Altını defalarca çizdik, bir defa daha çizelim.
Bu milletin evlatları, tarihin ve coğrafyanın herhangi bir yerinde benzeri bile asla görülemeyecek bir kahramanlık gösterdi, vatanını, milletinin hayatını ve haysiyetini kurtardı.
Saldırılar sürecektir. Şeytanın askerlerinin de saldırısı olacaktır. Başka satılmışların da. Bundan sonra hiçbir güç bu millete dizleri titremeden saldıramaz.
Bizi ayakta tutacak olan ve korumamız gereken en önemli varlığımız milli bütünlüğümüz.
Milletin darbeye karşı isyanını değerli kılan, sadece darbeye karşı derhal ve hesapsız direnişi değil. Bu direniş elbette çok çok değerli. Ama bundan daha değerli olan, sokakta inisiyatifi eline geçiren milletimizin, tehlikeyi önledikten sonra hiçbir şekilde meşru otoriteye itaat çizgisinin dışına çıkmamış olmasıdır.
Dünyada başka yaygın halk hareketleri de olmuştur. Olmuştur da, sonrasında ortaya çıkan kaos yıllar süren düzensizlik ve on yıllar süren bedellere dönüşmüştür.
Bizim milletimizin isyanının değeri işte burada. 15 Temmuz gecesini sokakta geçirdi insanlarımız. 16 Temmuz günü vatanımızın tamamında herkes normal mesaisi, işi gücü neyse ona döndü. Bir tek yağmalama, bir tek saldırı olmadı. Alacaklının alacağı, vereceklinin vereceği tehlike alanına girmedi. Sermaye piyasaları bir tek gün kapanmadı. Devlet kurumları bir an bile inisiyatif kaybı yaşamadı, adi suçlar takipsiz kalmadı.
Bu tablo herhangi bir tarihte ve herhangi bir coğrafyada eşine benzerine rastlanılamayacak bir tablodur.
Şeytanın askerleri darbeyi başaramadılar. Bundan sonraki amaçlarının kaos çıkarmak olduğunu ilk gün söyledi herkes.
Eğer Bağdat caddesinde tankları alkışlayanlar akıl hocası olur, alnı secdeye değen herkes potansiyel şüpheli haline gelirse, ömrünü bu şeytani teşkilatla mücadele içinde geçirmiş insanlar yerli yersiz suçlanmaya başlarsa hep birlikte zarar görürüz.
Birçok tehdit senaryoları var. Bazıları bu tehdit senaryolarına dikkat çekmeyi, darbe karşıtı duyarlılığın bir göstergesi sayıyorlar. Özellikle de Pensilvanyalı şeytanın eski ortakları.
Bir tehlikenin, bir darbecinin, Pensilvanyalı şeytanın bir askerinin varlığından haberdar olan, bunlara karşı işlem yapmakla görevli devlet kurumlarına gidip bildiğini anlatmalıdır. Kolluk kuvvetlerimizle ve savcılarımızla hiçbir bilgi paylaşımı yapmayanların, gazete, televizyon ve whatsapp gruplarından tehlike senaryoları ve kripto paralelci paylaşımlarının hiçbir samimiyeti yok.
Kolluk ve savcı ile paylaşılmayan bilgiler ortalıkta dolaşınca, insanların savcı ve emniyete olan inancı da zarar görüyor. Sanki bu darbecilerle yeteri kadar mücadele edilmiyor görüntüsü oluşturmanın kime faydası var.
Bazıları, Pensilvanyalı şeytanın örgütünün baş edilemeyecek güce sahip gibi göstererek propagandasını yapıyor. Bazıları da alnı secdeye değmiş herkesi potansiyel şüpheli ve güvenilmez ilan ederek milletin bir birine olan güvenine saldırıyor.
Özellikle de yerli yersiz, dayanaklı dayanaksız, devlet kurumlarının doğrulamadığı tehlike senaryolarını, uyarı görüntüsü altındaki tehditleri ortalıkta dolaştıranlar var. Bu tehdit senaryoları bazılarını tedirgin ediyor ve bıktırıyor, yüz bilmem kaçıncısı da gerçek dışı çıkınca bazılarını da tehlike uyarılarına karşı duyarsız hale getiriyor.
Bir tehlike varsa, bunu izleyecek ve değerlendirecek devlet kurumları belli. Bir uyarı gerekiyor ise yine Cumhurbaşkanımızın, diğer devlet kurumlarının ve darbeye karşı kendini siper eden savcılarımızın, kolluk teşkilatının uyarılarına bakmak lazım.