Bu ülkenin asıl sorunları devlet menşeli sıkıntılardır. 1921 anayasasını değiştiren komite 1924 anayasasını hayata geçirmek için halkı tehdit ve işkence ile esir aldı.
Fransa, Almanya, İtalya, İsviçre kanunlarını Anadolu insanına bela etti. Getirilen İlke ve İnkılaplarla yaşamı çekilmez hale getirdi.Yetmedi 1925 olaylarını bahane ederek Kürt vatandaşlarımıza ekstradan bir sıkıntı verdi.
A)17 bin faili meçhul olay devletin ayıbıydı. Bundan türeyen PKK, devletin varlığına alt yapı hazırladığı bir örgüttür. Baksanıza Beka vadisinde Öcalan’a gül veren kimi zevat/zerzevat bu gün devletin sahibi gibi konuşuyor, medyaya demeçler veriyor. Bu gün dünya bu örgütü kullanıyorsa yine sebep bizden kaynaklanıyor. Yaranız varsa birileri kaşır, maalesef!
Soruyorum suçlu kim?
B) Uyuşturucu mafyası bu ülkede varsa yine sebebi devlettir. Daha düne kadar kimi asker de emniyet mensubu da bu uyuşturucu patronlarıyla aynı masada rakı içiyordu.
Soruyorum suçlu kim?
C) Yer altı dünyası varsa yine sistemin yetersizliğinde, yargının hantallığından kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Bir mafya mensubu tanıdığımın şöyle dediğine şahit oldum; “Bazen mahkeme başkanı bize diyor ki, yahu arkadaş şurada bir haksızlık var, hele çaresine bakın, vallahi hakkı sahibine ulaştırmakta başarılı olamadık”.
Soruyorum suçlu kim?
D) Cinsel taciz suçuna ne demeli acaba? Kimin hangi akıl ve vicdanla kabul ettiği, Rusya’nın dahi imzalamaktan imtina ettiği İstanbul Sözleşmesi ile getirilen yasalara göre 18 yaş altı resmi evlilikler yasak, ama flört ve isteğe bağlı cinsel beraberlikler serbest. Binlerce vatandaşlarımız bu yaş aralığında evlendiği için tacizden içeride yatılmış vaziyette. Eşi ve çocukları boynu bükük babalarının yolunu gözlüyorlar, bu soruna eğer Meclis bir çare getirmezse kim getirecek?
Soruyorum suçlu kim?
E) Gasp suçuna gelince Devletin yetiştirdiği insan tipi budur; işsiz/aşsız, itikatsız/imansız bir nesilden de bu çıkar arkadaş, yine suçlu arayınca durum devletin eğitim sistemini işaret ediyor.
Soruyorum suçlu kim?
F) Hele ki silahlı mücadeleye kalkışmadan siyasisi düşüncesini ifade eden kimselerden cezaevlerinde yatan birlileri varsa, biran evvel serbest bırakılmalıdır diye düşünüyorum. Vatandaşa hizmet etmekle yükümlü Devlet kim oluyor ki vatandaşa “Sen nasıl beli eleştirirsin?” diyebiliyor, o eski karanlık devletti.
Soruyorum suçlu kim?
G) Geriye kasten adam öldürme kalıyor, o tür mahkûmların affı ancak karşı tarafın rızasına bağlıdır. Eğer davacı davasından vazgeçerse onu dahi bırakabilmelidir diye düşünüyorum.
Yukarıda yedi tane suç saydım G bendi dışında diğerlerini kapsayacak bir “Af” yasası çıkarılmalıdır. G şıkkındaki işlenen suçlarda ise davacının rızasına bağlı şartlı af getirilebilir.
Eğer bu sitemi dünya ölçülerinin bir adım ötesine taşımak istiyorsak, bu tür iyileştirmelerle farkını hissettirmek lazım. Dolayısıyla diyorum ki; “Yeni Sistemi Eski Yöntemle İşletmeyin!” müsaade edin bu ülke insanına huzur ve güven gelsin.
Pakistanlı alim merhum Mevdudi’nin bir iddiası aklıma geldi, şöyle demişti; “Bir ülkede huzur, sükunet, zenginlik ve güven varsa aslan payı devletindir. Sıkıntı, gürültü, fakirlik ve kaygı varsa yine aslan payı devletindir” ben de bundan ilham alarak bu yazıyı yazma gereğini duydum ve diyorum ki, Başkanlık sistemi diye bir sistemi elbirliği iş birliği içinde getirdik; hatırlıyorum her gün bir şiirle yeni sistemin faydalarını anlatıyordum, tam 63 tane üçer dörtlükten ibaret şiir yazmıştım, bu sistemi her fırsatta vatandaşa anlattık, halk ikna oldu ve referandumda %52 ile Başkanlık Sistemini getirdi, artık adam gibi işletmenin zamanıdır, bunlardan biri de bu “Af” meselesidir.
Milletvekillerine tek tek sesleniyorum! iki kere düşünün ve ona göre bu infaz paketinin içeriği zenginleştirin. Bu tür yasama faaliyetlerinde varlığınız hissedilmediği için vatandaş size kırgın. Partinizin getirdiği infaz paketine gözü kapalı “evet” demeyin. Unutmayın siz partinizden çok, milletin vekili siniz.
Tabi bu bir af yasası değil ama bir infaz indirimi varsa istediğim düzeyde olmasa da muhakkak kapsamını geniş tutmak lazımdır diye düşünüyorum.
İstanbul Sözleşmesinin kabul şeklinden ibret alın! Dört partinin oylarıyla gece saat 23 sıralarında Meclise sunuldu ve yarım saat zarfında kabul edildi, kabul edilen bu aile ve din düşmanı, küfür kokan sözleşme nasıl da 246 firesiz evet oylarıyla meclisin onayını aldı ki bu gün bu toplumun başına bela olmuştur. Vekil, vekaletini yapsaydı bu rezil duruma düşer miydik? Onun için diyorum ki, bu paketin getiri ve götürüsüne iyi bakın, ona göre karar verin.
Haydi kolay gelsin.