Her itiraz edeni vatan haini, her destekleyeni vatansever olarak görmüyorum.
Ama itirazın üslubu veya desteğin şekli bize kimin vatan haini, kimin vatansever olduğu konusunda bir fikir veriyor.
Her durumun, her olayın, her tasarrufun kuyruğuna bir komplo teorisi ekleyenler faydalı bir iş yapmış olmuyorlar.
Akıl sağlığını tehlikeye düşüren komplo teorilerine değil, sağlam bakış açılarına, samimi eleştirilere, içten ve zihin açıcı tartışmalara ihtiyacımız var. Hariçten gazel okumalara değil.
Durumu anlamaya çalışan, işlemlerin hızını, kalitesini ve değerini artırmaya çalışan çalışmaların bir değeri olur.
Kişisel hesaplara dayanan samimiyetsiz algı operasyonlarının benim gözümde hiçbir değeri yok.
Samimiyetten söz edebilmek için, eleştirinin bir kişisel menfaat hesabına dayandırılmamış olması gerekir.
Binlerce kişi hakkında işlem yapılıyor. Samimiyet bu çalışmaların bütünü itibarsızlaştıracak davranışlardan uzak durmayı gerektirir.
Hatalı işlem olabilir mi. Elbette olabilir. Nitekim kanun yolları, hatta inceleme komisyonları bunun için var.
Gereksiz tartışmalarla bu çalışmaları itibarsızlaştırarak kendi mecrasından uzaklaştırmamak gerekir.
Devletin de artık sağlam bir çerçeve çizebilmesinin vakti geldi.
Bunun yöntemi nedir tam olarak emin değilim.
FETÖ soruşturmaları veya işlemleri ile ilgili her somut olayın kendine özgü koşulları var. Her durumu açıklayan bir mevzuat düzenlemesi yapılabilmesi yasama tekniğine uygun olamaz. Ama her işlem yapanın kendi bakış açısına göre olayı formüle etmesi de bazı çelişkilere ve buna bağlı tartışmalara yol açabilir.
Yargılama sistemi bu kadar yaygın bir örgütsel yapı ve bu kadar karmaşık bir suç örgütü olabileceğini öngörmemiştir. Doğal olarak klasik soruşturma ve yargılama yöntemleri, bu alçakların örgütü ile mücadeleyi etkisiz ve yetersiz kılacaktır.
Her adliyede, kamu idaresinin her bir biriminde FETÖ soruşturmaları ile ilgili bir birim var. Bu kadar yaygın bir devlet faaliyetinde sağlam sınırlar olabilmelidir.
Benim görüşüm bu konuda adım atması gereken yargıdır.
FETÖ soruşturmaları sonucunda açılan davalar var. Bu davalar yavaş yavaş sonuçlanmaya ve kanun yolları işlemeye başlıyor.
Kısa zamanda Yargıtay’ın önüne gelen dosyalar da olacaktır.
Yargıtay’ın ilgili dairesinin önüne gelen ilk FETÖ dosyasında sadece önüne gelen mahkeme kararını hukuka uygunluk bakımından denetlemekle kalmayıp, bütün FETÖ soruşturmaları için sağlam ve genel bir çerçeve çizmesi doğru bir yol olabilir.
Ne kadar ayrıntılı bir düzenleme olursa olsun, bu genel çerçeve ile tanımlanmayacak özel durumlar mutlaka olacaktır.
O özel durumlar da yeri geldikçe karara bağlanabilir.
Çeşitli yerlerde yapılan soruşturmalar ve alınan kararlara bakarak şunu söyleyebiliyoruz. Üzerinde mutabık kalındığı anlaşılan bi takım somut soruşturma çerçeveleri var.
Bu çerçevenin doğru bir çerçeve olup olmadığına en nihai olarak Yargıtay tarafından karar verileceğine göre, Yargıtay bir an önce önüne gelen ilk dosyada diğer işlemlere temel olacak emsal kararı vermeli ve bu karar herkesin elinde bir soruşturma rehberi olmalı.
Yaşar BAŞ