Gün geçmiyor ki bir aile mahkemesi bir uzaklaştırma kararı, konuşma yasağı veya başka bir tedbir kararı vermesin.
Aile konuları üzerinden yürütülen tartışmaları ve tartışmaların vardığı boyutları izliyorsunuz.
Konunun uzmanı olmayanların, verilen tutarsız ve temelsiz kararlar üzerinden mevzuat eleştirisi yapmasının bir dereceye kadar anlaşılır tarafı var.
Mevzuatta düzeltilmesi gereken taraflar da var ama uygulama mevzuattaki yanlışlığı tahammül edilemez hale getiriyor.
Aile hukukunun temel mevzuatı ve dayanak uluslararası sözleşmeler de mahkemelerin verdiği kararlar üzerinden itibarsızlaştırılıyor.
Uzaklaştırma kararlarında da süresiz nafaka diye adlandırılan aslında genel olarak nafakaya ilişkin sorunlarda da mahkemelerin kararları haksızlığın temel kaynağı haline gelmiş durumda.
Hakimin biri var videoları paylaşım rekorları kıran. Bir başvuru üzerine erkek için uzaklaştırma kararı verdiğini, kadına tedbir nafakası bağladığını, birkaç gün sonra kendisini ziyaret eden uzaklaştırılan kocanın sitemini anlatan hakim. Erkeği evden uzaklaştırdım, kadın eve başka erkek aldı bağladığım tedbir nafakası ile dostunu besliyor diyor. Bu adam hakkında derhal işlem yapıp mesleğinden uzaklaştırmadığında, sorunun sistemden kaynaklandığı algısı yerleşiyor. Kendi verdiği karar üzerinden spekülasyon yapan birinin hakim olarak görev yapmasına izin verilmemesi gerekiyor.
HSK şiddetin önlenmesi ve ailenin korunması konularında tedbir kararı verme yetkisine sahip mahkemeleri belirleyerek, bu tartışmalı tedbir kararlarına karşı bir adım atmış oldu. Eğer tedbire yetkili mahkemeler kararlarında kişisel haklar ile ailenin korunması arasındaki dengeyi kurabilirlerse sorunlar azalır.
Dünyanın tarihi boyunca uygulama sorunu yaşamayan bir sistem kurulamadı. Tarihin en büyük Peygamberinin kurduğu vahye dayalı sistem vefatından çok kısa bir süre sonra rayından çıktı.
Şurayı gözden kaçırmamamız gerekiyor. Sorunsuz bir sistem kurmak hiçbir şekilde mümkün değil. Sorunu azaltan bir sistem kurmaya çalışmak lazım.
Gündemin bu kadar merkezine oturan aile hukuku uygulamaları konusunda aile mahkemelerinin sorumluluk duygusu ile bağdaşmayan kararlarını da yakından izleyip, ölçüsüz kararlar hakkında gereği yapılmalı.
Yargı uygulamalarındaki hatalar sebebiyle aile hukuku mekanizmaların itibarsızlaştırılmasına karşı ekstra bir duyarlılık olmazsa, giderek meşru mekanizmaların bile yaşamasına imkan kalmaz.
Şunun da altını çizelim. Aile ile ilgili temel mevzuat konusunda ahkam kesenlerin çok azı bu mevzuatı okuyor.
Mesaj gruplarında bazen öyle iddialı yorumlar öyle sert ihanet senaryoları konuşuluyor ki şaşırırsınız.
Bazılarına eleştirdiğiniz mevzuatı okudunuz mu diye soruyorum. Maalesef nerdeyse hiçbir tanesi eleştirdiği mevzuatı okumamış.
Yasama organı kendi yaptığı mevzuatın korunmasını izlemeli. Mevzuat yapılıyor. Bir taraftan ölçüsüz uygulamalarla, bir taraftan da ölçüsüz eleştirilerle mevzuat rayından da çıkarılıp tuhaf bir hale sokuluyor.
Aile mevzuatımızda elbette sorunlar var ama esas fecaat yargı uygulamasında.
Uygulamada yapılan değişikliğin, dikkatli bir şekilde izlenmesinde ve değerlendirilmesinde fayda var.