İnsan dahi enerji olarak adlandırılan ve mahiyeti hakkında tam bir bilginin olmadığı ruh ile ayakta değil mi?
Enerji olmazsa hayat durur,
Birçok enerji türü olmasına rağmen kullanışlı olanı tercih edilir.
Bir enerji kaynağının tercih nedeni şunlar olmalıdır;
1-Buluna bilirliği ve yeterliliği,
2-Gram başına verdiği kalori,
3-Ekonomik açıdan hesaplı olması,
4-Kullanımı kolay olması,
5-Katı, sıvı ya da gaz olarak çevre açısından sıkıntı oluşturacak artık bırakmaması… vs.
Bu şartları birlikte değerlendirdiğimizde günümüz şarlarında en iyi yakıt nükleer enerjidir, ondan sonra doğal gazdır.
Niye nükleer enerji? diye sorsanız cevabım hazırdır, her şeyin en iyisini bilen Allah güneşin enerji kaynağını nükleer yapmış Hirdrojen(H) Helyum(He)’a dönüşür ve bu düzeyde enerji açığa çıkar.
Şu anda bir çok dünya ülkelerinde toplamda 630 nükleer santral var, bunun 100 tanesi ABD’dir. Biz de birkaç tane yapma aşamasındayken dahi içeride ve dışarıda birileri homurdanmaya başladı.
Ülkemiz bize fazlasıyla yetecek kadar nükleer santral için ham madde de doğal gaz da bulunduruyor. Gel gör ki dünya yer altı yer üstü madenleriyle uğraşırken, bizimkiler, şapka devrimi, harf devrimi, kılık kıyafet devrimi ile uğraşıyorlardı.
Bu gün Karadeniz’de doğal gaz çıktı, bunu bulmak için çaba gösterenler, mesai sarf edenler şükrettiler, hamd ettiler. Bunu çok değerli buluyor, onları candan tebrik ediyorum. Evet aramak önemlidir, ama varsa bulunur.
Peygamberimizin bir hadisi var öyle manidar bir mana içeriyor ki yakın zamana kadar olduğu gibi manasına teslim olmuştuk, ama kavramakta zorlanıyorduk. O da şudur “Rızkınızı yerin altında arayın” hadisidir.
Meğerse yer altındaki nimetler yer üstündeki nimetlerden daha değerliymiş de haberimiz yokmuş. Bu doğal gaz o nimetlerden birisi.
Doğal gazımızın olması güzel ama eğer oradan gelen ekonomik kazancı yerli yerinde kullanırsak daha güzel olacak,
1-İsteyen gençlerimizi evlendire bilecek miyiz? Ev hanımlığı sigortalı ve kısmi katkılı bir değer haline getirip çocuk başına ailelere kayda değer bir katkı verebilecek miyiz?
2-Maaşı düşük olan asgari ücretli vatandaşımıza kira yardımı ve bayram ikramiyesi olarak devlet katkısı verebilecek miyiz? Asgari ücretten alınan vergiyi sembolik düzeye indirebilecek miyiz?
3-Maaşı düşük olan emeklilerimizin maaşlarına elle tutulur bir artış yapabilecek miyiz?
4-Yaşlılık maaşında bir iyileştirme yapabilecek miyiz?
5-İmkanları kısıtlı miskin vatandaşlarımıza asgari gıda yardımı için aylık kart verebilecek miyiz?
6-Eğitim öğretime kayda değer bir pay ayırarak kalitemizi yükseltebilecek miyiz?
7-Gençlik Bakanlığı kurarak gençlerimizi çok yönlü meziyete sahip yetiştirebilecek miyiz?
*Bütün mesele adil gelir dağılımda,
*Bütün mesele adaletin tecelli etmesinde,
*Bütün mesele, fakir fukaranın, mazlumun duasını alabilmekte yatıyor, bunların her biri diğeri kadar önemlidir bence.
“Misafir gelince rızkıyla gelir” demiş Hatem-ül Enbiya Hz.Muhammed(sav), 4 milyon muhacir Suriye’den gelince Allah bize de böyle enerji koyularını buldurur/açtırır diye düşünüyorum.
Bu buluş 83 milyon vatandaşlarımızın refah ve huzuru demektir.
Ülkemizin bağımsızlığına katkı demektir.
Hak ve hakikat adına sesimizin gür çıkması demektir.
Bu ülkede huzur ve sükuneti sağlayabilsek, ilahi nimetlerimiz bize yeter de artar.
Tekrar hayırlı olsun.