Son yüz yılda kimi dünya devletleri Osmanlı’dan intikam alacağız diye İslam dünyasının dengesini bozdular, tabi bunu yaparken özellikle Türkiye üzerinde durdular ve İngilizlerin sinsi planı jon Türkler sayesinde buralarda devreye girdi, hala da işlemeye devam ediyor.
Türkiye İslam dünyasının başıydı, Halife buradaydı ve burada alınan kararlar tüm Müslümanları bağlıyordu. Adamlar bu kafayı ezmek için elinden geleni yaptılar.
Eğitim öğretimimize el atarak mayamızı bozdular, baksanıza Fullregh antlaşmasıyla Türkiye’nin eğitim öğretimi 8 kişilik bir komisyon tarafından kontrol/dizayn ediliyor ve bunların 4’ü ABD kontenjanı. Vay be! Bağımsız Türkiye’ye bak! Meğerse ülkemizi İslam’dan bağımsız hale getirmişler de haberimiz yok.Bu konuda yakında bir yazı yazacağım inşaAllah.
Sözüm ona yeni dünya düzeninin iki ana unsuru olan BM ve NATO dünyaya huzur getiremedi. BM gerek bağlı oldukları adalet kriterleri gerekse karar alma yöntemi açısından dünya sorunlarını çözmekte yetersiz kaldı.
Şimdi toparlama zamanı eğer Asya’dan Afrika’ya bir birliktelik sağlanırsa dünyanın kurtulma ihtimali vardır, başka bir çaresi kalmamıştır. Çünkü buralarda “Allahu ekber” sedaları hala yükseliyor, devletlerin hoşuna gitmese de.
Bu çerçevede bir değerlendirme yaptığımız zaman Azerbeycan da Ermenistan da İslam toprağının bir parçasıdır. Azerbeycan halkı Şia ağırlıklı bir itikada sahip olmakla birlikte Namaz, Oruç, Hak ve Adalet kavramında İlahi Öğretiye dönme ihtimali yüksektir. Ermenistan da bu düzenin içinde diniyle yaşayabilir. Ermenistan halkı Karabağ’daki savaşa hayır diye eylemler yaptığı haberini bile geldi, ateşkese evet demesini de önemsiyorum. Said-i Nursi’nin “ha Bitlis ha Tıflis” demesinin anlamlı olduğunu da düşünüyorum.
Üstat Bediüzzaman “Mekke ve Medine de dünyaya gelseydim yine Türkiye’ye gelirdim” demesi çok manidardır. Çünkü burada küfür sistemi yasalara örülmüş, kurnazlıkla oturtularak halk manen ve şahsen terbiye edilmiştir. Bu süre içinde halk sağa sola savrulsa da netice itibariyle bir arayışa girmiş ve an itibariyle özünü arıyor. Hakikat şu ki; İlahi hukuka dönmekten başka bir çarenin olmadığı ayan beyandır.
Yine üstat Bediüzzaman “istikbalde en gür seda İslam’ın sedası olacaktır” “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır.” diyerek günümüzdeki gelişmelerin bir anlamda fotoğrafını çekmiştir. Bize düşen bu istikamette hareket etmektir.
Bunun içindir ki Asya-Afrika birliği adı altında kısaltılmış adıyla ASRİKA birliği çalışmaları yapılmaktadır. Dikkat buyurursanız bu coğrafya İslam coğrafyasıdır, İslam coğrafyasında yer alan kişi oluşum ve devletlerin Müslüman olma mecburiyetleri de yoktur, hak ve adalet ile yaşamaları önemlidir. İşte görüyorsunuz yüz yılı aşkındır daha çok gayri müslimin sesinin yükseldiği batının değerleriyle yaşıyoruz, ama dünya yaşanmaz bir hal aldı.
Birleşmiş Milletler 193 üye ülkeleriyle dünyanın en büyük örgütü ama insanlığın lehine bir çare üretemiyor. NATO denen bir ordu var, hava cıva ve zulümden başka dünyanın huzuruna bir katkısı olmadı.
Her ne kadar bu son yüz yılda ABD-RUS iki kutuplu dünya düzeni olsa da iki kötü yönetimin danışıklı dövüş yaptığını görüyoruz. Yani hak ile batıl dengesi değil, iki batılın dalaşması vardı. Şimdi ise hak ile batılın dengesini kurmaya çalışacağız/çalışmalıyız.
Konfederal İslam birliğinin alt kümesinde yer alan özelde ASRİKA ve genelde dünya artık kendine gelmeli, bu dünyanın zayıf ve güçsüzlere yaşanabilir bir hale getirilmesi lazım.
Aslında dünya bir arayışa girmiş hak ve adaleti arıyor. Bunun somut delili ise ABD’nin Küds-ü Şerifi İsrail’inin başkenti olarak kabul etmesi kararının BM’deki oylama sonucunda kendini gösterdi. 128 ülke hayır dedi, 35 çekimser ve 7 devlet de destek verdi, bu 7 devlet arasında nüfusu 50 bin, 7 bin olan devletçikler dahi vardı, Trump’un tehditlerine rağmen sonuç bu. Kısacası bu yeni dünyada yeni bir düzen lazım, o da İslam düzenidir. Dünya bilsin ki Trump Kudsü Şerif hakkında yaptığı yanlışa kurban gitmiştir, ben buna inanıyorum.
Azerbeycan Ermenilerden geri aldığı topraklarda ezanı şerifi okuttuğuna göre zaman “Allah u ekber” deme zamanı ve hükümranlığın ilahi adalette olduğu Müslim gayri müslim herkesin hak adına, adalet adına kendini güvende hissettiği bir düzenin zamanı gelmiştir. Siz siz olun Kur’ana tabi olun 70 ülke kısa zamanda size ilhak olacaktır.
Bir grup profesyonel Müslümanların belli kriterlere göre yaptığı araştırmada Türkiye İslami yönetime uyum açısından 200 ülke arasında 74.sıradadır. İslami yönetime yakınlık/benzerlik bakımından da 32 ülke arasında bir tane İslam ülkesi dahi yoktur.
Haydi ya Allah, sevgiyi/saygıyla hep birlikte yaşayalım.