Muhterem kardeşlerim yeryüzünde iki çeşit insan var; bir kısmı yüce Allah ile irtibatını devam ettirip sağlamlaştıran ve Allah katında her geçen gün manevi sahada mesafe kat ederken, diğer kısmı ise yeryüzünde birilerine göre büyük ama aslında küçük işlerle ilgilenen kimselerdir.
Bir kısmı manevi değerlere önem veren, ruhunu besleyip olgunlaştıran ve ahret hesabını yapıp, mahşer gününü düşünürken, diğer kesim maddi menfaati düşünüp, heva ve hevesleri doğrultusunda, şehvani duygularına hamallık yapan kimselerdir.
Bir kısmı camiyle cemaatle, cumayla irtibatlı yaşarken, diğer bir kısmı kahvehane, meyhane ve zevzekhanelerde nefsin arzu ve emellerini, sözde özgürce duygularını tatmin eden prensipsiz yaşayan zavallı kimselerdir.
İster inanın ister inanmayın birinci grup insanlar çoğu zaman azınlıkta ikinci kısım ise çoğunluktadırlar, ancak birinci kısım insan olarak bir değer oldukları için Allah katında bir kıymetleri vardır ve yüce Allah onların hatırı için diğer insanlara da merhamet sıfatıyla mühlet veriyor.
Yeryüzünde insanların azgınlıkları karşısın da Allah’u Teala zaman zaman Kahhar sıfatıyla insanlığa ceza vermeyi düşünce yaşlılar, çocuklarını emziren anneler ve günahsız hayvanların hatırı için insanlığın başına hakkettiği cezayı ertelemekte olduğunu söylüyor.
Onun için Cami/Cuma cemaatine minnettarız diye bir başlığı bu yazıma uygun gördüm.
Dikkat ettiyseniz bu pandemi hastalığı süresince en disiplinli kimseler Cami/Cuma cemaati oldu, maskeyle, secadeyle, sosyal mesafeyle ibadetini yerine getirdiler/getiriyorlar. Bunlar bu disiplinle ibadetini de yaparlar, yarın icap ederse bu disiplinle cihada da giderler, vatan müdafaasında da kendileri, çocukları ve torunları önde olduğu bir gerçektir.
Malum bir mahallede/beldede cemaatle namazın kılınması farz-ı kifayedir, yani cemaatle namaz kılınmazsa tüm Müslümanlar günahkar olurlar, dolayısıyla cami ehli, cemaate iştirak ederek hepimizi o mesuliyetten kurtarırlar.Üstelik ıslah olmamız için bize dua da ederler.Yani Allah’ın tüm müminleri bağışla dedikleri zaman birilerini istisna tutmazlar.
Ayrıca ihtiyar ve güçsüz olup takatten düşen ve Allah katında değerli olan büyüklerimiz cemaatin üyeleridir.
Bir ara Muharrem İnce demişti ki, bu halkın %65’i Cuma namazına gidiyor, aslında bunların vakit namazlarında da cemiye gelmelerinde fayda var, olması gereken de budur.
Anlatılan o ki, Cuma namazında bir genç Salattin-i Eyyubiye seslenerek “Küds-ü şerifi kurtarmak için artık zafere çıkmak lazım” diyor, O tecrübeli komutan o anda gence cevap vermiyor, bir sonraki gün aynı camiye sabah namazına geliyor, namazdan sonra diyor ki “dün Cuma namazında bana sitem eden genç burada mı?” genç yok maalesef! Diyor ki “Cuma namazına geldiğiniz gibi sabah namazına da geldiğiniz zaman Kuds-ü şerif için cihada çıkabiliriz”. İşte kıssadan hisse.
Ayrıca ezandan ezana kalbi camiye bağlı olan b ir kimsenin iman sahibi olduğuna da bir işaret olduğunu Hz.Muhammed(sav) buyuruyor. Dolayısıyla cami cemaatine minnettarız, onlar bu milletin dua ordularıdır, onların dualara birilerinin cihada katılması kadar önemlidir.
Allah tüm müminlerden razı olsun, bizi de her fırsatta camiye gidenlerden eylesin.
Amin demeniz dileğiyle.