Birkaç yıl önce Alman eğitimi hakkında bilgim olmuştu. 9 yıllık mecburi eğitim sürecinde her yıl dört ders mecburi ortak dersler, diğer dersler ise tercihen isteğe bağlıdır.
Nedir bu dört ders;
*Alman dili,
*Alman dini,
*Alman tarihi,
*Alman kültürü,
Düşünün 9 yıl boyunca bu ortak dersleri alan Alman gençleri Mecburi Eğitimini tamamladıktan sonra bir araya geldiklerinde ne kadar benzer bir bilgi birikimi ve olgunlaşmış şahsiyete sahip olurlar.
Hakikati söylersek yakın zamana kadar ülkemizde Talim Terbiye Kurulu bu derslerle hiç barışık değildi.
Son yıllarda yapılan bazı iyileştirmelere rağmen hâla Latin alfabesi kelimelerin, kelimeler de cümlelerin canına okuyor.
30 Mart 2012 günü Meclisin eliyle 4+4+4 sisteminin getirilmesiyle birlikte, *Kur’anı Kerim,
*Siyerünnebi,
*Kürtçe/Zazaca gibi diller tercihli ders haline getirildi.
Ancak burada bir sıkıntı var, öğrenci bu üç dersten sadece iki tanesini tercih edebiliyor. Biri diğerinden önemli bu derslerin iki tanesini tercih etmek durumunda kalınca da Kur’an-ı Kerim ve Siyerünnebi derslerine öncelik veriliyor. Bu beraberinde bir sorun daha getiriyor, bu derslerde öğretmen ihtiyacı yok diye bildirilince Artuklu üniversitesinde Kürtçe üzerinde yüksek lisans yapıp atama bekleyen binden fazla öğretmen adayından bir ya da iki atama oluyor.
Ayrıca bir sıkıntı daha var; Kürtçe/Zazaca Latince harfleri ile öğretiliyor, bu da ayrı bir yanlışlık. Bu dilleri aslında Osmanlıca alfabesiyle öğretmek lazım. Çünkü Latin harfleri Kürtçe/Zazaca gibi dilleri karşılayamıyor. Üstelik Kürtçe/Zazaca yazılan eserler de Osmanlıca yazılmıştır.
Ahmedi Xani’nin Mem u zini,
Melayi Cizirinin Divanı,
Şeyh Abdurrahman’ın Durretünneim eseri,
Ahmedi Xasi ve Maleyi Batehi’nin yazdıkları Mevlüd Osmanlıca yazılmıştır.
Dolayısıyla Latin harfleri ile öğrenilen Kürtçe/Zazaca bu eserlerin okunmasına imkan vermemektedir.
Asılında tüm Müslüman çocuklarına Kur’anı Kerim, Siyerünnebi ve Osmanlıca zorunlu hale getirilmeli. Kürtçe/Zazaca tercihli ders olmalıdır.
Toplum ve tarihle barışık olmak istiyorsan bunlar gerekli şeylerdir.
Bu haliyle, üç seçmeli dersten ikisinin tercih edilebilmesi iki kesim açısından amaçlarına göre sıkıntı oluşuyor.
Çocuğum dindar yetişsin diyerek Kürtçe/Zazaca tercih etmeyenler, sözüm ona Kürtçeyi önemseyip diğer iki mukaddes dersleri önemsiz görenler. Yani solcu geçinenler.
Halbuki seçmeli ders sayısı üçe çıkarılırsa, ya da tercih yılları değişirse bu sorun da kendiliğinden ortadan kalkmış olacak diye düşünüyorum.
Diyorum ki, gelin şu 12 yıllık mecburi etiğimi ülkenin birlik beraberliğine, huzur ve mutluluğuna, şahsiyetli insanın yetişmesine hizmet edecek tarzda verimli hale getirelim.
Alman 9 yıl boyunca verdiği eğitimle Alman gibi Alman yetiştiriyorsa biz de o düzeyde, belki daha fazla güçlü, şahsiyetli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yetiştirelim.
Zaman akıp gidiyor, sorunlarımız zamanın içinde yüzüyor. Gelin zamanı iyi değerlendirelim, sorunlarımız zaman içinde boğulup/gark olsun biz de onlardan kurtulup, önümüze bakalım.
Ne dersiniz?