Sivil toplum kuruluşlarının değerini bilin!

“Asrın Felaketi” olarak nitelendirilen bu depremde Sivil Toplum Kuruluşlarının gayretlerini, emek ve çabalarını gördünüz. Aslında kimi medeni devletlerde olduğu gibi biz de STK’lara sahip çıkabilirsek önümüzü daha rahat görürüz diye düşünüyorum.

Bundan 10 yıl önce Demokrat Eğitimciler Sendikası(DES)’in organize ettiği AFET ve AFAD temalı uluslararası bir kongreye Antalya’da katılmıştım. Kongrenin deklarasyonunda Devletin ilgili kurumlarına 53 maddelik bir öneri paketi hazırlandı. Bu depremde birisi uygulandı, depremden etkilenen şehirlere işleri koordine etmek için ikinci bir Valinin atanması, güzel de oldu tabi.Gerekçesi şuydu depremin yaşandığı ilin valisi de insandır, depremden etkilenmiştir, sahayı sağlıklı bir şekilde organize edemez.

O kongrede dile getirilen taleplerden biri de şuydu; bir vatandaşlık görevi olan Askerliği bir “vatandaşlık okulu” haline getirmek.

Askerlerimize gerektiği kadar nizami askeri bir disiplinin yanı sıra AFED eğitimi, İlk yardım dersi, Asgari düzeyde İlmihal bilgileri, Babalık eğitimi ve ailenin önemi..vb dersler ile vatandaşlık kalitemizi bir derece yükseltelim denilmişti. Ayrıca Askerliğini yapan her vatandaş 5 yıla kadar gönüllü AFED elemanı olsun. Bir afet durumu oluştuğu anda kişi kamu çalışanıysa ita amirinden izin almadan direk arama kurtarma faaliyetlerine katılması önerisinde bulunulmuştu.

Şimdi diyorlar ki Ordu zamanında müdahale etmedi, asker güvenliği sağlamak ve varsa AFAD eğitimini almış bazı askerler dışında arama kurtarma faaliyetine ne fayda verebilir. Belki bu haliyle vatandaşa psikolojik bir destek olur, o kadar.

Devlet aklı hiç mi düşünmüyor dünya Sivil Toplum Kuruluşu aracılığıyla dünyada neler yapıyor? ne oyunlar çeviriyor?

*Hele şu Soros’un finans ettiği oluşumların dünyadaki faaliyetlerine bakın,

*İsrail’in dostluk derneklerinin çalışmalarına bakın,

*Mason localarının faaliyetlerine bakın,

*En son ülkemizde örgütlenmiş AHBAP derneğini duydunuz, artık amacı neyse!? Aldığımız duyumlara göre tüm ilçelerimizde örgütlenmiş bir vaziyet almış.

Bizim ülkede Sivil Toplum Kuruluşları devlet kurumları tarafından pek kale alınmadığı gibi çoğu STK yönetimlerinde de genellikle pek bir kalite gözükmüyor.Bir STK düşünün ki yöneticisinin gözü siyasette olsun, ne kadar faydalı işler yapabilir, doğruyu dillendirebilir?

Benim 10 günlük bir Norveç, İsveç deneyimin var, orada Sivil Toplum Kuruluşları devletin gidişatına dahi yöne verebiliyor.

Ayrıca Dernekler devlet nezdinde bir değer görüyor. Ben 7 derneğe üye olduğumu ve bazı çalışmalarımı anlatınca, rehberimiz dedi ki; “Norveç idari tarzına göre çok önemli faaliyetlerde bulunuyorsunuz, Bakan dahi huzurunuzda ayağa kalkar.”

Küçük bir örnek vereyim, sadece bunu yapabilsek toplum kalitesine değer katacağız. Norveç’te Cami/kilise derneğine üye olan kişi başına aylık 10 Avro destek veriliyor, düşünün bir Cami derneğinin 1000 üyesi var ve aylık kişi başına 10 avro destek alıyor, 20 ile çarpın 200.000 lira ediyor, bu caminin muhtelif komisyonları aracılığıyla bir çok iş yapma imkanı bize verir değil mi?

STK’lar, ehil kimselerin gönüllü çalışanları aracılığıyla 5 liralık işi 1 liraya yapabilirler, hem de daha iyi yaparlar.

Biz toplum olarak Camiye sahip çıkabilirsek, hem maddi hem manevi açıdan şahlanırız.

Camilerimizde;

1-Eğitim komisyonu,

2-Tebliğ komisyon,

3-Sosyal yardım komisyonu,

4-Sulh komisyonu,

5-Cami koruma ve yaşatma komisyonu…vs. olduğunu ve bu komisyonların faal olduklarını düşünün.

Ben Norveç’in Ankara Konsolusuna sordum, şu Cami/kilise derneklerine verdiğiniz desteğin amacı nedir? Dedi ki, “insanımız oraya gidince manevi bir huzur alıyor, bu hem psikolojisini düzeltiyor, hem de verimliliğini arttırıyor.” İşte Norveç aklı budur, buyur gerisini siz düşünün.

Eğer güçlü bir sivil toplumunuz yoksa;

*Siyaset sizi talan eder,

*Bürokratlar size üstten bakar,

*Militarist güçler de size tokat atar… çık çıkabilirseniz şu çetrefilli hayatın içinden.

Demedi demeyin, sivil toplum, sivil toplum.

Bu ülke 85 Milyon vatandaşlarındır, konumu ve rütbesi ne olursa olsun tüm kamu çalışanları bu halkın hizmetkarlarıdır. Kamu çalışanlarını hem kontrol etmek, hem de onlara yol göstermek sivil toplumun vazifesidir.

Eyüphan Kaya

muslumandunya.com Genel Yayın Yönetmeni

ETİKETLER: Sivil toplum kuruluşlarının değerini bilin!