Siz ki aile Bakanısınız ama politikalarınız aile birliğine katkı vermiyor. Yıllardır Aile yapımızı tehdit eden İstanbul Sözleşmesi, 6284 numaralı yasa, CEDAW ve sözüm ona Medeni Hukuk gibi Anadolu insanının özü ile bağdaşmayan sözleşme ve yasaların oluşturduğu sıkıntıları Sivil Toplum Kuruluşları bas bas bağırırken siz “sağır sultan” rolünü oynuyorsunuz.
Yetmiyor, ayrıca kendince Avrupa Birliği projeleri yaparak, kadını çalışmaya teşvik edip evi annesiz, aileyi direksiz bırakmak için katalizör oluşturuyorsunuz.
Yetmiyor, kendince yedi ili pilot il olarak seçip kendince geleceğin hesabını yaparak bir adaletsizliğe imza atıyorsunuz. Seçilen iller de genellikle refah düzeyi ülke ortalamasının üstünde iller, yani imkanı iyi olan kimselere destek veriyorsunuz.
Yetmiyor, edindiğim bilgilere göre bu projede çalışan çocuklu anneye kişi başına 284 ouru geldiği halde 100 ouru veriyorsunuz, kişi başına 184 ouru nereye gidiyor?
Soruyorum peki annelik yapan, evine sahip çıkan anneleri niye görmezlikten geliyorsunuz? Küçük görüyor, bir anlamda cezalandırıyorsunuz?
İki anne düşünün, ikisi de çocuk sahibi, birisi çalışıyor maaşı var, diğeri kendi imkanlarıyla evlat yetiştiriyor. Siz proje yaparak maaşlı kadına destek veriyorsunuz, ama ev hanımına vermiyorsunuz. Hangi akıl buna ruhsat veriyor şaşmamak elde değildir.
Bakanlığınızın bir çarpık uygulaması daha, güya ayırım yapmaksızın çoklu doğumlara Bakanlığınızın katkısı var. Bu bir haktır deyip, ikiz annesi kızım müracaat etti, bir baktım redd geldi, bir az araştırdım, neymiş efendim kaldığı ev mülkmüş, babasının arabası var, babasının evinde kalıyor ve baba emekli, ayrıca evde bir sigortalı daha varmış.
Ne kadar gereksiz redd gerekçeleri
1-Kaldığımız ev morgeç kredisiyle alınmış, ayda 970 TL ödüyoruz,
2-Araba eve kazanç getirmiyor, tam tersine ortalama 500-600 TL harcaması oluyor, o arabanın ayrıca Devlete vergisi ödeniyor.
3-Sigortalı üçüncü şahısın ikizlerin annesine ne faydası var, ya da bu çarpık sisteme göre yardımcı olmak zorunda mı?
Ben bunları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürüne anlatınca bana dedi ki, “Bey efendi biz bir şablon oluşturmuşuz; Evde emekli varsa, araba varsa, ev mülkse bu yardımı yapmıyoruz. Siz en iyisi adresini değiştirin, en kolayı odur”. Bu haktan yararlanmak için adresini değiştirdik, tekrar müracaat edildi, yine redd geldi, bu defa redd gerekçesi kızımın sigortalı gözüktüğü içinmiş, işte kendi içinde yaşanan bir çelişki.
Kısacası oyun içinde oyun var ve bu yardımın verilmemesi için yeteri kadar hile hurda yapılıyor.
Söz açıldığı zaman da çoklu doğumlarda anneye 300TL veriliyor deniliyor. Veriliyor mu? Verilmiyor mu? Kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.
Size tavsiyen eğer siz aile Bakanıysanız, ki göreviniz o, sözüm ona güya aile içi şiddeti önlemek amacıyla hazırlanmış ama tam tersine ailenin dağıtmasına ve şiddetin artmasına vesile olan yasaları değiştirin, bunun için gayret edin, AB’nin ailemizi dağıtma şartıyla verdiği destekler yüzünden geleceğimizi karartmaya müsaade etmeyin, ülkemizi küçük düşürmeyin.
Bakın siz çalışan annelere destek veriyorsunuz, ama Anadolu kadını evine sahip çıkıp 3-5-7 evlat yetiştiriyor, devletten bir talebi de yok. Bundan hiç ibret almıyor musunuz?
Anne/baba ikisi de çalışınca “Baba işte, anne işte çocuk kreşte olur” bu şekilde evlat mı yetiştiriliyor sanıyorsunuz? Hayır hayır! bu şekilde yetişen çocuk anne şefkatinden yoksun, karnı tok ama ruhu boş bir tarzda yetişiyor ve ileriki zamanlarda bu tür yetişen yeni nesil çoğunlukla aile içi sorunlar oluşturup anne babalarını “Dar-ul acezeye” bırakan ve selam duadan yoksun kalan kimseler oluyor.
Şu anda çok kötü bir karne ile Bakanlık yapıyorsunuz, bir mümin olarak size acıyorum. Manevi açıdan yanlış işler yapıyorsunuz üzülmemek elde değil.
Hele ki yöneticisi olduğun KADEM, AB den üç kuruş geliyor diye birçok tavizler veriliyor.
Bir Müslüman olarak size birkaç şartla hakkımı helal edebilirim.
1-Anneliği sigortalı ve asgari ücretin 1/3’ü düzeyinde bir ücretli hale getirip, çocuk başına şartsız, şurtsuz belli bir ödeme yaparsanız.
2-Aile Akademileriyle bütün aileleri akademilerden geçirerek bilgilendirirseniz.
3-Evlenen çiftlere yeteri kadar “aile kursu/semineri” alma mecburiyeti getirirseniz.
4-Evlenen ve talep eden tüm çiftlere 1+1 dayalı, düşeli ev 5 yıl kirasız verirseniz.
5-Ülkemin muhtaçlarını/fakirlerini tespit ederek bir defada bir yıllık asgari ihtiyaçlarını verirseniz, hakkımı helal ederim.
Malum bu sene bütçenin aslan payı 104 milyarla Milli Eğitim Bakanlığına 103 milyarla da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ayrıldı, ama bu bütçenin harcama biçimi sahaya pek yansımıyor, bu iki alanda da işler pek iyiye gitmiyor bilesiniz.
Benden söylemesi, gerisi sizin bileceğimiz iştir.
Eyüphan KAYA