Türkiye’nin seçimi Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi olmaktan çoktan çıkmıştır.
Yapacağımız seçim, Küresel Drakulalara karşı mazlum insanlığın onurunu ayakta tutma savaşıdır.
Bu mücadelede, Recep Tayyip Erdoğan asla yalnız değildir.
Dünyanın neresinde bir hain ve zalim varsa; bizim düşmanımız, dünyanın neresinde bir boynu bükük, bir kalbi kırık varsa; dili rengi ırkı fark etmeden bizim kardeşimizdir.
Biz boynu büküklerin ve kalbi kırıkların Peygamberi olan bir büyük Nebinin ümmetiyiz.
Biz insanımıza ve insanlığa karşı sorumluluğumuzun farkındayız.
Halka halka bu insanlık mücadelesini ayakta tutacağız.
Türkiye bu mücadelenin bir koltuk mücadelesi olmadığını çok iyi biliyor.
Küçük hesaplar ve kişisel önceliklerin zamanı değil.
Beyoğlu Piripaşa Mahallesinde Cumhurbaşkanlığı seçiminin önemini konuşmakta olduğumuz bir sırada bir ablamız yanıma yaklaşarak bana dedi ki, “Önümüzdeki hafta ameliyat olacağım, ağır bir ameliyat olacak, doktorlar ameliyat masasından kalkamayabileceğimi söylüyor. Ben ameliyatın seçim sonrasına ertelenmesini istiyorum. Bu seçimde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için oy veremeden ölürsem gözüm açık gider. Eğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan saldırılar başarılı olursa, Filistin’de ağlayan çocukların boynu bükük kalır” dedi.
İşte Türkiye böyle bir insanlık şuuru üzerinde ayakta duruyor.
Bir tarafta koltuk pazarlıklarına siyasi inancını sermaye yapanlar var. Bir tarafta siyasi tercihini kişisel menfaatleri için pazarlayanlar var.
Bir tarafta da Filistinli çocukların boynu bükük kalır diye oy kullanma saatine kadar yaşama dışında bir talebi ve beklentisi olmayan insanoğlu insanlar var.
Bu seçim onun için sadece bir Cumhurbaşkanlığı seçimi değil. Bu seçim bir koltuk mücadelesi asla değil.
Koltuğundan başka bir değer yargısı olmayanlar, bu sevdayı kavrayamazlar.
Türkiye’nin bu seçimi hainler ve zalimler için son duraktır.
Tüm güçleriyle yüklenmelerinin nedeni bu. Son güçleriyle son durak için daha da saldıracaklar.
Bu seçim küresel güç odaklarının yerli işbirlikçileri için de son duraktır.
Türkiye’de yeni siyasi merkezi inşa ederek Türkiye’nin yükselişinin önünü açan AK PARTİ bu seçimden sonra muhalefetin de yeniden inşasının kapısını açacaktır.
Bu seçimden Cumhurbaşkanımız zaferle çıktığında muhalefet artık ayakta kalamaz. Sırtını millete dayayan iktidarın karşısında, sırtını milletine dayayan yeni bir muhalefet inşa edilecektir.
Bu seçim, Türkiye’deki hainlerin küresel güç merkezlerinden beslenerek ayakta kalamayacaklarını gösterecek son dönemeçtir.
BU seçimde küresel güç odaklarının yerli işbirlikçileri başarısız olduklarında; hem yerli hainler küresel vampirlerden ümidini kesecek, küresel vampirler de yerli işbirlikçi eblehlerden ümidini kesecektir.
Bu seçimden sonra iktidarıyla, muhalefetiyle sırtını sadece milletine dayayan, gücünü sadece milletinden alan bir siyasi paradigma inşa edildiğinde artık seçimler de bizim için bir keyfe dönüşecektir.
Haydi hayırlısı.
Yaşar Baş