Dış politikayı hükümetler arası taktik oyunlar ve savaş olarak gören anlayışın yıkılmasının üzerinden bir asra yakın zaman geçti.
Dış politika milletler arasındaki ilişkilerdir. Eğer bir ilişkiden söz ediyorsanız da bunun temeli ancak ve ancak duygusal bir bağ olabilir.
Hükümetler geçer. Ama milletlerin zihnine yerleşen kodlar kolay kolay değişmez.
Türkiye Cumhuriyeti ile ortaklık anlayışına dayanmayan her türlü girişimi bu millete ve devlete yapılan düşmanlıktır.
ABD, Türkiye ile işbirliği yapacaksa bunu ancak Türk devleti ile ortaklık temelinde yapabilir.
Türk milletinin iradesinin tezahürü olan Türk hükümeti üzerinde baskı ve kumpaslarla asla ve kata bir yol alabilmesi mümkün değildir.
Türkiye’yi yöneticilerini satın aldığı veya kumpas ve entrikalarla yönettiği ülkelerle karıştırıyorlarsa bu işin sonunda kaybeden sadece ABD olur.
Türkiye’nin ekonomisini hedef alan saldırılarla hedefledikleri şey devlet millet bütünlüğünü bozmaksa bilmeliler ki bu saldırılar Türk milletini devletinden ayırmaz daha da bütünleştirir.
ABD’nin piyonları eliyle yapamadıklarını şimdi doğrudan yapmaya çalışmasını Türk milletinin fark edemediğini sananlar yine duvara çarpacaklardır.
Biz tarihle ilk defa imtihan olmuyoruz. Bir defa daha zalimlere ve hainlere boyun eğmeyeceğimizi göstermemiz gerekiyorsa gösteririz.
Dolar suikastının bize etkisi olmayacak mı elbette olacak. Ancak unutmayın bazı güzel etkileri de olacak. Küresel çıkar düzeninin etkilerinden kaynaklanan yapısal bazı sorunlarımızı da yeni bir bakış açısıyla temelden çözmemize de yarayacaktır.
Türkiye’yi daha önce ayar verdikleri ve küresel çıkar sisteminin örümcek ağlarıyla diz çöktürdükleri ülkelerle karıştırmanın bedelini en ağır şekilde ABD ödeyecek.
Kudüs oylamasında yanında kalan mahalle büyüklüğündeki ülkelerle baş başa kalmanın ABD iç siyasetindeki sonuçlarını da yakın zamanda görmeye başlayacağız.
Yapmadıklarını bırakmadılar. Dolar suikastı yapabileceklerinin son noktasıydı. Bizi artık geri dönülemeyecek şekilde kaybettiler.
Şimdi tekrar Pennsylvanialı şeytan ile buluşma teklifleri yapıldığına yani en başa döndüklerine göre demek ki ellerinde kalan başka bir şey yok.
Bu ilkel yöntemlerle varabilecekleri en son noktayı gördük.
Şimdi Türkiye için harekete geçme zamanı.
Türkiye yeni bir küresel nizamın inşası için adımlarını attığında küresel terör dahil, bütün insanlık dışı suçların kaynağı durumundaki ABD için artık sanık sandalyesine oturmanın zamanı gelecektir.
Türkiye için başka bir seçenek bırakmadılar.
Tercih onların kendileri bilir.
Ama bu işin sonunda kaybeden ABD olur.
Yaşar Baş