Kimse bana eski parlamenter sistemin faziletlerinden bahsetmesin. Birilerini canı sıkılınca; ya hükümeti yıkıyor, yada erken seçime gidiliyordu. Vatandaş da seçimle oyalanıyordu, aslında seçim sonucu bir az daha ayarlanabilir bir meclis/bir iktidar oluşuyordu. O günleri unutanların kalbi kurusun. Ya da cumhuriyet savcıları durumdan vazife çıkararak parti, kapatıyorlardı.
Başkanlık sistemi getirerek bu sorunlardan kurtulmak istedik, sakın ola bu konuda bir ihmale, bir gevşemeye kapılamayalım. Öyle bir sistem ki tembellikten dahi Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma bile açabilirsiniz.
Peki yeni sistemden ne bekliyorsunuz derseniz?
*Milli İstihbaratın ülke içinde çalışmasına son verilmesini ve vatandaşa güvenmenin gerekliliğini hatırlatmak isterim. Ordu 15 Temmuz ruhu ile barıştı elhemdulillah, fakat ben MİT’te o kadar emin değilim, hala ülke içinde dedikoduları topladığını duyuyoruz. Soruşturma mağdurları ortada.
*Yeraltı dünyasını ortadan kaldırmasını bekliyorum. Bu patronların varlığı Ülkemiz için bir eksikliktir, Devletin adalet mekanizmasına gölge düşürür, acziyetinin bir işaretidir, kabul edilemez.
*Devlet kurumları arasında kendini en hızlı yetiştiren, günümüz şartlarına uyumlu hale getiren Emniyet kurumumuz olmasına rağmen, hala tek tük de olsa vatandaşa saygısızlık yapıp, vatandaşı darp eden kimi polislerin dengesiz davranışları haber programlarına konu oluyor. Emniyet kurumu tereddütsüz bunları bir an evvel bünyesinden atmalıdır. Başka kurumda memur olsun arkadaş! Bunlar silah taşıyacak adam değiller.
*Beyaz toz ve beyaz kadın ticaretini ortadan kaldırmasını istiyorum. Halk arasında bilinen şu; “bu ticaretin baronları emniyet tarafında biliniyor, yakalananlar da ara elemanlardır” denilmektedir.
Ayrıca Namus kavramı ile zıt düşen kadın ticareti zinhar ortadan kalkmalıdır, hürriyet ve özgürlük kavramı altında belden aşağı hikayelerden kurtulmamız lazım. Bir de tüm paydaşların rızası varsa birden fazla evliliklerini önü de yasal olarak açılabilir diye düşünüyorum.
*Milletvekili seçiminde “Dar bölge seçim yöntemi” getirerek meclise nitelik kazandırmalı ve vatandaş muhtar seçer gibi vekil seçmelidir. Diyelim ki, bir şehrin 12 vekili varsa nüfus itibari ile şehir 12 bölgeye ayrılır ve vekil adayı yüz yüze vatandaş ile selamlaşarak oy ister, isteyen her vatandaşta telefonu olur. Şu andaki aldatma sıralı liste ile tanımadığı torpilli/paralı kimseleri Meclise vekil olarak göndermez.
Başkanlık sisteminde Meclis güçlüyse sistem doğru düzgün işler yoksa Başkanlık kontrolsüz kalır, bu da ülke açısından sıkıntıya yol açar.
*İstanbul sözleşmesinin bir an evvel feshedilmesi lazım. O sözleşme ki 12.maddesinin 5.bendinde kadınla ilgili muamelede; Örf, Adet, Anane, Namus ve Dinden gelen hiçbir normu referans kabul etmemektedir.
Başka bir madde de kadın erkek eşitliğini savunarak, evi reissiz bırakmakta, kadın erkek arasında daimi bir husumete ben-sen kavgasına zemin hazırlamaktadır.
Cinsel eğilim ve eşcinselliğe yol açmaktadır. Anadolu insanı bu kadar rezil bir sözleşmenin muhatabı olamaz/olmamalı.
*Aile kavramı üzerine durup bir yılı “Aile yılı” olarak kabul edip, kadın erkek, büyük küçük herkese ama herkese ailenin önemi anlatılmalı. Ayrıca en az bir dönem mecburi okutulacak bir ders olarak milli eğitim müfredatının Ortaokul kısmında uygun bir yılında “AİLEMİZ” adında bir ders okutulmalıdır.
Bunun yanı sıra evlilikler kolaylaştırılmalı, ev hanımlığı sigortalı ve kısmi ücretli, çocuk sayısına bağlı olarak maişeti arttırılmalıdır.
Ben burada yedi talepte bulundum, buyur diğer yedileri de siz sayın. Yazı uzamasın diye dile getirmedim.
Diyeceksiniz ki “hala hala! bu konularda eksiklik mi var?” Hey gidi hey! var hem de nasıl?
Tez elden bunların yerine gelmesini istiyorum. Bu konuda kime ne görev düşecekse geri durmasın. Bu milletin bu memleketin geleceği hepimizi ilgilendiriyor. O kadar!
Cümlenizi Vatandaş selamı ile selamlıyorum.