Devlet, vatandaştan aldığı maddi, manevi destele ayakta kalan bir müessese topluluğudur. Temel erkleri yasama, yürütme ve yargıdır, diğer kurum ve kuruluşlar bu üç erkin alt kümeleridir.
Kendi ölçülerinde 85 milyon vatandaşa hizmet eden bu ana erkler hazinenin katkısıyla ayaktadırlar. Dolayısıyla bu kurumların harcamaları da hazineden karşılanıyor.
Yargının adalet temalı çalımları toplum için merhem niteliğinde olması gerekirken, çarpık yasalar yüzünden bir türlü huzur bulamıyoruz, mesela;
*6284 numaralı yasa aileyi dağıtmaya devam ediyor,
*5816 numaralı yasa yakın tarihin perde arkasını anlatmak için engeldir, ama bir kenarda duruyor,
*Kumar, Faiz, Zina, İçki serbest, yargıdan bir çığlık duymuyoruz,
Yargıtay başkanı adli yılın başında nutuk atıyor, ama siyasete seslenerek “bu ve benzeri yasaların değişmesini bekliyoruz” demiyor! Avrupa yasalarıyla bu millete huzur getirmek mümkün mü?
Bakanlıklar Başkanlık sisteminde Cumhurbaşkanına bağlı olduğu için daha rahat hareket ediyorlar, en azında meclisin tasallutundan kurtulmuş vaziyette çalışıyorlar, ama Cumhurbaşkanı meclisin zayıf olmasından dolayı uyarısız, kontrolsüz duruma gelmiş.Çünkü muhtelif sebeplerden dolayı Meclise nitellikli vekil gönderilemiyor. “Şerefül mekâni bil mekin” diye bir kelam-i kibar var, mekân onda oturan ile değer kazanır. Hani bir söz var kimsi koltuğuna güç katar, kimisi de koltuğundan güç alır.
Meclis bu erkler arasında en önemlisi olup yasama ve denetleme erkidir.
Meclis gerekirse; KHK ile yapılan bir icraatı kanun çıkararak iptal edebilir, Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açtırabilir, gerekirse onu yüce divana gönderebilir, ya da seçim kararı vererek cumhurbaşkanı ile birlikte erken seçime gidebilir.
Bu kadar etkili olan bir müessese tabi ki devletin ana erki olur ve buraya nitelikli vekiller gelsin diye yasalar dahilinde bir önceki seçimde %3 ve yukarısı oy alan partilere hazineden destek veriyor. Yerli yerinde kullanılırsa helali hoş olsun.
Milletin parası, millete gitmesi gerektiğine göre oy oranlarına göre partilere hazine desteği verilir. Amaç birileri cebinden para harcamasın, zenginler kadar fakir olan adaylar da propaganda yapabilsin, kendini halka tanıtsın, dolayısıyla meclis zenginler külubü olmaktan kurtulsun düşüncesine hizmet eden bir uygulaman, milletin çoğu fakir ama vekillerin çoğu zenginlerden oluşuyor burada bir tezat yok mu?
İlginçtir bunu siyasiler de dahil vatandaşın çoğu bilmiyor, ne yazık ki bu paralar siyasi partilerin genel merkezleri tarafından farklı amaçlarla çoğunlukla keyfi bir tarzda kullanılıyor.
Ak Parti, CHP, HDP, MHP, İYİ parti, bunlar seçim için hazine yardımı aldılar. Alın paralarını 600 vekil adaylarına bölün, vekil adayı başına hazineden ne kadar para düştüğü ortaya çıkar. En az İYİ partinindir, o da 255 BİN ediyor.
Tabi muhakkak partilerin tüzüğünde bu paranın dağılımı ile ilgili maddeler vardır.
Eğer partiler bu paraları şeffaf bir tarzda ve yerinde harcamazsa, teşkilat çalışmaları için vekil adaylarına el açtırırsa, o bir kenarda biriken paralar gün gelir hokus pokus olur ortadan kayb olur, artık hangi kartal o leşten ne kadar kapabildiyse.
Unutmayalım! haksız yere hazineden nemalanmak leş etini yemekten daha beterdir.
TBMM'ye sunulan bütçeye göre 2023'te AK Parti 1 milyar 961.3 milyon, CHP 1 milyar 43,9 milyon Hazine yardımı alırken HDP'nin alacağı miktar 539.5 milyon TL oldu. İYİ Parti’ye ise 153.1 milyon lira hazine yardımı yapılacak.
Öyleyse seçim paralarını seçim faaliyetlerine harcayacağız, seçim paralarının meteliğini dahi geçim için kullanmamalıyız, bu paralarda tüyü bitmemiş yetimin hakkı var, benden söylemesi.
Haydi kolay gelsin.
Eyüphan Kaya
muslumandunya.com genel yayın yönetmeni