28 Şubat davası sonuçlandı. 21 sanığın üzerine atılı bulunan «Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Suçu”nu işlediği sabit olduğundan eylemine uyan ve 5237 sayılı TCK›nın 7/2. maddesi hükmü nazara alınarak suç tarihi itibariyle yürürlükte olup lehine olan 21.07.2004 tarihli 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5218 sayılı Kanunun 1. maddesi ile değişik 765 sayılı TCK’nın 147. maddesi gereğince AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA.
Sabit görülen eyleminin 3713 sayılı Yasanın 3. maddesinde 18.07.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5532 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce ve sonra terör suçu olarak düzenlendiğinden verilen ceza 3713 sayılı Yasanın 5/1. maddesi gereğince 1/2 oranında artırılarak AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA.
Yaş ve sağlık durumuda dikkate alınarak, ölçülülük ve orantılılık ilkeleride birlikte değerlendirildiğinde hakkında 5271 sayılı CMK’nın 109/3-a maddesinde belirtilen yurtdışına çıkamamak ve CMK’nın 109/3-b maddesinde belirtilen her ayın 1. gününde ikametine en yakın güvenlik birimlerinde oluşturulacak deftere imza vermek suretiyle adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına, adli kontrol hükümlerine isteyerek uymadığı takdirde 5271 sayılı CMK’nın 112. maddesi uyarınca tutuklanabileceğinin ihtarına karar verildi.
Eğer sanıklar ölmeden önce Bölge Adliye yani İstinaf Mahkemesi incelemesi, sonrasında da Yargıtay incelemesi sonuçlanırsa cezaevine girecekler.
Bin yıl sürecek denilen ancak milletin iradesi karşısında beş yıl içinde yerle bir olan yirmi yıldan bu yana da asker kanadı ile mi, sivil kanadı ile mi, bürokrasi ayağı ile mi, medya bacağı ile mi, sivil toplum kolu ile mi hesaplanacağımıza bir türlü karar veremediğimiz alacakaranlık kuşağı ile hesaplaşmamızın sonucu bu.
Darbeleri araştırma komisyonu başkanımıza göre hesaplaşma da değil bi yüzleşme.
21 Cuntacı sanığın seçilmiş hükümetin çalışmasını engellediklerine ve hükümeti devirdiklerine karar veren mahkeme, yaş ve sağlık durumları nedeniyle tutuklanmalarını ölçülü ve orantılı bulmadı.
Sanıklar yetmiş ile seksen beş yaş aralığında. Aralarında devamlı tedavi ihtiyacı olan yok.
Eylemleri nedeniyle pişman olduklarını ifade etmedikleri halde cezalarında da indirim yapıldı.
Üzerinden yirmi yıldan daha fazla zaman geçmiş olaylarla ilgili hesabı kapatırken çok fazla ileri gitmeye gerek görülmemesi de bir tavırdır. Bir yere kadar benim de söyleyeceğim söz olmaz.
Ama darbenin failleri söz konusu olduğunda geçerli olan orantı ve ölçü, darbenin mağdurları söz konusu olduğunda işlemiyorsa buna hesaplaşma mı dersiniz yüzleşme mi dersiniz bilemem ama kesin olan bi şey var asla adalet diyemezsiniz.
Bir dönemin hesabını fazla uzatmadan kapatmak istiyorsak işe mağdurlardan helallik isteyerek başlamak gerekiyor.
Faillerle helalleşip mağdurları cezaevinde unutarak bu hesabı kapatmak adil bir sonuç olamaz.
Alacakaranlık kuşağının kont drakulaları cezaevine girse ne olacak girmese ne olacak!
Ama adaletin önünde diz çöktüklerini ve mağdurlarla yüzleşerek af dilediklerini görmeliydik.
Eğer bir yüzleşme olacaksa failler dışarda mağdurlar içerdeyken bir yüzleşme olamaz. En azından faillerle mağdurlar yüz yüze gelebilmeli.
Yaşar Baş