Seçim sonrasında ortaya çıkan tablo bize gösteriyor ki Türkiye’nin en temel sorunu muhalefet sorunudur.
AK Parti iktidarda olduğu on altı yıllık dönemde Türkiye’ye sınıf atlattı. Bugün küresel çıkar odaklarının merkezi olan ABD tarafından alınan yaptırım kararlarına aynıyla karşılık verecek ve günlük iş planımızı değiştirtmeye bile gerek duymayacak kadar güçlü bir ülkeyiz.
Sağlıkta, sosyal güvenlikte, sosyal politikalarda, güvenlikte, siyasette, dış politikada, ekonomide yani aklınıza gelen her alanda sınıf atlamış bir Türkiye’den söz ediyoruz. Bu büyük başarıyı vesayet odaklarıyla dişe diş boğaz boğaza mücadeleler içinde gerçekleştirdi.
On altı yılda Türkiye vesayetin prangalarından birer birer kurtulurken, bir yandan da milletimizin refahını, güvenliğini yükseltti özgürlük alanlarını genişletti, devlet sistemini yeni baştan düzenleyerek millet iradesi ile devlet yönetimi arasındaki mesafeyi kısalttı.
Milletin iradesi ile devlet yönetimi arasındaki geniş bürokratik oligarşik alanda örgütlenen vesayetçi odakların kullandığı alan daraltıldı. Hatta vesayet için bir yaşama alanı da bırakılmamış oldu.
Yarın çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız Türkiye vizyonu bugün veya herhangi bir zamanda yaşayacağımız anlık problemlerin çok üzerindedir.
Dün vesayet alanındaki işbirlikçileri aracılığıyla Türkiye’ye yön çizenler istikamet ve ayar verenler, bugün muhalefeti neden doğrudan üstleniyor biliyor musunuz? Çünkü bugün Türkiye’de küresel çıkar odaklarının iş birlikçilerinin yaşayacağı bir alan kalmamıştır.
Onun için işbirlikçilerinden bir beklentileri kalmayanlar bugün Türkiye’ye karşı saldırıları bizatihi kendileri üstleniyor.
ABD daha önce hiç yapmadığı saldırganlıkları niye yapıyor biliyor musunuz? Çünkü içerdeki tetikçilerinden onlar da ümidi kestiler.
Dün piyonları aracılığıyla yaptıkları nasıl duvara çarptıysa, bugün telaşla kendileri tarafından yapılanlar da aynı şekilde duvara çarpacaktır.
Türkiye’de kökü bu topraklara ait bir iktidar var. Kökü dışardaki çıkar odaklarına sırtını dayayarak yapılan muhalefetin Türkiye’ye bir faydası yok. Türkiye’nin kökü bu topraklara ait bir muhalefete ihtiyacı var.
Türkiye’nin muhalefet vizyonu birilerine koltuk bulma, koltuk kapma, koltuk paylaşma, birilerinin altından koltuk çekme yarışı olmaktan çıkmadıkça, iktidar performansının daha da yukarılara çekilmesinde büyük zorluklar oluyor.
Tek kale oynanan bir maçta oyuncular oyuna ne kadar konsantre olabilir ki? Ama maçta rekabet varsa oyun daha da güzelleşiyor. Düşünün maça çıkıyorsunuz. Rakip takım tekme tokat bir birine giriyor. Durum böyle yani.
Türkiye’nin muhalefetinin bu kafa ile siyasi alternatif olması mümkün mü?
Yaşar Baş