İstinaf mahkemelerinin yani resmî adıyla Bölge Adliye Mahkemelerinin yargılama usullerini kısmen revize edecek teklif duyuruldu..
İki buçuk yıl önce tanıştığımız istinaf sisteminin uygulamada ihtiyaç duyduğu düzenlemelerin bazıları hayata geçiyor.
Örneğin; istinaf mahkemesi dairelerinin iki ayrı heyet halinde çalışmasının önünü açan teklif gerçek bir ihtiyaçtı. Ancak iki buçuk yıllık tecrübenin sonucunda tüm ihtiyaçları içine alan kapsamlı bir revizyon olsa daha iyi olurdu.
İstinaf uygulamasının ortaya çıkardığı başka ciddi sorunlar da bu paketin içinde yer alabilirdi. Halen de ekleme yapılabilir.
Benim gözlemim, en ciddi sorunlardan biri ceza dairelerinin verdiği kararlarla ilgili kesinleşme sınır ve kriterleridir.
Beş yıldan daha fazla olmayan cezalarla ilgili esastan red yani onama kararları kesin. Beş yıldan az olmakla birlikte istinaf tarafından cezada artırım yapılmış cezalar ise temyiz yoluna açık.
İlk derece mahkemesi tarafından verilen beş yıl ceza istinafta onanmış ise temyiz yolu kapalı, ilk derece mahkemesi tarafından verilen bir ay hapis cezası istinaf incelemesinde bir gün artırmış ise temyiz yolu açık. Belirli olasılıklar içinde beş yıl hapis cezasına temyiz yolu kapalı iken yerine göre bir aylık hapis cezalarına temyiz yolunun açılabilecek olması sonuç itibariyle ciddi bir çelişkidir. Aynı zamanda ciddi bir eşitsizlik ihtimali doğuruyor.
Beş yılın altında bulunan cezaların onanması halinde temyiz yolunun kapalı olması nedeniyle bazen çok ciddi hak kayıpları ve haksızlıklar da olabiliyor.
Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi var ama bu itirazı da ilk kararı veren istinaf dairesi incelediği için etkili bir kanun yolu denetimi sağlanamıyor.
Duyduğum kadarıyla Anayasa Mahkemesi Ceza Muhakemesi Kanununun beş yıldan az cezalara yönelik istinaf talebinin esastan reddi yani cezanın onanması halinde temyiz yolunu kapatan hükmünü iptal etti ancak henüz gerekçeli karar yayımlanmadı.
Beş yıllık temyiz sınırını çok bulan Anayasa Mahkemesi kararı olduğu gibi yürürlüğe girer ve tüm ceza davaları için temyiz yolu açılırsa zaten istinaf mahkemelerini kapatmak dışında bir yol kalmaz.
Eğer iptal kararı ile ortaya çıkacak hukuk boşluğunu doldurmak üzere yasama organına süre verirse, yasama organı bu süre içinde yeni bir temyiz sınırı belirleyecek.
Temyiz sınırını azaltan yeni kural sanık lehine olduğuna göre eski dosyalara da uygulanacak. Bu durumda beş yıllık eski sınır ile yeni belirlenecek sınır arasında kalan davalar için temyiz yolu açık hale gelecek. İki buçuk yıldan bu yana biriken dosyalar tek kalemde Yargıtay’a gönderileceği için bazı Yargıtay daireleri çalışamaz hale gelecektir.
Bence en makul çözüm İstinaf Başsavcılarına gerekli gördükleri kararları temyiz yoluna taşımalarına izin vermektir.
Yargıtay dairelerinin verdiği kararlara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yetkisi nasıl bir güvence sağlıyor ise aynı güvence istinaf yolu için de sağlanmış olur.
Bu suretle hem beş yıl gibi yüksek bir kesinleşme sınırına karşı ilave kanun yolu ihdas edilmiş olur, hem de bazı durumlarda oluşabilecek ciddi çelişkiler ve hüküm hatalarının ortadan kaldırılmasının yolu da açılmış olur.
Yaşar BAŞ