Bu sorunun tartışmaya açık olmayan tek cevabı var. Kanun hangi belediye organını yetkilendirmişse o yönetmeli.
Peki, kanun belediyenin hangi organını görevlendirmiş derseniz tartışma orada. Farklı görüşler var.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş; “Belediyeyi belediye başkanı temsil eder. Madem bu şirketlerin sahibi belediye o zaman belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye hissesini belediye başkanı temsil eder, dolayısıyla belediye şirketlerinin yönetimi belediye başkanının isteğine göre şekillenir” diyor.
Belediye mevzuatı ile ilgili konularda görüş açıklamaya yasal olarak yetkili olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da;
“Belediye başkanı belediyeyi temsil eder ama belediyenin seçilmiş tek organı belediye başkanı değildir. Kanun belediye şirketi kurma, kapatma, satma ve ana sözleşme değişikliği yapma yetkisini, yani belediye şirketleri ile ilgili karar alma yetkisini belediye Meclis’lerine bırakmış, belediye şirketlerinin yönetimleri ile ilgili karar alma yetkisi belediye Meclis’ine aittir” diyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu görüşü hakkında saçmalayanlar da; “Belediye başkanı seçilmiş organdır. Belediye şirketlerini yönetme yetkisini halk belediye başkanına vermiştir” diyor. Tabii ki demokratik düzende saçmalama gibi bir hak da var. Belediye başkanı seçilmiştir de belediye meclisi seçilmemiştir mi a be akıl yoksunları. Hatta belediye başkanı Ankara özelinde oyların yaklaşık yarısını almış bir seçilmiştir, ama belediye meclisi oyların tamamını almıştır.
Gerzeklikte sınır tanımayanlar “Ama Ak Parti Başkanlık rejimini savunuyor yetki belediye başkanında olmalı” diyorlar. Rejim ne olursa olsun önemli olan yasal çerçevedir. Yasa metnini okuduğunda anlayacak durumda olmayan aklı evvellere sorum; Yasal çerçeve yerine iktidar partisinin söylemleri üzerinden yönetim şeklini belirleyelim mi diyorsunuz? Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan CHP histerik bir şekilde parlamenter sistemi yani yetkinin Meclis’te olması gerektiğini savunmuyor mu?
Yav sizin yasa, hukuk, siyasi etik gibi bir derdiniz olmadığını biz bilmiyor muyuz?
Siz 25 yıldan bu yana biriken iştahınız için ne hukuk ne ahlak ne ilke ne vicdan ne de bir başka ölçü tanırsınız? Sizin bir tek derdiniz var o da belediye kaynaklarını yağmalamak. Biz sizi Beşiktaş Belediyesinden de ve Ataşehir Belediyesinden de çok iyi tanırız.
Belediye şirketlerinde belediye tüzel kişiliğini temsil yetkisi konusunda Mansur ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında oluşan görüş farkı nedeniyle Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü Ankara Büyükşehir Belediye şirketlerinin yönetimini değiştiren kararın ticaret siciline tescil talebini reddetti.
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi de; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genelgesinin üst hukuk kuralına aykırı olduğuna, Ticaret Sicil Müdürlüğünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığının genelgesini yok sayarak tescil talebini kabul etmesi gerektiğine karar verdi.
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı tüm hukuk ilkelerinin yerle bir edilmesidir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının düzenleyici işlemi hakkında iptal kararı verilmesi idari yargının görev alanında.
Asliye Ticaret Mahkemesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının genelgesini üst hukuk kuralına aykırı olup olmadığı konusunda değerlendirme yapamaz. Genelgenin iptali konusunda yetki idari yargı merciine dava açılmışsa, bu davanın sonucu beklenebilir.
Toplumda kavramlarım ve uygulamaların algılar üzerinden tartışılmasının anlaşılabilir bir tarafı var, ama bir mahkeme algılar ve siyasi öncelikle üzerinden değil sadece ve sadece hukuk üzerinden karar vermeli.
Yaşar BAŞ