Malumunuz bu devlet de bu millet de İslam’ın ruhu ile ayaktadır, siz bu yabancı sistemin çarpıklığına bakmayın. Kemalist sistem bu gün var yarın yok, ama bu toprak parçası üzerinde hayat devam edecektir.
Kimisi sistemi devletle özdeşleştiriyor, bu ciddi bir yanlıştır, devlet ev ise sistem içindeki eşya gibidir, ev bizim ama içindeki eşya bize sıkıntı veriyorsa değiştirmesek sitem etmeye hakkımız olmaz.Bunun muhatabı/mesulü parlamentodur.
Dünyanın emperyalist güçleri bir zamanlar hangi kapıyı çaldılarsa orada karşılarına İslam bir engel olarak çıktı, Osmanlı bir mani olarak zuhur etti. Ve dediler ki, bu böyle olmaz bu iki değeri bir şekilde ortadan kaldırmak lazım.
Osmanlıyı 200 yıllık bir çaba ile dağıttılar, yetmedi tebasını da İslam’dan uzaklaştırmaya çalıştılar/çalışıyorlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 tarihinde bir Cuma günü Hacı Bayram-ı Veli camisinde namaz sonrası dualarla açıldı, “ve emruhum şura beynehüm(onların işleri aralarında istişare iledir) ayet-ı kerimenin gölgesinde faaliyet gösteriyordu, devletin dini İslam'dı, yani devletin tüm organları İslam hukukuna uygun teşekkül edilecekti, 23 maddelik anayasasını yapmıştı, ülkede huzur ve güven vardı, ta ki düşman buna tahammül etmeyerek 2 yıl sonra yeni bir meclis, yeni bir anayasa ve İslam'a dair ne varsa bir bir ortadan kaldırılana kadar, artık devlet erkanı, her yönüyle birilerinin tasarrufuna göre hareket ediyor, hak adına başını kaldıranlar “takriri sükun” mahkemelerinde darağacına asılıyordu.
Bu zulüm epey devam etti, zaman zaman bundan kurtulmaya çalışan kimseleri de darbelerle akamete uğrattılar. Şu anda birilerinin beğenmediği Ak Parti hükumeti dahi defalarca hücuma uğramadı mı?
Ama artık bu toplum Müslüman olduğunu her geçen gün fark ediyor, günahkar da olsa Müslümadır, 15 Temmuz darbesini Allah’ın inayetiyle savuran halk her geçen gün İslam’a ısınıyor. Bu bazı azgın kimseleri kahrediyor, kahrınızla geberin e mi?
Yahu dağdaki gelmiş bağdakini kovuyor, bir millet gaflete düşebilir ama Hasan hans olmaz, Meryem meri olmaz. Aramızdaki bazı azgın kimseler mayaları bozuk, kanları karışık, ataları din ve namus düşmanlarıymış ki onlar da ancak bu kadar kendini saklayabildiler.
İslamın hayata dair bir din olduğunu her geçen gün etkisini gösterdiğini görünce kudurmaya başlıyorlar.
İşte görüyorsunuz gün geçmiyor ki örtünen kadınlara bir hakaret yapılmasın, hem de hakaret içerikli ifadeler kullanılarak.
Vatandaş kız erkek okullarının ayrı olmasını ve karma eğitimin de devam etmesini istiyor, yapamazsın diyorlar, Allah aşkına bu kadar kepazelik dünyanın başka bir yerinde var mı? Ap açık diyorlar ki bizim istediğimiz gibi yaşayacaksın.
Elhemdulillah anında haklarında soruşturma başlıyor, şu zayıf kanunların dahi ağına düşüyorlar ve mimleniyorlar, ama insan olarak kalbe sızı bırakıyor, bir dert, bir iz kalıyor, onlara diyorum ki;
“siz yine İslam’a dua edin ki, sabrı tavsiye ediyor, o anda size karşı oluşan kinin fiziki müdahaleye dönüşmesini engelliyor, yoksa o anda maruz kalacağınız en hafif ceza linç edilmektir. Fakat İslam metaneti emrediyor.”
Sizin İslam’ın yaşam tarzına tahammulünüz yoksa başka ülkeye gidebilirsiniz, sizi zorla tutan mı var? ama haddini bilip, başkasının hakkına tecavüz etmediğiniz sürece kimsenin size bir diyeceği yoktur.
Kafir insan, müşrik insan, fasık insan içki içebilir, alttan üstten orasını burasını gösterebilir, Allah’ın emirlerine uymayabilir, bu özgürlüğü Allah ona vermiştir, ama benim kapımda sevişemez, müslüman mahallesinde içki içip nara atamazsınız, mükeddesata küfür edemezsiniz. Müslüman bir kadının peçesine el uzatamaz! Aklınız varsa Sütçü İmam’ın ilk kurşunu kime sıktığını hele bir hatırlayın!
Buyur kozmetik sanayi emrinizde oje, ruj, genel makyaj sende, dekolte elbise senin için üretiliyor, kuafurlar senin her gün bir renkten başka bir renge sokmak için sırada bekliyor. Daha ne istiyorsunuz?
Müslüman kadının kıyafeti nerenize batıyor?
Caminin minaresi sizi acıtıyor mu? E
zan ruhunuzu mu daraltıyor?
Kusura bakmayın alışacaksınız, başka çare yok, bu ülke artık her geçen gün özgürlüğüne kavuşuyor haberiniz olsun, bundan geri adım atmak yok.
Ne yazık ki; daha faydalı bir yazı yazmam gerekirken, vaktimi bu icapsız mesele ayırdım.
Hakkını helal etmem arkadaş!