Hele bir düşünün aşağıda verilen klişe cümleler ne zaman ifade tarzımızın içine girdi, ne anlama geliyor?
*Erkeğin kız arkadaşı,
*Kızın erkek arkadaşı,
*Filankesin sevgilisi,
*Dost hayatı yaşamak,
*Hayat kadını,
*Nitelikli beraberlik..vs.
İster inanın ister inanmayın bu ifadelerin her biri zinayı basitleştiren kavramlardır.
Yüce Allah bazı kabahatler için “yapmayın!” derken, zina konusunda ise “zinaya yaklaşmayın..” buyurmaktadır.
İşte bu kavramların her biri kişiyi zinaya yaklaştırıyor. Zina erkeğin değerini beş para ettiği gibi, kadını da tamamen kirletiyor. İffet, haya, edep duygularını, sadakati, samimiyeti ortadan kaldırıyor.
Zinaya alışan erkek ve kadından hayırlı bir ailenin oluşması bekleyemezsiniz, bir defadan bir şey olmaz demeyin, O kadar kötü bir fiil olmasaydı Kur’anı Kerim ona “had” biçer miydi?
Namahrem olan kız-erkek biri birinin sözlüsü olsalar dahi mesafeli davranmaları gerekirken, nasıl olurda aralarında evlenmeye dair hiçbir bağ olmayan kız erkek arkadaş oluyorlar, bir arada kalıyorlar, cinsi münasebette bulunuyorlar ve toplum olarak hiç yüzümüz kızarmadan bunlara sevgili, arkadaş, nitelikli beraberlik ya da dost hayatı diyebiliyoruz, kadim kültürümüzde ağır bir mana taşıyan Dost vasfını da bu şekilde lekelemiş oluyoruz.
Bu çocuklarımızı hırpalamadan önce kendimize bakalım, biz bunları ne derce yetiştirdik?
Evlenme ve aile kurmanın önemini onlara ne derce anlattık?
Allah’ın emir ve yasaklarını kendilerine yeterince anlatabildik mi?
Kız olsun, erkek olsun evlenmeleri için bir çare aradık mı?
Evlenmeyi öcü haline getiren 6284 numaralı yasa ile süresiz nafaka belası için bir çare ürettik mi?
Bir şeyler ters gidiyor arkadaş, elin adamı bilim ve teknolojide terakki ederken biz toplum olarak onların ikinci sınıf hayat tarzını çağdaşlık olarak değerlendiriyoruz.
Şunu iddialı olarak söylüyorum iffet kaybı kadar insanın şahsiyetini örseleyen başka bir kayıp olduğuna inanmıyorum. Dolayısıyla iffet kayıp oldu mu, diğer günahlar peyderpey gelir.
Kadın alttan üstten soyunmaya başlar, oje, ruj, makyaj hayatının bir parçası olur, çünkü dikkati kendine çekmek için bir çaba içine girer, malum artık onu helalinden alan kimse kalmamıştır, olsa olsa beraber yatıp kalktığı birini belki ikna eder ki o da çok zor, kişi derki bu gün benimle yatan, yarın beni de aldatır.
Siz namahrem kimselere sevgili diyeceksiniz, reklam, moda, dizilerle zinayı teşvik edeceksiniz, bir de bütün sucu gençlere yükleyeceksiniz, olmaz arkadaş olmaz! bu günahların ortakları hepimiziz, en başta devletin bu çarptık sistemi bu günahları besliyor.
Daha homojen erkek, kız liselerimiz yok, bazıları oluşturuyor ama ne kadar ihtiyaca cevap verebilir ki? Aynı okulu iki girişli ve iki bahçeden müteşekkil yapacaksınız, hususi talep olursa, velisi ısrar edenler için kız erkek karışık karma okullar da olabilir.
Aile Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya Yanık üniversitelerde kadın merkezleri yapacağız diyor, peki liseler ne olacak? Bunu düşünen var mı?Ayrıca kadın evli barklı bayanların adıdır, kızlarımız ne olacak..!?
Allah kolaylık versin, insani ve imani açıdan zor bir süreçten geçiyoruz. Gençlerin ebedi hayatlarını kazanmaları için bir çalışma çaba pek gözükmüyor. Türkiye Gençlik Zirvesi adıyla bir platform var, adına ve üye kuruluşlarına, yönetim ve danışma heyetlerine, juri üyelerine baktığınız zaman “Vay beee..!?” dedirtiyor, ama gençlere yönelik çalışması taşrada pek hissedilmiyor.
Ben TGSP’ye hakkımı helal etmem arkadaş! 42 dev oluşumdan oluşan Türkiye Gençlik STK’ları Platformunun halk nezdinde adı dahi bilinmiyor.
vesselam