Merhaba sevgili dostlar, bu ülkede ne siyaset, ne sivil toplum, ne vatandaş kalitesi bir türlü istenilen düzeye ulaşabildi.
Siyaset; menfaat, adam kayırmacılık, iltimas ve yalan ile anılır oldu. Yasama organı gibi devletin saçayağı olan üçlü erkin birincisi ve en önemlisi olan Meclise halka “işte bu” dedirtecek nitelikte vekil bir türlü gönderemiyoruz.
Herhalde siyaset için en çok kullanılan ifadelerden birisi: “siyaset iyi insanların işi değildir” cümlesidir. Buna tek kelimeyle vah ki ne vah! denilebilir.
Devletin yasama organı olan bir Meclise iyi insanların gitmesi sakıncalı duruma düşmüşse bundan daha büyük bir felaket var mı?
Onun için hayatımızın zehirleyen 6284 numaralı yasa ve benzeri nice yasalar bir kenarda duruyor ve islahı için de bir şey yapılamıyor.
Sivil Toplum mensupları da siyaseti bir adım geride takip ediyorlar. Fırsat bulsalar gözü kapalı siyasetin için atlamak için fırsat bekliyorlar.Halbuki STÖ’ler siyaset üzerinde bir denge unsuru olmalılar.
Başkanık sistemi dört başı mamur gelseydi, ülke sorunlarına bir nebze olsun çare olabilirdi, ama o da eksik geldi. Vekiller liste usulü ile seçildikleri için vekalet görevi, başka bir ifadeyle Meclis matal kalıyor.
Başkanlık sisteminde Başkan seçimi için en az %50+1 gerektirdiği için de kimi siyasi eğilimler biri diğerine yanaşmak durumunda kalıyor.
Muhalefet tarafında bir hareketlilik var, 6 parti bir araya gelerek sisyasi bir hedef ortaya koymaya çalışıyorlar, ama ne yazık ki eski parlementer sisteme dönüş hevesi onları mafediyor.
Ortak maddeleri arasında bazı faydalı vaadler olsa da bu parlemenret sistem talebi tıpkı çarpmada yutan eleman olan sıfır gibi diğerlerini de beraberinde yok ediyor.
Dolayısıyla “millet ittifakı” eskicdir, eskiden de hayır gelmez, 70 yıllık geçmişteki sistemde çektiğimiz sıkıntılar bunun kanıtıdır.
Cumhur ittifakı da her geçen gün AK Partiden kan alıyor, can alıyor. Çünkü MHP ırkçı bir parti, o da bu vesileyle HDP’yi besliyor.
Bu ülkenin adını seve seve TÜRKİYE yapmadıkça huzur bulmamız zor gözüküyor.Bu ülke Türkiye Cumhuriyetidir Türk devleti değildir!
Türk bayrağı, Türk polisi, Türk Hava Yolları, Türk Kızılayı, Türk ordusu, Türk askeri…vs. dedikçe bu ülkede sıkıntılar devam edecek. Bunun vatandaşa faydası olmadığı gibi bazı ırkçı Türkleri oylamaktan da başka bir işe yaramıyor.
Onun için bu milletin huzur ve sameti için “TÜRKİYE” kavramını zihinlere nakş edecek siyasetçiler bize lazım.
Türkiye Bayrağı, Türkiye Ordusu, Türkiye Kızılayı…vb denildiği zaman her vatandaş kendinen bir parçaolarak görür.
Dolayısıyla duyarlı vatandaş olup ülkesnin huzur ve selameti için sisyaset yapmak isteyen birileri an itibariyle ortada kalmış olup tutunacak dal arıyorlar.
O zaman üçüncü bir ittifaka ihtiyaç vardır.
Bana kalırsa ben bu oluşumun adını “ADALET İTTİFAKI” olsun derim. Çünkü şu anda en çok adalet kavramından şikayet alıyoruz.
30 Milyon dosyanın yargıda olduğu bir devlette adlet mekanıznasının hakkı dağıtma gibi bir derdi de mecali de olamaz bence.
Bu “ADALET İTTİFAKI” halka hitap edecek nitelikte bir beyant ile kendini Kamuoyuna tanıtmalıdır.
Bana göre bu beyanatın maddelerinin ilk bir kaçı şunlar olabilir.
1-Türkiyecumhuriyeti vatandaşları ekseriyet müslüman olmaları hasebiyel anayasa, yasa ve yönetmelikler Kur’anın özüne aykırı olamazlar.
2-Seçilen 600 vekilden 100 tanesi ŞURA meclisi oluştururlar. Bu 100 velik baraj sorununa takılmadan her biri %1’lik bir oyun karşısında seçilirler.
Bu vesileyle en az 10-15 partinin vekilleri bu şura meclisinde yer alırlar. Diğer 500 vekil de darbölge seçim yöntemiyle seçilirler.
3-Milli Eğitim Müfredatı halkın inanç ve kültürüne uygun bir tarza yenilenmelidir. Başta Fulbright anlaşması olmak üzere bize sıkıntı veren sözleşmelerin hedegmonyasında kurtarılıp, insan yetiştirmeye endeksli hale getirilecektir.
4-Aile kavramı hayatın merkezine alınacak ve korunmasına ve kollamasına kol kanat gerilecektir. Gençlerimiz evliliğe teşvik edilecek; geç yaşta velilik yerini genç yaşta evliliğe bırakacaktır.
5-Sosyal devlet anlayışı gereği hiçbir vatanaşımız aç ve açıkta kalmasına müsaade edilmeycektir.
6-Gençlerimize yönelik hazırlanan politikalarla her gencin istediği alanda yetiştirilmesi ve meslek edinmesi sağlanacaktır.
7-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bir marka haline getirilip vatandaşlarımızın kendini rahat ifade edebildiği bir yönetim tarzı geliştirilicek, bu atmosferde Kürt vatandaşlarımızın da hak ve özgürlükleri yasal ve anaysal düzeyde verilecek ve başka ülkelerde de yaşamakta olan Kürtlere yardım eli uzatılarak sahip çıkılacaktır.
Ayrımcılık ağır suçlardan sayılacak bu niyetle hayata sıkıntı veren kimseler keraatle cezalandırılacaktır.
Tabi siyasetin duayenleri bir araya gelseler bu 7 maddeye daha manidar bir değer katarlar diye düşünüyorum.
Şu andaki malum iki ittifak bu 7 maddenin tamamına kapısını açmadıkda galiba üçüncü ittifak vacip olur diye düşünüyorum.
Vesselam.