Batılı devletler bindikleri dalı kesiyorlar, ama garip olanı batılı toplumlar garip bir şekilde bindikleri dalın kendi hükümetleri tarafından kesilmesine yeterli tepki koymuyorlar.
Kendileri bilir. Düşmekte olan uçağın içinde ‘Babanin Mali mudur’ diyerek endişeye mahal olmadığını düşünen Temel misali yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmeye başladıkları zamanı çok beklemeden görmeye başlarız.
Amerikan toplumu ikinci dünya savaşında Avrupalı suç örgütleriyle iş birliğinin bedelini mafyayı kendi topraklarında icat ederek ödedi.
Amerikan toplumunun bugün hâlâ kurtulamadığı mafyanın tarihine bakarsanız, kucak kucağa gezdikleri suç örgütleri eliyle Amerikan topraklarında nasıl mayalandığını görürsünüz.
ABD, ikinci dünya savaşının ilk dönemlerinde Avrupa’daki askeri stratejisini iş birliği yaptığı suç örgütleri üzerine kurmuştu. Suriye’de yaptığı gibi suç örgütlerini eğitti ve silahlandırdı. Bu suç örgütleri hiçbir askeri başarı kazanamadılar. Eninde sonunda ikinci dünya savaşını devletlerin meşru askerlerinin başarısı sona erdirdi. Ancak ABD’nin eğitip silahlandırdığı suç örgütleri ABD’ye taşındılar. Önce Avrupa’dan taşınan bu gruplar eliyle mafya grupları oluştu. Sonra bu işin raconunu öğrenen diğer milletlerden de büyük mafya grupları hatta mafya kartelleri oluştu.
Şu anda İtalyan mafyasından, Japon mafyası Yakuza’ya kadar bildiğiniz ne kadar mafya grubu varsa kökenini araştırın ucu ikinci dünya savaşında Avrupa’da ABD tarafından eğitilip silahlandırılan suç örgütlerine dayanır.
Bir homoseksüel olan FBI Başkanı John Edgar Hover, suç gruplarıyla iş birliği fikrini icat ederek Avrupa’yı kurtaramamış ama ABD’yi bir mafya ülkesi haline getirmiştir.
Son otuz yılda dünyanın hesaplaşmakta olduğu Gladyo da aynı projenin üründür.
Bugün sadece Amerika da değil, batılı devletler terör örgütleri ile alışverişin bedelini suç örgütlerinin kendi topraklarına yerleşmesi ile ödeyeceklerdir.
Otuz bin tır silah verdiğiniz örgütler yarın dur dediğiniz yerde duracak mı? Hadi diyelim ki, sizinle kucak kucağa gezen köpekler sizin emrinizden çıkmadı. Bu terör ikliminde yetişen kuşakla nasıl baş edeceksiniz.
Bu kirli vekâlet savaşını finanse edebilmek için kirli işlere angaje ettiğiniz kamu görevlilerinin alışkanlık haline getirdiği yüz karası işleri nasıl durduracaksınız?
Bugün vize vererek kırmızı halılarda kabul ettiğiniz suç örgütlerinin yarın topraklarınıza yerleşmesine nasıl engel olacaksınız?
Kirli bir vekâlet savaşını dünyanın en kirli örgütleri eliyle, dünyanın en kirli para kaynakları ile yürütmenin bedelini çok ağır ödeyeceksiniz.
Biz bu alçaklarla mücadele konusunda hem deneyimli hem de şerbetliyiz.
Siz ellerinizle topraklarınıza taşıdığınız bu kirli örgütlerle mücadele edemeyeceksiniz.
Uyuşturucu, insan ticareti, petrol kaçakçılığı gibi kirli finansman kaynaklarından beslenen bir bürokrasi siyaset ve medya düzeni inşa ettiniz. Bu kirli siyaset çok yakında ayağınıza dolanacak.
Çok geçmeden terör örgütleri eliyle yönetilen kirli para trafiğinin musluklarının hangi batılı politikacıların cebine bağlandığını kendi toplumlarınız da tartışmaya başlayacak.
Bu değirmenin suyunun hesabını vereceksiniz. Ahlakınız zaten yok da biraz aklınız olsa Türkiye’nin verdiği mücadelenin aslında sizin için son şans olduğunu da görürsünüz.
Kendileri bilir. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Dua etsinler başarılı olalım. Düştüklerinde ağlamak para etmeyecektir
Yaşar BAŞ