Libya konusu tarihsel ve hukuki sebepler ile birlikte, Doğu Akdeniz enerji denklemini temelinden etkileyen son derece önemli bir milli güvenlik konusudur.
Yaz aylarında sağlanan sükunet sonrasında Libya gündemimizin biraz geri planına düşüyor gibi oldu.
Suriye ve Karabağ gündemi elbette çok çok önemli ama bir büyük devlet olarak dikkatimizi birden çok alanda ayakta tutmayı başarabilmemiz gerekir.
Libya diğer kriz bölgelerinden farklı karakter barındırıyor. Şehirlerde etkili olan ve iç savaşı şehir merkezlerinin dışında tutmayı başaran güçlü aşiretler var.
Güçlü aşiret yapılarının Libya denkleminde ilişkileri kolaylaştıran tarafları da var ancak daha kırılgan hale getiren tarafları da var.
Söz konusu olan Libya ise, ilişkilerin çok yönlü ve derinlikli bir şekilde, bileşenlerin tamamını içine alan bir iş planı ekseninde yürütülmesi gerekiyor.
Türkiye yeni yılın hemen öncesinde, tüm dünyaya beyaz bir sayfa açma önerisinde bulunarak son derece önemli ve rasyonel bir adım attı.
Bu yeni açılımın sonuç vermesi, Türkiye’nin Akdeniz, Ortadoğu ve Kafkasya bölgesindeki kriz alanlarında güçlü duruşunu sürdürmesine bağlı.
Batılı sömürü odaklarının Akdeniz, Ortadoğu ve Kafkasya bölgesindeki kriz alanlarına etkili bir şekilde müdahale eden ve sonuç alan Türkiye’nin politikalarını hazmetmekte zorlandıkları görülüyor. Tam bu aşamada beyaz sayfa açılması onlar açısından da yeni bir seçenek oluşturuyor. Ama Türkiye’nin durduğu noktanın güçlü olmadığına dair bir işaret bulurlarsa, bu beyaz sayfayı yırtıp atacaklarından hiç şüpheniz olmasın.
Çıkar odakları ve onların kontrol ettiği siyasal organlar nasıl davranırsa davransın, Türkiye vicdan temelli küresel siyasetinden asla vaz geçmemeli. Bunun yanında kriz bölgelerindeki etkin rolünü kuvvetlendirerek devam ettirmeli ki, Türkiye’ye ile ortak hareket etmemek bir bedele dönüşsün.
Türkiye’nin uzattığı eli geri çevirmek bir maliyet oluşturmaya başladığında, toplumlar kendilerini temsil eden siyasal organların kararlarını sorgulamaya başlayacaktır.
Defalarca ifade ettim. Dış politika sadece hükümetler arasındaki ilişkilerden ibaret değildir. Dış politika aynı zamanda toplumlar arasındaki ilişkilerdir.
Türkiye’nin yeni bir küresel eksen olarak yükselişi, insanlık için doğru bir öneri ve beyaz sayfa açılması yanında, dahil olduğu kriz bölgelerindeki güçlü duruşuna da bağlıdır.
Bu bakımdan Libya en önemli konular arasında. Libya konusu sadece dış dinamiklerden ibaret değil. Libya’nın kendi iç dinamikleri de var. Bir yerde barış ve huzur olacaksa, bütün bileşenlerin bir hukuk dahilinde kendilerini güvende hissedecekleri model inşa etmek zorundasınız.
Bu süreçte sübjektif niyetlerden daha çok, objektif iş planları önemlidir.
Libya’da denklemin bütün parçalarını bir arada tutacak iş planı ile hareket edilmeli. Türkiye Hafter ve küresel çıkar odaklarının taşeronu olan hiçbir kimseyi muhatap almamalı. Ancak şehirlerde etkili olan aşiret liderleri ve kanaat önderlerinin tamamı ile ilişki kurabilmeli.
Libya gibi güçlü aşiret yapılarının bulunduğu bir ülkede, ilişkilerinize bu bileşenleri dahil eden derinlik kazandırmadan sağlıklı bir düzen kurulması çok zor olur.
Türkiye Libya’da ilişkilerine derinlik kazandırdıkça, Libya’ya dışardan müdahalelerin yolu kapanacaktır.