İki günden bu yana Ak Parti Beyoğlu Belediye Başkan adayı Haydar Ali Yıldız ile Bilal Erdoğan arasındaki başı sonu kesilmiş konuşma üzerinden yapılan spekülasyonları izliyorsunuz.
Aslında Beyoğlu özelinde yaşananlar, siyasetin seviyesini anlamaya yarayacak bir gösterge.
Yargılama süreçleri tamamlanarak sahte senet tahsilatı yapmaya çalıştığı kesinleşen CHP Ankara Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş’ı mağdur ilan ediyorlar değil mi? Yolu Ak Parti ile kesişen birçok kişi de mahkeme kararı ile kesinleştiği halde bu konuların siyaset alanında konuşulmasından hoşlanmadığını ifade ediyor.
Mansur Yavaş’ın savunması ne: “Henüz hakkımda sahte senet nedeniyle kesinleşmiş bir hapis cezası yok.” Paşam sahte senet kullandığın kesinleşmiş mi? Kesinleşmiş. Kelime oyunları ile gizleyebilecek bir şey mi önümüzdeki bu yalın gerçek.
Esasında olayın kendisinin vahameti içinde sahte senet en hafif kalan iddia. Olay çok daha derin ve kombine.
Bunların konuşulması doğru değil diyenler var ya. Beyoğlu özelinde neyin konuşulduğuna bakın da siyasi etik neymiş görün.
Üzerinden yıllar geçmiş, konuşmanın bütününe bakınca bırakın yolsuzluğu büyük bir duyarlılık barındıran konuşmanın bir dakikadan kısa bölümünü keserek yapılan spekülasyona bakın.
Buradan da şunu düşünün. Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Haydar Ali Yıldız hakkında bırakın Yargıtay kararı ile kesinleşmiş bir sahte senet kullanımını, böyle bir iddia hakkında karakola dilekçe verilmiş olsaydı nasıl kıyamet koparılacağını düşünün.
Haydar Ali Yıldız, ahlak ve hakkaniyet söz konusu olduğunda hiç kimse ile kıyaslanmayacak örnek bir adamdır. Bırakın yolsuzluğu ve haksızlığı bunların zerresini bile yakıştıramazsınız ve yapıştıramazsınız.
Bahsi geçen konuşma mikrofon açık unutularak falan değil herkesin önünde açık bir platformda yapılan konuşma.
Konuşmanın bütününü izlerseniz zerre kadar bir kişisel amaç güdülmediğini, siyasi karar mekanizmalarının bu kadar içinde olan insanların kamuya ait bir girişim için yer belirleme konusunda prosedürlere ne kadar bağlı kaldığını da görürsünüz.
Konuşmanın başı ve sonu kesilmiş. Yani bildiğimiz montaj. Yani FETÖ’nün meşhur montaj kasetlerinden ilham almışlar.
Ama söz konusu olan CHP ise üzerinden beş yıla yakın zaman geçmiş bir konuşma, Yargıtay kararı ile kesinleşen sahtelikten daha güncel olabilir. Kamuya ait bir girişim için prosedürler içinde yer arama, montaj görüntülerle sahte senet tahsilatından daha çok spekülasyon konusu yapılabilir.
Kesinleşmiş mahkeme kararlarını konuşmak siyasi ahlaka aykırı, sahtecilik sarığı mağdur, sayılabilir, açık bir konuşmanın ucunu başını keserek anlamını bozarak sanki gizli bir kayıtmış gibi konuşmak da normal olabilir.
Bunların söylediği parlak nutuklar, bu nedenle bizim nezdimizde kıymeti sıfır.
Beşiktaş Belediyesinde yaşananların onda biri bir Ak Partili belediyede yaşansaydı şimdi konuşulacak olanları düşünün. Ataşehir Belediye başkanı hakkındaki iddiaların onda biri bir Ak Partili belediye başkanı hakkında olsa yeniden aday olabilir miydi?
Yolsuzluk nedeniyle görevinden uzaklaştırılmış bir belediye başkanı açıkta olduğu, yani seçilse bile görevine yolsuzluk yargılaması nedeniyle başlayamayacak olan bir belediye başkanını Ak Parti yeniden aday gösterir miydi?
Esas ahlaksızlık, yargı kararı ile kesinleşen somut yolsuzluk ve sahteliği bastırmak için montaj kasetler türetmek değil midir?
Ahlak ve namus abidesi bir adama bir ilçe belediye başkanlığını kazanmak için çamur atmaya değecek kadar her şey midir siyaset?
Yaşar BAŞ