Futbolda şampiyon Beşiktaş’ın başkanı Fikret Orman, bu yıl Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu basketbol organizasyonu THY EUROLEAGUE için ‘bir İspanyol şirketin ticari organizasyonu’ dedi. Uluslararası federasyonlar tarafından düzenlenmediğini ifade etti. Bir anlamda korsan bir turnuva olduğunu ifade etmiş oldu.
Bu çok doğru ama aynı zamanda çok da eksik bir ifade.
Uluslararası federasyon dediğinin İspanya’daki şirketten ne farkı var ki?
Biri İspanya’da şirket. Avrupa Futbol Birliği UEFA İsviçre’de dernek. Dünya Futbol Birliği FIFA İsviçre’de dernek. Uluslararası Olimpiyat Komitesi İsviçre’de dernek. Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi İsviçre’de vakıf. Uluslararası Tebis Federasyonu Bahamalarda şirket.
Bunların birinin diğerinden ne farkı var ki?
Hepsi aynı.
Hepsi Yahudilerin İsviçre kenti olan Sion’da düzenledikleri Siyonizm’in temeli olan meşhur Sion kongresinden sonra Yahudiler tarafından kurulmuş korsan teşkilatlar.
Hükümetlerden bile daha büyük güç kazanmış bu korsanlığa esas karşı çıkmak gerekiyor.
Spor endüstrisi aracılığı ile yaratılan kirli ekonominin sorgulanması gerekiyor.
Türk Hava Yolları’nın ana sponsor olduğu, sponsorlarının çok büyük bölümü Türki firması olan Euroluague işin en küçük teferruatı.
Hükümetleri bile teslim alan bu kirli düzeni sorgulamak hiç kimsenin aklına bile gelmiyor.
Türkiye yıllardır Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin peşine takılmış geziyor. Bir olimpiyatı da Türkiye’de düzenlemek için yapılan harcamalar nerdeyse milyar dolara ulaşacak. Gözümüzün içine baka baka en açık yolsuzluklar yapılıyor. En ağır aşağılamalara maruz kalıyoruz da, bunun temelinde olan kirli düzeni sorgulamak hiç kimsenin aklına gelmiyor.
Daha önce defalarca yazdım.
Uluslararası spor teşkilatları hükümetlerin taraf olduğu resmi bir karaktere bürünmedikçe bu kirli yasa dışı bahis rejimini değiştiremeyeceksiniz. Bunun sorumluluğu da herkesin sırtında kalacaktır.
Gözümüzün önünde, daha iki yıl önce futbolun uluslararası kurumlarında bürokratlar darbe yaptı ve yönetime el koydu.
İtalyan, Yunan ve İspanyol üç tane avukatlık firmasının ortakları, UEFA ve FIFA çalışanları olarak bildiğin Mısır’daki darbeye benzer bir darbe ile yönetimi ele geçirdiler.
Yolsuzluğun ve haksızlığın en büyüğünü göstere göstere yapıyorlar da gıkını çıkaran maalesef yok.
Uluslararası spor düzenini bir kaç avukattan oluşan bir mafya grubu ele geçirdi.
Devlet olarak biz dahil dünyanın geriye kalanı bu mafyanın önünde diz çökmüş durumda.
Eğer hukuk olsaydı, bugün FIFA Başkanı İnfantino, cezaevinde olurdu. Ortakları ile birlikte.
Ama bu çetenin lideri bizim ülkemiz dahil dünyanın her tarafından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri gibi devlet başkanları tarafından karşılanıyor ve ağırlanıyor.
Bu sadece futbolda değil. Bütün sporlarda. Bir tanesi bile bu mafya düzeninin dışında değil.
İki alanda işler İsviçreli mafyaların kontrolünden çıkmış durumda. Dövüş sporlarında yüzlerce korsan federasyon ortaya çıkmış. Hiç bir denetim yok. Kirlenme gırtlağa kadar da çıkmış.
İsviçre mafyasının kontrolünden çıkan ikinci alan kısmen basketbol. Basketbolda, Avrupa Basketbol Birliği ULEB kontrolü dışında EUROLEGUE adında bir organizasyon yapıldı. ULEB turnuvaları bütün ağırlığını kaybetti.
Eğer ULEB resmi bir organizasyon olabilseydi, İspanyol şirket EUROLEAGUE organizasyonunu kurabilir miydi?
Daha önce defalarca yazdığım gibi, bu korsan teşkilatlar yakın zamanda ülkelerin politik atmosferine müdahale edecek bir saldırganlık kazanacaktır.
Çünkü bu kurumların tarihinde, devlet olmayan toplulukları devlet gibi kabul etme, devlet olanları tanımama gibi örnekler var.
Dünyada Galler diye bir ülke var mı? Ama milli takımı var değil mi?
Bu gün Katalonya’nın bağımsız bir milli takım olarak kabul edilip edilmeyeceği tartışılıyor. Yani parayı ver. Ayrı bir milli takım olarak katıl.
Bunun devam etmesi, politik konuları ve terörü de besleyen bir alana dönüşecektir.
Fikret Orman’ın başlattığı tartışmanın büyümesi ve bu kirli düzenin sorgulanması gerekir.
Yaşar BAŞ