Ne günlere düştük aman Allah’ım! birinin hesabına gelmeyen bir şey söyle hemen seni FETÖ/PKK yaftasıyla damgalıyorlar. Bir de HÜDA-PAR’a yakınlığı olanları da “Hizbullahçıdır” deyip öteliyorlar. Ne yapalım bu düzeyde ucuz vatandaş yetiştirmişiz, kerameti kendinden menkul adamlar işte. Tebi bunlara adam denilse.
Ayıptır, günahtır bu tür suçlamalardan çekinmek, uzak durmak lazımdır diye düşünüyorum, çünkü kul hakkına giriyor.
15 Temmuz sonrası ilk KKH ile görevinden uzaklaştırılan kimseleri hatırlayın on binlerce kamu çalışanı mağdur duruma düştü. Ezbere de konuşmıyorum, çünkü 11400 kişi mor beyin programı tuzağına düşmüştü. Ondan sonra da zamanın başbakanı Binali Yıldırım bey dedi ki, “20 bin kişi görevine döndü”, bu durum; KHK ile uzaklaştırılan kimselerin en az bu sayıda mağdur olduklarının sayısal delili değil midir?
Ben o süreçte Diyarbakır Ak parti il başkan danışmanıydım. Ne yazık ki bu durum karşısında elleri ayaklarına dolanan bazıları gelen gidene karşı mesafeli duruyordu, benim bir teklifim oldu “gelin birkaç kişi görevlendirin, gelen gidenle ilgilensinler” dedim, ama yanaşan olmadı ve geleni gideni bana yönlendirdiler.
Ben bu insanları birebir dinlediğim için mağdurların olduğuna bizzat şahidi oldum. Mesela birkaç örnek vereyim.
*Bir komiser yardımcısı polis eşiyle birlikte görevden uzaklaştırıldılar ve her ikisi de mor beyin kurbanı oldukları çıktı. O komiser yardımcısı göreve dönünce ilk aradığı adam ben oldum, dediği şu, “hocam sizden başka bana inanan olmadı, ama sen bana inadın ve o süreçte teselli verdin” Al sana bir mağdur!
*Bir öğretmen görevden uzaklaştırılmıştı, kendisi kardeşimle aynı okulda çalışıyordu ve FETÖ ile hiçbir alakası yoktu, bazen yanıma gelip, haklı olarak sitem ediyordu ve diyordu ki “bana daha fazla zulüm edilmesin! bak ben ellerimi semaya kaldırırsam var ya arşı ala titrer, bilesiniz” o kadar ki kendinden emindi, bu kardeşimiz beyin kanamsında öldü, daha sonra OHAL komisyon onu görevine iade etti. Güler misin? Ağlar mısın? Al sana bir mağdur!
*Bir başka öğretmen açığa alınmıştı, ömrü FETÖ ile mücadele ile geçmiş birisi, bir yıl sonra görevine döndü, ama o süreçte çektiği psikolojik ve ekonomik sıkıntının mağduriyet olmadığını kim söyleyebilir? Al sana başka bir mağdur!
Hep birlikte hafızamızı yoklayalım, Cumhurbaşkanımız o zaman “At izi it izine karıştı” demedi mi? Yani “evet bu süreçte cidden bir haksızlık yaşandı” demek çok mu zor? Ne yazık ki o mağduriyetlerin bir kısmı hala devam ediyor.
Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan bu örgütün mağdurları en çok tabandan da olduğunu bizzat müşahede ediyoruz. “Kurt dumanlı havayı sever” misali bazı hırsız arsız kimseler FETÖ/PKK kavramının tedavülden kalmaması için nice taklalar atıyor, çünkü bunlar da altı ıslak kimselerdir ve bu kavramlar gündemden kalkarsa sıra kendilerine geleceğini biliyorlar.
Kimse demiyor ki kardeşim “Tabandan olup bir vesileyle FETÖ ile irtibatlı olan vatandaşların tamamına bir sefere mahsus bir af getirin, helalleşin, devlet gözetimine devam etsin, eğer yanlış yapmaya devam ederlerse cezalandırmalarına kimse bir şey demez/diyemez artık” bence doğru olanı da bu olurdu.
Evet biz o zaman “devlet ani bir refleks gösterdi er yada geç bu yanlıştan dönülür” dedik, “ameliyat sancısız olmaz” dedik, ama Allah var çok sürdü ve kimi mağdur insanlara artık söyleyecek sözümüz de kalmadı.
Varsın bazı fitne fesat çıkarak birileri o FETÖ bu PKK desin. Doğruya doğru demek vazifemizdir arkadaş!
Tabi bazen düştüğümüz de oluyor, bunlardan biri açıkta kalan Milli Piyango parasının varlık fonuna devriyle ilgili bir durumdu, bazıları “SMA haslarına harcansın” diye bir imza kampanyası açtı. Ben de baktım ki güvenilir bir dosttan bana da gelmiş, hem imzaladım, hem de paylaştım. Akşam haberlerinde bir de ne göreyim gerçekten onun üzerinden hükümeti vurmaya çalışıyorlar. Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik’i dinledim ve anladım ki benim yaptığım yanlıştır. Hemen konuşmasını videoya aldım, hem o imza kampanyasını bana gönderene sitem edip gönderdim, hem paylaştığım kimselerden de özür diledim.
O esnada eskiden İnsan Hakları Aktivisti olup şu anda HDP Milletvekili olan Dr.Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun facebook hesabında yaptığı bir paylaşımı paylaşmıştım, onu silmek aklıma gelmedi, bir tutturmuş vay sen FETÖ’cu bu adamın paylaşımını nasıl paylaşırsın diye bana uyarı yazıyor. Sanki kendilerinin hiç hataları olmamış gibi, oturup o şucu, bu bucu deyip Müslümanları dağıtması dahi kendi başına bir kusur değil mi? Ali/veli yüzlerce kez iyi işler yapsın, bir hatayı işledi mi, üstünü çizin gitsin olacak iş midir kardeşim?
Dorusu Gergerlioğlu’nun HDP’de siyaset yapması benim de hoşuma gitmiyor. Çünkü HDP’nin parti programı çok kötü, ama ona doğru bir adres de gösteremiyorum. Üyesi olduğum Ak parti şu anda cumhur ittifakıyla mecrasından nerdeyse kaydı kayıyor. İstanbul Sözleşmesi bize ayrı bir ayak bağı, genç evlilik mağdurları ayrı bir musibet ve bunlara çare de bulamıyoruz yalan mı?
Allah sonumuzu hayreylesin, amin demeniz dileğiyle.