Darbeler zinciri yargı alanından başlamıştı.
Kırk yıllık karanlık bir örgütlenme son döneminde siyaseti de kuşatan hainlik zincirinin kademe kademe darbe denemelerine ilk refleks de yargı içinden gelmişti.
Büyük ve cansiperane mücadele yaşandı.
Büyük mücadeleler büyük bedellere de mal oldu,
son üç yılda en büyük dönüşüm yargı alanında yaşandı.
Darbe karşıtı mücadelenin her anı, her dakikası ayrı bir efsanedir.
Tarih yaşadığımız ihaneti de bu ihanet karşısındaki kahramanlıkları da yazacaktır.
Yargıda 17 Aralık sonrasında birçok değişim yaşandı.
İhanetle mücadele cephesindeki fikri bütünlük yerleşti,
Birçok değişim yaşanmasına rağmen ihanete karşı duruş sarsılmadan devam etti.
Referandum ile yargı alanında yeni bir sayfa açıldı.
Bu yeni dönemin birinci aşaması olan HSK seçimlerinde nerdeyse hatasız bir giriş yapıldı.
Seçimin yapılması yetkisini bana vermiş olsalardı, aşağı yukarı ben de aynı seçimi yapardım veya bu seçimin altına imzamı atarım.
HSYK üyelerinden görevine devam edenler oldu değişenler de oldu.
Yeni yapılan HSK üyelerinin üçü hariç tamamını yakından tanıyorum.
Mehmet Yılmaz zaten bildiğimiz biri. Yeniden atandı. Bu atama, Cumhurbaşkanının yargı konularında ne kadar zengin bir bakış açısına sahip olduğunun kanıtıdır.
Mehmet Yılmaz geçtiğimiz dönemde HSYK’nın saygınlığının ve çizgisinin teminatı oldu.
Ne zaman kritik bir dönemece girilse, çözüm için dayanak noktası oldu.
Halil Koç 17-25 Aralık karanlığında kamu düzeninin ayakta tutulmasının Rasim Aytin ile birlikte teminatı oldu.
O günlerdeki HSYK kompozisyonu içinde bir çözüm bulunabilmiş ise Halil Koç’un kişiliğinin bundaki etkisi çok büyüktür.
Sonradan da sarsılmadan yoluna devam etti. HSYK’nın veri tabanının korunmasında önemli katkıları olacaktır.
Alp Arslan da 2010 yılında FETÖ çetesine bayrak açıp, tek başına YARSAV’dan daha fazla oy almış son derece saygın bir isim.
2014 yılında yine FETÖ listesinin karşısındaydı. Yargıtay’dan FETÖ listesi dışında en çok oy alan kişi olarak HSYK yedek üyesiydi. 15 Temmuz’dan sonra hainlerin HSYK’dan temizlenmesi üzerine asil üyeliğe geçmişti.
Cafer Ergen de FETÖ’ye ilk bayrak açan yargı mensubuydu. Onlar neredeyse hep karşısında yer aldı. Cesaret timsali gibidir. 28 Şubat karanlığında başörtüsünün yasak olmadığını mahkeme kararlarına ilk geçiren kişi oldu.
2010 HSYK seçiminde çetenin yine karşısında adaydı;
sonra Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı oldu.
2014 HSYK seçimlerinde yargıda birlik grubunun adayıydı.
Kumpaslarla yedek üyelikte kaldı sonra Danıştay üyesi seçildi.
Çizgisinde ve adamlığında zerre sapma olmadı.
Yaşar Şimşek darbe günlerinde önce Adalet Bakanlığında kanunlar genel müdürü olarak reform ve direniş hareketinin öncülerinden oldu;
sonra Yargıtay üyesi ve Yargıtay genel sekreteri oldu.
Grup çalışmasında grubu bir arada tutma potansiyeli yüksek bir hukuk adamı olarak temayüz etti.
Mehmet Ademoğlu önce başsavcı sonra Yargıtay üyesi olarak yargıda birliğin vicdanı olarak temayüz etti.
Mehmet Akif Ekinci, Mavi Marmara soruşturmasında savcı olarak adaletin kılıcı gibiydi. İstanbul Başsavcı Vekili olarak bugün İstanbul’da tanık olduğumuz performansın görünmeyen kahramanlarından oldu... Ankara’nın yakından tanıması gereken bir isim. Grup yönetiminde çok başarılı az sayıdaki yargı mensuplarından biridir. Kısa zamanda varlığı hissedilecektir, HSK’nın yeni dönem performansına da damga vuracaktır.
Hüseyin Şahin, Ankara Başsavcı Vekili olarak FETÖ’ye karşı başlatılan ilk kapsamlı soruşturma kararları onun yönetimindeki soruşturma bürosundan alındı. Kritik zamanlarda sabrıyla örnek, son derece güvenilir ve itidalli bir isimdir.
Diğer üç ismi yakın tanımıyorum
ama mevcut dengeler içinde seçilebilecek en doğru isimler olduğu anlaşılıyor.
Yeni dönem, yeni hedefler için çok çok iyi tercihler oldu.
Yaşar BAŞ