadar kolay değil.
Hüseyin Keskin adı söz konusu olduğunda kendini ötelenmiş hisseden bir tek kişi bulamazsınız. Bir aile büyüğü gibi başkanı olduğu ilçeyi kucaklayan, herkesin ulaşabileceği ve ulaştığı zaman da çözüm bulacağına inandığı bir başkanlık performansından söz ediyoruz.
Bugün İstanbul’da siyasete güvenden söz ediyorsak, elbette bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ayakta tutuyor. Hüseyin Keskin Cumhurbaşkanı’nın öncülüğündeki dava yolculuğunda yükü taşıyanlardan, Cumhurbaşkanı’nın liderliğinde inşa edilen güvenin temelindeki taşlardandır.
Sultanbeyli dün Türkiye için öncüydü, bugün de öncüdür ve örnektir.
Bu seçimde Sultanbeyli’de aynı yolculuğun ve aynı öncü rolün yükselerek devam edeceği anlaşılıyor.
Yaşar BAŞ