Tabiatın tamamı Allah (c.c)’ın yarattığı hikmet ekseninde varlığını sürdürür.
İnsan hayatını çevreleyen hikmet, aynen tabiatı ve ekosistemi de çevreler.
İnsanların birey olarak refleksleri ile toplu yani sosyal refleksleri de birbirine benzeşir.
Ekonomi de böyledir.
Bir rahatsızlıkla karşılaştığınızda bu rahatsızlığın sistemik bir rahatsızlık mı, mikrobik bir rahatsızlık mı, yoksa travmatik bir rahatsızlık mı olduğunu nasıl tespit ediyorsanız.
Bir sosyal veya ekonomik sorunla karşılaştığınızda aynı şekilde sorunun sistemik bir sorun mu, mikrobik bir sorun mu, yoksa dışardan yapılan bir saldırı nedeniyle oluşabilecek travmatik bir sorun mu olduğunu tespit edebilirsiniz.
Kafasında şiddetli bir ağrıyla doktora başvuran hastanın bütün hayat bulguları normal ise, yani tansiyonu normal, vücut ısısı normal, solunumu normalse demek ki bir hastalık yoktur. Eğer her şey normalken adamın kafasının bir bölümünde ağrı varsa büyük ihtimalle adamın kafasına birisi odunu indirmiştir.
Türkiye’nin makroekonomik göstergeleri son derece normal iken, döviz piyasası daha önce görülmeyen bir tepki veriyorsa, demek ki bir saldırı var.
Bir saldırıya maruz kalmışsanız elbette canınız yanar. Saldırıdan hemen sonra bilincinizi açık tutabilir ve ayağa kalkabilirseniz, yani yapılan saldırı sizi yerle bir edememiş ise, vücut mutlaka toparlanır. Saldırıdan ayakta kurtulmuş iseniz, elindeki cephaneler tükenmiş olan saldırgan önümüzde diz çökmekten başka bir seçenek bulamaz.
Birileri kafamıza odunu indirmiş olabilir. Ama görüyoruz ki canımız acısa da bilincimiz yerinde ve saldırıya karşılık verecek kadar güçlüyüz.
Devletin kurumları yapılan saldırıya gereken karşılığı verdiler. Yapılan saldırının etkisi ile canımız elbette yanacak ama cevap verebilecek şekilde ayakta olduğumuzu görüyoruz. Önemli olan bu.
Türkiye bedel ödüyor ve canı acıyor ama esas bedeli Türkiye’ye ekonomik suikasta teşebbüs edenler ödüyor.
Yaptıkları suikastın onlara olan maliyeti bize olan maliyetinden kat kat daha ağır olur. Olmuştur da zaten.
Arzuladıkları siyasi sonuç için bu maliyete katlanıyorlar. Ama bilmiyorlar ki bu millet eline çakıl taşı almadan, tanklara toplara uçaklara helikopterlere direnmiş bir millet.
Canımızı acıtırlar ama hiçbir şekilde bizi yolumuzdan çevirmezler.
Onlar seçimlere kadar her türlü maliyeti göze alıp saldıracaklar biz de milim geri adım atmadan direneceğiz.
Seçimlerin yapıldığının ertesi gün bu hainlerin cephanesi tükenmiş bir şekilde önümüzde diz çökeceğini göreceğiz.
Şimdi yeniden imtihan alanındayız. Allah’ın izniyle bu son dönemeçten de geçeceğiz.
Bu arada kimin milletini sırtladığını, kimin milleti için sırtını saldırılara duvar yaptığını, kimin sırtını dönüp gittiğini, kimin sırtımıza bindiğini, kimin sırtımızdan bıçaklamak için hamle yaptığını da not edeceğiz.
Gecelik faizlerin yüzde binlik rakamlarla ifade edildiği Türkiye’yi krizden çıkarmış bir siyasi liderin yıllık faizleri yüzde on beşler seviyesinde olan Türkiye’yi ayağa kaldıracağına hiç şüphemiz yok.
Biz de sonuna kadar ayaktayız ve direneceğiz.
Yaşar Baş