Ülkemizde seçimler formalite olunca, bu memlekete, bu millete de yük oluyor.
*Uzun zaman televizyon ekranlarında siyaset adına boş beleş meseleler konuşuluyor.
*Seçim için siyasi partilere pul para verilir, bütçeye yük getiriyor,
*En önemlisi de milletin zamanı kayb olur.
İlk ikisi için artık çok geç bir şey yapılamaz, ama bari üçüncüsünden tasarruf etmek için şu seçimleri az öne alın.
Geçende “2023 seçimleri 23 Nisan’da olsun” başlıklı bir yazı yazdım, tabi orada seçimlerin öne alınmasının yanı sıra 23 Nisan 1920 yılında bir Cuma günü dualarla açılan birinci Meclisin ruhu ile barışmaktı. Bazı müslümanlar bu 23 Nisan günü Bayramın birinci gününe denk geldiğini fark edince bana epey sitem ettiler. Keşke öyle bir irade bu memlekette hükümran olsaydı da yedi yıl Bayram namazlarını kılmasaydık.
Bakalım Allah kerimdir, doğrusu mevcut liderler arasında o cesaret olsa olsa Tayyip Erdoğan’da olur, ama o da halktan istediği desteği alamıyor, değnek koltuğu ile yürümek durumunda kalıyor.
Eğer biz meclisi Kurcu meclisin mefkuresiyle barışık hale getirebilirsek.
İstiklal Marşının özü ile uyumlu hale getirirsek,
Veda Hutbesinin temel prensiplerini devletin kırmızı çizgileri yapabilirsek hem dünyamız hem ahretimiz mamur olur diye düşünüyorum.
Ne hikmetse bu ülke laiklerin esaretine girmiş vaziyette, onlar da insanlık için zararlı olan ne varsa serbest bırakmış, edep ve marifetli olmayı sakıncalı görüyorlar.
*Faizin yasaklanmasını istemiyorlar,
*Kumarın devam etmesinden yanadırlar,
*Zinayı serbest olması gereken fiiller arasında sayıyorlar,
*İçki ise onların olmazsa olmazı,
Hay batsın sizin insanlığınız, laikliğiniz, ucundan, bucundan müslümanlığınız.
Başka bir şey kalmadı siz gelin Allah’a savaş açın vallahi billahi son 20 yıl bu ülkenin başında mümin müvahhit insanlar olmasaydı ülke çoktan param parça olmuştu.
Yazık ki ne yazık!
Böyle mi olmalıydı?
Anadolu'nun en sadık milleti olan Kürt vatandaşlarımıza HDPKK üzerinde vuruyorlar,
Hak ve adaleti Batının batıl normlarında arıyorlar,
Özünü kaybetmiş, kime benzediğini bilemediğimiz, moda ve kozmetik sanayinin kurbanı bir bayan tipi oluşturdular, bu gün hayat hilliham oldu!
Onun için diyorum ki, “durum iyi değil” gelin özümüze dönelim.
Gelin şu seçimleri 18 Haziran yerine 30 Nisan’a alın bu halkımıza küçük bir nefes aldırın.
Evet 48 gün öne alınıyor, seçim sonrası 3 günü saymazsak, 45 gün bu halka çok güzel hizmetler verilebilir, halk derin bir nefes alır diye düşünüyorum benden söylemesi.
Vesselam.