Ak Parti, Adalet ve Kalkınma Partisi adıyla büyük iddialarla yola çıkan bir partiydi, halk gereğinden fazla ona teveccüh gösterdi. 22 yılı aşkındır hep birinci parti olarak bu ülkenin başında tutuyor, birinci ve ikinci döneminde bazı iyi şeyler yapmaya çalıştı ve “ustalık dönemi” dediği üçüncü dönemde afallayarak dengesi bozuldu, bu hallere düşmesi için birçok neden yazılabilir de ben yedi tanesini yazayım. Gerisini siz düşünün olur mu?
1-Emeklileri ilgisiz bıraktı.
2-Cumhur ittifakını koruyamadı,
3-Merkeziyetçi teşkilat yapısı sıkıntı oluşturdu,
4-Menfaat çeteleri partinin aktörleri arasında yer aldı,
5-Kibir ve gurur partiyi halktan kopardı,
6-Devletin atına binerek siyaset yapılıyordu,
7-Kemalizm seviciliği de başka bir dert oldu.
Emekliler bu ülkenin en devasa kitlesidir!
Ak partinin oran olarak en çok oy aldığı kesim emeklilerdi, ama son bir yılda onları tukaka etti. Özellikle memura verilen 8 BİN liralık seyyanen zammın bu pahallılık döneminde Emekliye yansımaması bir kırılma noktası oldu, bu yanlışın akıl hocası kimse ona medeni bir ceza vermek lazım. Kardeşim paran yoksa memura 8 BİN verme zorlayan mı vardı? çalışana 5 BİN emekliye 3 BİN ver, ya da çalışana 7 BİN emekliye 4 BİN ver öyle yada böyle derdinizi anlardık.
Sadece bu mu? Cumhuriyetin yüzüncü yılı münasebetiyle 5 BİN liralık bir ikramiye verildi, şarta şurta bağladılar, neredeyse ilk etapta iki milyon emekliye verilmedi, mesela benim bir medya şirketim vardı, üstelik her ay devlete vergi ödüyordum, pek bir şey kazandığım da yoktu, bana verilmedi, sonra hatadan dönüldü ama izi kaldı, çalışanı cezalandırma gibi bir şey, say say yanlışlar bitmez.
Ben iki yıl önce bir yazı yazmıştım MESK Güneydoğu Bölge Başkanıyken “Emeklilere dokunmayın! Yanarsınız” ne yazık ki Ak parti emeklilere dokundu ve uyarısını da aldı.
İttifakı koruyamamak da bu sebeplerden biridir.
Cumhur ittifakı adında genel seçimlerde birçok parti bir araya gelmişti, ama Ak parti bu ittihadı koruyamadı, yok efendim Yeniden Refah Partisi ve Hüda-Par şu ili/illeri, şu ilçeleri istiyor bunu kabul edemeyiz, diye. Unutmayalım güven çok önemli bu konuda.
“Onlar DEM’leniyor da, sizin cenahta ne var?” başlıklı bir yazımda, “lamı cimi yok bu dağılmanın yegane sorumlusu Ak partidir” demiştim. Kim takar vatandaşı, neyse ki birkaç yılda bir de olsa sandıkta varlığımız hissediliyor.
Merkeziyetçi teşkilat yapısı da taşra teşkilatını perişan etti.
Bazen genel merkez teşkilat başkanlığında öyle görevlendirmeler yapılıyor ki “yüh!” demek insanın içinden geliyordu.
İşte gördünüz Belediye Başkan Adayları seçiminde Ak Parti ne hale düştü?
İlginçtir bir ilçenin gençlik kolları başkanlığına ilçe başkanının tercihi dışında birileri görevlendiriyor, hay yazıklar olsun, kendi ilçe başkanına güvenmiyor. Genel Merkez Teşkilatının düştüğü hale bakın! Ben “Ak parti Ak Meclislerle şahlanacak” başlıklı bir yazı yadım, sadece orada anlattıklarım dikkate alınsaydı, kesinlikle oylarını artıracaktı, ben buna inanıyorum.
Menfaat çeteleri Ak partiyi sarmış vaziyette
İşe alımlarda, ihalelerde, nüfuz kullanmada birileri sade vatandaşa sıra vermiyordu, değişik görevlere gelmede para pul işe karışıyordu, bu tür durumlar ispatı zor olan birer iddia, ama duymayan kalmadı, sadece o olsa, bir de yüz kızartıcı fiiller, bu konu fazla karıştırmaya gelmez.
Kibir ve gurur taşıyan insanların varlığı da ayrı bir bela!
Bir defa eleştiriyi kabul etmeyen bir teşkilat, bir şeyler anlatınız mı hemen savunmaya geçen ve kendini savunan bir yapı, ayrıca hiç dinlemeyenler de vardı.
Biz gençlik sahipsiz diyoruz,
Emekli sıkıntıda diyoruz,
Vatandaş mutsuz diyoruz.. onlar duymazlıktan geliyordu.
Devletin atına binen bir parti görüntüsünü vermek.
Bu da ayrı bir dert, Cumhurbaşkanımız bir yerlere gidince, miting alanına adam toplamak için teşkilattan çok valiler, kaymakamlar telaşa kapılıyordu.
Belki duydunuz İzmir’de bir cami imamı cemaatini meydana davet etmediği için başına birçok sıkıntı geldi. Ve daha neler!
Bir siyasi parti devlete çeki düzen vermesi gerekirken, Ak Parti devletin atına binmişti, peki ona nasıl çeki düzen verecek? CHP bunu Cumhuriyetin ilk yıllarında denedi, hem kaybetti hem de hala eleştiriyle anılıyor değil mi?
Kemalizm seviciliği de ayrı bir dert,
Halk zaman içinde şu despot, tanrı tanımaz, İslam’ın hukuk değerlerine meydan okuyan Kemalizm’den Ak Parti ile kurtuluruz umudunu taşırken bir de baktık ki CHP’en daha çok Atatürk Ak Partinin gündemine girdi.
Ayrıca ırkçı söyler de ayarı bir dert, iki de bir Suriye sınırındaki operasyonları överek anlatmak hoş değildi. Savaş iyi bir şey değil, velev ki karşı tarafı yok etseniz de önemli olan sulhtur, barıştır, bunu yapabildiğiniz ölçüde hayırla yad edilirsiniz değil mi?
Hangi birini anlatayım, yanlışlar yanlışları doğrudur. Derken Türkiye insanı Ak partiye kendini gözden geçirmek için hafif bir uyarı verdi. İşte Anadolu insanı böyle uyarı verir, anlayan anlar, anlamayanlar da nalları toplar.
Allah hayra vesile kılsın deyip dua etmek bizim vazifemizdir.
Amin demek de size düşüyor.
Selam ve dua ile…