Etrafınızda dünyayı kurtaracak, Coronayı yerle bir edecek, her derde deva ve her hastalığa şifa onlarca formül dolaşıyor değil mi?
Entübe hastayı ertesi gün futbol oynayacak hale getireceğini söyleyeni mi ararsın, şizofreniyi tek harekette düzelteceğini söyleyeni mi ararsın, rüyasında Coronanın tedavisinin kendisine anlatıldığını söyleyeni mi ararsın, arayıp da bulamayacağınız formül yok yani.
Bu formüllerin tamamı sahtedir de demiyorum. Elbette içlerinde gerçekten hesabı kitabı yapılmış, gerçekten de bazıları modern tıbbın çözüm bulamadığı konularda mucizevi çözümler bulanlar da vardır.
Şimdi doğal olarak gündem Corona olunca Corona fantezileri ile yüz yüzeyiz.
Ortalıkta onlarca formül dolaşıyor. Coronaya yakalanmış insan da, düşmana esir düşmüş kurtarılmayı bekleyen asker gibi bir psikolojiye sahip. Her türlü çözüm vaadine kanmaya çok müsait.
Modern tıp henüz bir çözüm öngörmediği ve süreç biraz da virüsün ve hastanın durumuna göre çok farklı seyirler gösterebileceği için, doğal olarak çaresiz insanlar muska yazdırmak da dahil her türlü öneriye açıklar.
Çaresiz insanlar, kesin başarı vaad eden önerileri geriye çeviremiyor.
İşte burada devletin devreye girmesi gerekir. İnsan sağlığı söz konusu olduğunda, eline mantar tıpalı bir şişe alan abı hayat diye ortalıkta gezememeli.
O kadar çok örnek gördüm ki. Elindeki formülün insanlığın kaderini değiştireceğine yürekten inanan ama ilaç otoritelerinin kendisinin önünü kapatmak için seferber olduğunu düşünen.
Devlet, insan sağlığı söz konusu olduğunda hiçbir şeyi kendi haline bırakamaz daha doğrusu bırakmamalı.
İlaç ruhsat regülasyonlarının sertliğinden herkes şikâyetçi. Orası tamam. Gerekli olmayan prosedürler isteniyor mu onu bilmiyorum. Ama devlet insan sağlığını tehlikeye atacak sorumsuzlukların önünü kapatacak bir prosedür mutlaka uygulamalı.
Esas sorun Tarım Bakanlığından izin belgesi ile satılan gıda takviyelerinde.
Devlet bunların nerdeyse hiçbir şeyini kontrol etmiyor. İlaca istediğiniz fiyatı koyamıyorsunuz ama gıda takviyesi olunca ne Çin işkencesine benzeyen ruhsat prosedürlerine tabi oluyorsunuz ne de fiyat limitlerine.
Devlet gıda takviyesi alanında dolandırıcılığa varan ve insan sağlığını tehlikeye atan sahtekârlara da etkili denetim yapmıyor.
Özellikle şu günlerde Coronayı tedavi edeceğini söyleyen onlarca formül var ortada.
Belki de doğrudur. Devletin böyle zamanlarda bu gıda takviyelerini kendi tercihi ile kullananların klinik seyirlerini araştırarak sonuçlarını toplumla paylaşması gerekmiyor mu?
Diyeceksiniz ki, sağlık alanında böyle bir sistem yok. Pandeminin getirdiği koşullar birçok sistem dışı uygulamaya kapı aralamadı mı?
Çaresiz insanların istismarını önleyecek adımları devlet atmak zorunda. Coronaya yakalanan, kendi ailesi dahil herkesten izole olan ve sürecin nasıl seyredeceğini asla bilemeyen insanların bazı dolandırıcıların kucağına itilmesine devlet sessiz kalamaz.
Hatta devlet, gıda takviyelerinin klinik tabloya etkisini izleyerek ve sonuçlarını paylaşarak, bu konuda gerçekten yetkin olanlarla sahtekâr olanları ayırt etmenin yolunu açabilir hatta açmalıdır.
Tanıdığım bazı insanlar da var. Son derece yetkin. Etken madde ile etken maddenin etki mekanizmalarını anlayacak formasyona sahip. Klinik sonuçları izleyebilecek ve değerlendirebilecek durumda.
Elbette böyle sağlam girişimlerin desteklenmesi gerekir. Hatta etkili bir denetim, bu işi gereği gibi yapanlar açısından en önemli destektir aslında.
Diğer husus fiyat hususudur. Gıda takviyelerinin fiyatı ilaç fiyatlarının sanıyorum yirmi katı falan. Devlet ilaca niye fiyat limiti koyuyor. Hasta olan insanların istismarını önlemek için. Peki, aynı şeyi niye gıda takviyelerine yapmıyor.
Devlet vakit geçirmeden bu gıda takviyesi işini önüne alıp, enine boyuna düşünüp, insanların istismarını önlemek zorunda.