Milli Uzay Programı için adımlar atıldı. Elbette kısa vadeli bir program değil bu.
İnsanoğlu uzay çalışmalarında henüz emekleme aşamasında. Hayaller var ama hayallerimizin bile ne kadar ilkel düzeyde kaldığını görecek insanlık.
Şimdiden adım adım ilerleyecek bir süreçten bahsediyoruz.
Tartışmalar tamamen uzay programının teknolojik boyutu ile ilgili ilerliyor. Şimdilik bir hayal olan projenin teknolojik boyutuna odaklanmaktan daha doğal bir şey de görmüyorum.
İlerlemeler oldukça bu konunun sadece teknolojik imkanlar temelinde kalmadığını ve birçok başka ihtiyaçların da ortaya çıktığını göreceğiz.
Bundan beş yüz yıl önce insanlık için hava sahası kullanımı diye bir konu var mıydı? Ama bugün hava araçları ve sınır aşan elektromanyetik sinyaller konusu çok ciddi bir hukuki sorun olarak karşımızda duruyor.
Yarın benzer konular uzay için de gündeme gelecek. Uzay araçlarında işlenen suçlardan tutun da uzay alanında mülkiyet sorunlarına kadar birçok konuyu yavaş yavaş konuşmaya başlayacağız.
Örneğin göktaşları konusu. Göktaşlarının hukuki statüsü belli midir bugün? Doğal kaynak yani maden olarak kabul etseniz, özel ruhsata tabi olmadan bunların mülk edinilmesi mümkün olmuyor. Örneğin nereye düştüyse oranın mülkiyeti kime aitse onun malı mıdır, yoksa bulan kimse onun malı mıdır. Örneğin bu göktaşı yer yüzüne düşerken bir kimsenin malına veya canına zarar verirse hukuki veya cezai sorumluluk kime aittir. Bir göktaşı düştüğünde iki katlı bir evin üst katına düştükten sonra evin zeminini delerek alt kata düşerse taşın mülkiyeti kime ait olur. Yoksa göktaşlarının mülkiyeti yer altı kaynakları gibi devlete mi aittir. Bir göktaşı düştüğü yerden zıplayarak yan parsele düşerse mülkiyet sorunu nasıl çözülür.
Hava araçlarının kara ülkesinin hava sahasından geçmesinin belli prensipleri var. Ülkelerin yetki sahibi oldukları hava sahaları gibi uzay sahaları da var mıdır? Bir uzay sahasının mülkiyeti konusunda ihtilaf çıkarsa nasıl çözümlenir?
Uzayda kaybolan birinin gaipliği konusu hangi hukuki prosedürler çerçevesinde çözümlenecek? Bir uzay aracı ile irtibat koptuğunda, ölüm karinesi mi esas alınacak veya ölüm riski olan kazada kaybolanların tabi olduğu hukuk rejimine mi tabi olacak?
Herhangi bir kişi uzayda vasiyet düzenlerse geçerliliği ne olacak. Uzayda meydana gelen kazalardan doğan sorumluluk esasları ve uygulamak hukuk nasıl belirlenecek?
Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ahmet Uyanık hatırlatınca düşündüm de gerçekten özellikle de hukuk alanında çok ilginç ihtiyaçlara tanık olacağız.
Şu anda uzaydan tek iz olarak elimizde bulunan göktaşlarının toplanması ve bu varlıkların yurtdışına çıkışının engellenmesi konusunda bile yeterli mevzuata sahip değiliz. Taş bulan satacak birilerini arıyor.
Uzay çalışmalarını sadece teknolojik ihtiyaçlardan ibaret görmememiz ve bi gidelim gerisine bakarız diyerek, ikinci plana atmamamız gerekir.
Geç kalırsak yarın birileri gelir, uzay sahamızı işgal eder ve ortada kalırız.
Uzay alanının hukuku ile ilgili çalışmalara şimdiden başlanmasında fayda var. Eğer hukuku zamanında ihtiyaçlara göre şekillendirmezseniz, yarın ihtiyaç gelip kapınıza dayanıyor.
Bu bakımdan üniversitelerimize büyük görevler düşüyor.