Türkiye'nin Yeni Yüzyılını Milli Eğitimle başlamamız gerektiğini söyleyen Milli Eğitim Bakanımız Prof.Dr. Yusuf Tekin Kamuoyunu göreve davet ediyor.
Doğrusu da budur, çünkü ciddi anlamda nitelikli vatandaş yetiştirmek istiyorsanız Milli Eğitimi tüm paydaşlarıyla çok yönlü ele almak lazım. Çünkü tüm vatandaşlarımız milli eğitimin okullarından geçiyorlar, oradan ortak değerlerimizle buluşabiliyor, müfredatımızda varsa ortak değerlerimiz tabi.
Malumunuz ben bir eğitim emekçisiyim, emekli öğretmenim, gelin beraber ele almamız gereken konuları ele alalım.
1-Fullbright anlaşmasının iptalinden tutun, müfredat içeriğine kadar,
Bu anlaşma 1949 yılında Mısırın başkenti Kahire’de imzalanmış; 4’ü Türkiye vatandaşı, 4’ü amerikan olmak olmak üzere 8 kişilik bir komisyon tarafından işlev görüyor, bir konuda oylar eşit çıkarsa ABD konsolosu ne derse o olur, yani daima ABD’nin dediği oluyor.
Bu komisyon marifetiyle bir yandan eğitim öğretimimizi müfredat dahil kontrol altında tutuluyor, diğer yandan bu komisyonun verdiği burs ile bazı başarılı kimseleri dışarıda okutuyor. Şimdiye kadar 6500 kişi bu şekilde okutulmuş ve devletin önemli kademelerine yerleştirilmiştir, FETÖ bu komisyonu örnek alarak eğitim öğretime el atmıştır desek herhalde yerinde olur. Müfredatımızın ne kadar eksik, yalan, yanlış ve inkarcı bir zemin üzerinde şekillendiğini görüyoruz.
2-Öğretmen kalitesinden tutun, tercih edenler için Homojen kız ve homojen erkek okullarına kadar,
Öğretmenlik dünyanın en fedakar işidir, emeği para ile ölçülemediği gibi, Akademisyenlerin durumu ile de kıyaslanmaz. Paracı insandan öğretmen olamaz, bir öğretmen öğretmenler odasında ev ve araba değişikliğine, sokaktaki politik meselelere vakit ayırabiliyorsa ondan öğretmen olmaz.
Mevcut karma eğitim olduğu gibi homojen kız, erkek okullarının olması bir gerekliliktir. Buna hiç kimsenin hiçbir gerekçe ile karşı olmaya hakkı yoktur.
Karma okullarımız olduğu gibi Kız liseleri, Erkek liseleri olmalıdır.Ayrıca Lise eğitimi bir an evvel zorunlu eğitim dışına çıkarmak lazım.
Vatandaşlık eğitiminin içeriğini doldurursak 1+4+4=9 yıl yeter de artar. Bu süre içinde Dil, Din, Kültür ve Tarih bilgisini doğru dürüst ver ve meslek eğilimini öğrenciye/veliye bırakırsan ciddi bir kalite yakalayabilirsiniz, eğitim öğretim için.
3-Velinin ilgisinden tutun vatandaşların talim terbiyeye gösterdiği ilgiye kadar her konuda Bakanımızın yanında olmamız gerekir diye düşünüyorum.
Veli okuldaki program ve öğretmen tavsiyesi içinde öğrenci yetiştirmede aktif olmak durumundadır. Çocuğa “çalış, çalış..” demekle vazifesini yerine getirmiş olmuyor. Yıl boyu okula 50-100 lira bir katkı vermekten çekinen veli ne işe yarıyor. Halbuki “okul veliye hayırlı bir evlat yetiştirmek için yardımcı bir kuruluştur” ona göre velinin okula sahip çıkması lazım.
Bütün vatandaşların öğrencilere bakışı bu olmalıdır diye düşünüyorum.
Bu konularda çalışmak, çalıştaylar yapmak, gerekli kurumları bilgilendirmek ve yönlendirmek sivil insanların vazifesidir.
Yeni dünya düzeninde Siyaset, Bürokrasi ve Sivil toplum üç ayağı üzerinde hayat dengede kalır, zaman sivil aktörlerin, siyasete tenezzül etmeyen aktörlerin, bürokratın önünde düğme iliklemeyen sivillerin zamanıdır.
Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanımız Prof.Dr. Yusuf Tekin’in Milli Eğitimle ilgili her konuda kamuoyunu çalışmaya, kafa yormaya, sorunların çözümü için katkıda bulunmaya davet etmesini çok kıymetli buluyorum.
Vesselam.