Pennsylvanialı şeytanın örgütü çözülmeye başladı.
İtirafçılık için sıradalar.
Yargıda FETÖ Yapılanması denilince akla ilk gelen isimler birer birer çözülüyor.
Her gün bir başka akıl dışı senaryo, her gün başka bir rüya, her sabah başka bir beklenti icat edip hem kendilerini, hem de peşlerinden koşanları kandırarak bu zamana kadar geldiler.
Cinsiyeti tartışmalı bir alçağın fantezilerine kendilerini de ailelerini de kurban ettiler.
Artık deniz bitti. Yolun sonuna geldiklerini görüyorlar.
Ağababalarının itiraf için sıraya girmesi çok önemli bir gelişme. Pembe rüyalarda yaşayanları uyandıracak bir etki yapar inşallah.
Anlıyoruz ki bunlar aslında cezaevinde daha özgürler. Boyunlarında tasma, ayaklarında pranga, elleri arkadan kelepçeli yaşıyorlarmış zaten.
Adam HSYK Üyesi, Yargıtay üyesi, başsavcı, hakim, savcı. Gidip bakkala, seyyar satıcıya öğretmene teslim olmuş. Gerçek adını da bilmiyor. Soramıyor da. Tayini çıkıyor, gittiği, yerde bir eşya gibi yeni abisine veya ablasına zimmetleniyor. Teslim olduğu kişinin işini gücünü ve gerçek adını bilmediği halde.
Düşünsenize. Hakimsiniz. Karar vereceksiniz. Talimat geliyor. Savcısınız. Hiç tanımadığınız insanlar hakkında, bu şeytanların talimatıyla işlem yapıyorsunuz. Yargıtay üyesisiniz ne karar vereceğinize karar veren adam ilkokul mezunu bile değil. Gerçek adını bilmediğiniz ve soramadığınız adamların kölesi gibisiniz. Maaşınız bile size ait değil.
Devlet mallarına tedbir koyarak aslında şeytanın örgütüne karşı bunların haklarını güvenceye aldı. Bunlar malları üzerinde bile inisiyatif sahibi değiller ki.
İtirafçılar sadece cezaevinden değil, şeytanın örgütünün tasmasından da kurtulma fırsatı yakalıyorlar. İnanıyorum ki itirafında samimi olanlar ve bu alçaklar örgütünden bu aşamada da olsa sıyrılmaya gerçekten karar verenler hayatlarında ilk defa uykunun keyfini yaşamışlardır.
İtiraf sürecini tetikleyen, başlatan ve bu zamana kadar başarılı bir şekilde sürdürenler bu hengâmede çok zor bir iş yapıyorlar.
İtirafçılarla iletişim ve itiraf sürecini yönetme zaten oldukça riskli konulardır. Dokunduğu her kavramı ifsad eden tarihin en alçak örgütünün içinden çıkan itirafçılarsa söz konusu olan çok çok çok daha büyük bir risk yönetiliyor demektir.
Şeytanların kardinalinin bu süreci de ifsad etmek için aklına bin tane şeytanlık geleceğini birinin anlatmasına gerek yok. Hangi kavramı icad ederseniz edin onu da ifsad edecek bir taraf bulacaklardır.
Çeşitli manipülasyonlar ve manipülasyon denemeleri olacaktır. Bu süreci yönetenlerin, sağlam bir veri tabanı oluşturarak itiraflar arasında çapraz kontrol sağlamaları, manipülasyon ve hatta provokasyonlar karşısında sükunetlerini koruyarak konuları sağlam bir analizden geçirmeleri gerekiyor.
Bu süreci dışardan izleyenlerin ise itidali ve saygılı olmaları gerekiyor.
Şeytanın örgütü ve bu örgüt içinden sayıları yüzlere ulaşan belki yarın binlere on binlere ulaşacak itiraflardan söz ediyorsanız, içinden istismar edilecek bir konu mutlaka bulup çıkarırsınız.
Gazete haberlerinden iddialı yorumlara varmamak gerekir. Elbette zihin açıcı bir takım yorum ve öneriler, süreci yönetenlerin de işine yarayabilir. Ama veri tabanının tamamını elinde bulundurmayanların bir değerlendirme yaparken dikkatli olmalarında da fayda var.
Yapılacak her yorumun itirafta bulunma düşüncesi içinde olan insanların üzerinde nasıl etki yapacağının hesaplanması gerekir.
Aynı zamanda itiraflarla ilgili süreci yönetenler de sonuç itibariyle birer insan. Onların da motivasyonlarının, dikkatinin ve konsantrasyonunun bozulmaması gerekiyor.
Aksi takdirde, itirafçılık üzerinden yapılacak spekülasyonlar önü alınamayacak büyük fitnelere dönüşür.
Yaşar BAŞ