Sosyal medyada takipçilerim bilirler, ben hesabımda bir manşet paylaşırsam genellikle ilk fırsatta onunla ilgili bir yazı yazıyorum.Tabi gündem kalabalığı arasında güncelliğini kaybetmezse.
Geçende “Amirler alimlerin kapısında olursa ikisine de selam olsun, Alimler amirlerin kapısında olursa Allah ikisini de ıslah etsin” demiştim.Hatta bir takipçim buna izahat getirsen daha iyi olur demişti.
Duruşuyla insana huzur ve güven veren, amirlerin kapısında dolaşmayı adet edinmemiş bir alimin isabetli duruşunu sizinle paylaşmak isterim.
Bu değerli insan hem Alim, hem Mutasavvuf. Yani hem Müdderis hem de Şeyh. Öyle babadan oğla gelişi güzel sirayet eden bir şeyhlik değil, amel ederek babasından hilafet görevini hak ederek devralan bir Mutasavvuf. Maalesef şeyhin çocuklarına şeyh demek de hayatın başka acı bir yanı.
Bu mübarekin kardeşine birisi şeyhim diyor kendisi ders niteliğinde bir cevap veriyor, bir daha duymayayım ben şeyh değilim, kardeşlerimiz arasında bu makama ehil bir kardeşimiz babamdan izin almış o da kardeşim Şeyh Ahmet’tir. Demek ki bunlar ailece böyle asil insanlardır.
Malum seçin öncesi Alimlere, Şeyhlere, Kanaat liderlerine gidip onlardan destek talep ediliyor, oy isteniyor. Herkesten çok bu vasfı üzerinde taşıyan bu üstada da partiler oy için ziyaret ediyor.
*HDP heyeti seçim çalışması için ziyaretine gidiyor;
Hocamız, Şeyhimiz diyor ki, “siz bizden oy istemeye gelmişsiniz ama siz dinimize karşı siyaset yapıyorsunuz Türkler “Ya Allah, Bismillah Allahu ekber” dedi, Sivaz’ı, Elazığ’ı, Gaziantep’i, Urfa’yı sizden aldılar böyle giderse Diyarbakır da sizin elinden gidecek haberiniz olsun.
Siz bir gün hastaneye gidip, bir mağduru bulup, halini sordunuz mu? Ya da bir yetimin başını okşadınız mı? Bu mudur Kürtlük?
Kürt dili ve kültürü medreseler sayesinde ayakta kaldı, fakat siz medreselere de karşısınız, kendinize çeki düzen verin, eğer nasihat dinleyecek mecaliniz varsa ne dediğimi iyi düşünün” diyor ve onlara gereken dersi veriyor. Heyette kimlerin olduğunu da biliyorum ama yazmaya değmez.
*Daha sonra Ak parti ziyaretine gidiyor;
Ak parti malum iktidar gidince iki bakan ve il valisi birlikte kendisini ziyaret ediyor. Vali daha önce on defa bu alimimizi protokole davet ettiği halde davetine icabet etmemiş dolayısıyla vali bir az da kendinse içerlenmiş durumda.
Vali konuşuyor, şuraya şunu yaptım, buraya bunu yaptım diyerek kendini övüyor. Bir ara Baş Müdderisimiz Şeyh Ahmet diyor ki, il valisi sen misin? Vali, evet diyor, peki bu külliyeye bir katkınız olmuş mu? az yada çok bir faydanız dokunmuş mu? Bir çivi çakmış mısınız? Vali, hayır diyor o zaman müsaade et de evimizde biz konuşalım diyor.
Şimdi iki Bakanla birlikte gelmiş, Ak parti için benden oy istiyorsunuz, peki bu hükümet hangi günahı yasakladı ki onu ödüllendirelim. Medreselerle ilgili bir kanun bile çıkarmadınız, sizin korkunuzdan bir cami bile yapamıyoruz, hemen istediğiniz bir imamı oraya atayarak camiyi bizden alıyorsunuz?
Ben şimdi hangi gerekçe ile vatandaşlara Ak partiye oy verin diyeceğim.
Ayrıca siz zaman zaman halkın arasına katılıp onlarla hem hal oluyor musunuz, ben hiç duymadım. Bir fakirin, bir garibin ihtiyacını giderdiniz mi? ben bu siyasetin arkasında nasıl durarak vatandaşı yönlendireceğim.
*Siyasete atılan bir müftü kendisini ziyaret ederek partisine destek istiyor, kendisi müftüye diyor ki, “behey filankes, senin sahip olduğun şeref sana yetmedi mi ki gittin siyasete katıldın, senin huzurunda ulema el bağlıyordu, şimdi memurun konumunda olan o Hocaların huzuruna çıkmaktan utanır duruma düştün.
Unutma fasıklarla yaşarsanız fasık olursunuz, namazınızı dahi doğru düzgün kılmayacak düzeyde ibadetten bile mahrum olursun.
Sen bu kadar riskli bir duruma düşmüşken bir de gelmiş bana nasihat ediyorsun, bu doğru bir şey mi? Ben sana nasıl destek olabilir ki tuttuğun yol yol değildir.”
Evet sevgili dostlar şükürler olsun ki bu sıkıntılı dünyada iftihara değer bir duruşa sahip böyle saygın şahsiyetleriz de vardır.
Bu duruşu tebrik etmemek elde değil, umarım başka hocalarımız da bu kirli politikaya karşı böyle bir duruş sergilerler.
HDP’nin İnanç Grubunda yüzlerce yarım hoca var, acaba onların hali nice olacak?
Ak Partinin her yaptığına ey vallah diyen trollerin hali nice olacak?
Ben de Ak partiliyim, ama doğrusuna doğru yanlışına yanlış diyen onurlu bir vatandaşım.
Bilen biliyor, üç yıldır İstanbul Sözleşmesinin sıkıntılarını dile getirmek için avazımız çıktığı kadar yüksek sesle konuşuyoruz, yazıyoruz. Cumhurbaşkanımız konuştuktan sonra bir çoğu yeni yeni konuşmaya başladı kamuoyu şahittir.
Allah mahcup etmesin, hocamızın bu duruşu örnek almaya değerdir. Alim olmak, Şeyh olmak benim gibilerini aşar. Bir kalemimiz var onu da doğrudan ayırmamamız lazımdır.