ABD Büyükelçiliğinin resmî Twitter hesabından FETÖ’cü bir paylaşımı beğenmesi öyle sıradan bir olay değildir.
Olayın geri tarafında ABD politik karar organlarının bir inisiyatifi var mıdır bilmem. Olabilir ama bunu daha düşük bir ihtimal olarak görüyorum.
Daha önce NATO tatbikatında veya Halifax Security Forum’da örneğini gördüğümüz bir FETÖ’cü provokasyon olma ihtimalini daha yüksek görüyorum.
Eğer olay ABD Elçilik bürokrasisi içine sızmış bir FETÖ’cü tarafından yapılan provokasyon ise, bunun hükümetler arası bir siyasi sorun veya nezaketsizlik haline getirilerek özürle kapatılması FETÖ’cülerin işine gelecektir.
Şunu artık net olarak biliyoruz ki, FETÖ sadece Türkiye’nin bürokrasisine sızmış değil. Özellikle de milletlerarası örgütler başta olmak üzere faaliyette oldukları bütün ülkelerin bürokratik mekanizmalarına az veya çok sızmışlar veya sızma girişiminde bulunmuşlar.
ABD’nin Türkiye’de bulunan diplomatik misyonuna sızdıklarını gösteren çok ciddi deliller ortaya çıktı hatta tutuklamalar oldu. Sızmanın hangi boyutta olduğunu tam olarak anlayabilmiş olmadığımız için temizlik yapılıp yapılmadığı konusunda da bir bilgimiz yok.
Hatırlarsınız. NATO tatbikatında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmini düşman olarak hedefe koymuşlardı. Sonrasında da Halifax Security Forum’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın boynunda darbecilerin müdahalesi ile oluşan kemer izi olan fotoğrafını koymuşlardı. Türkiye özellikle de Halifax Security Forum’daki skandalı yeteri kadar ciddiye almadı ve konu özürle kapandı.
Oysa söz konusu forumdaki başlıklardan biri WEAPONİZİNG CAPİTAL: ONE BELT ONE ROAD AND ONE WAY idi. Yani Pekin’den Londra’ya gidecek merkezinde Türkiye olan tek kuşak tek yol projesinin silaha dönüştüğü, dünyanın ekonomik eksenini değiştireceği ve buna karşı tek yolun olduğu iddia ediliyordu. Tek kuşak kelimesinin İngilizcesi ONE BELT. Belt kelimesi burada kuşak olarak tercüme ediliyor ama tam Türkçesi KEMER’dir.
Bir ekonomik proje NATO güvenlik forumunun konusu oluyor ve bu forumda Türk temsilcisinin boynuna KEMER izi olan fotoğrafı konuluyor. Belki de açıkça yeni ekonomik eksen olan tek kuşağın kuşağının Hulusi Akar’ın şahsında Türkiye’nin boynuna geçirileceğine dair subliminal bir tehditti yapılan. Ama Türkiye bunun farkına varmadı ve konuyu basit bir özürle kapattı. Konu özürle kapanınca iki taraf arasında bir siyasi sorun düzeyinde kalıyor.
Oysa bana göre bu olay NATO veya NATO tarafından desteklenen bir sivil forum olan Halifax Security Forum bürokrasisindeki FETÖ’cü yapının Türkiye içindeki hainlere verdiği bir subliminal mesajdı. Böyle mesajlarla hâlâ ayakta oldukları mesajı vererek soruşturma baskısı altında veya cezaevinde olanlara moral kazandırılmaya çalışıldığı artık biliniyor.
Keşke konu Rus Büyükelçisi cinayetinde olduğu gibi iki taraflı ve ön yargısız soruşturmada derinlemesine incelenebilseydi.
ABD Büyükelçiliği resmi hesabından yapılan nezaketsiz beğeni, ABD diplomatik misyonu içine sızmış bir FETÖ’cünün cezaevlerinde sıkışan FETÖ’cülere bir moral mesajı olabilir.
Eğer öyleyse işi iki hükümet arasındaki bir siyasi nezaket sorununa indirgeyip özürle kapatmak en çok FETÖ’cülerin işine gelecektir.
Türkiye bu olayı özürle kapatmak yerine ortak komisyon tarafından soruşturulmasının Türkiye’nin de, ABD’nin de güvenliği için zorunlu olduğunu ABD’ye iyi anlatmalı. Eğer ABD bu konunun ortak komisyon tarafından soruşturulmasını kabul etmezse bilelim ki ortada ABD’nin siyasi karar organlarının himayesi ile yapılmış bir iş vardır ve yaptıkları çok açık bir saldırıdır.
O zaman durumu bu çerçevede ele alıp yapılan saldırıya uygun bir karşılık verme hakkımız doğar.
Yaşar BAŞ