Ne güzel söylemiş atalarımız; "Buğday ile koyun, gerisi oyun."
Galiba bu ifadeden gaye Tarım ve Hayvancılık olsa gerek. Bu iki alanda da yıllık verim ortalama en az bire beştir.
Ne yazık ki son 30-40 yılda vatandaşlarımızı kırsaldan kopardık, şehre indirdik doğrusu şehirden köye dönüş de çok zordur.
Şehirde yemek eğlenmek çeşit çeşit, her sokağın başında; biri insi diğeri cinni iki şeytan, etrafınızda dost yok, ahbap yok, komşu yok. Başka bir ifadeyle insi ve cini şeytanların telkin ve vesveselerini nötralize edecek bir yardımcı bulamıyorsunuz.
*Uyuşturucu şehirlerde,
*Gayr-i meşru ilişkiler şehirlerde,
*Haraç çeteleri şehirlerde,
*Misyonerler şehirde,
*Masonlar şehirde…
Şimdi ki şehirler köylerden oluşmuş, dolayısıyla şehir kültüründen yoksun, çokluk/bolluk arasına konmuş yeteneksiz kimselerden oluşur.
Ne acıdır ki birçoğu hak etmediği konforu yaşamak için para bulmaya çalışıyor, nereden gelirse gelsin haram helal demeden para arıyorlar. “helal haram ver Allah’ın, senin kulun yer Allah’ım” dercesine, bu gün gelen para, yarın gidiyor.
Peki kırsal kesimde yaşam böyle midir?
Hayvan sahibi hayvanını yetiştiriyor, besliyor, etinden, sütünden faydalanıyor, ayrıca hayvanlar üreme yoluyla çoğalıyor; buzağılar tosun, tosunlar boğa, kuzular ise koç oluyor.
Bu verimli yaşam içinde zenginlik de kendiliğinden geliyor, köylü emeğiyle kazandığını başkasına avantadan yedirmeye kıyamaz, sağa sola dağıtıp israf edemez değil mi?
Ya hububata ne demeli? Besmeleyle ekilen, şükürle toplanıyor, en az bire yedi-on elde edilen mahsulden zekat verilerek İslam’ın beş şartlarından biri yerine getiriliyor.
Ayrıca parayla satılsa bile en temel besin maddelerimiz olan gıdayı oradan alanlar üreticiye minnettar kalıyorlar.
Peki madem mesele budur köy hayatını cazip hale getirmek için ne yapmak lazım?
1-Kırsalda ev yapanlara katkı vermek lazım,
2-Kırsalda güvenliğin sağlanması için ne gerekiyorsa yapmak lazım,
3-Ruhsatlı silah Köylüye vermek için kolaylık sağlamak lazım,
4-Köylüye güvenlik parası adı altında parasal destek vermek lazım
5-Bütün bunları yaparken ya tarım ya da hayvancılığı şart koymak lazım.
6-Hayvan beslemek isteye vatandaşlarımıza devlet destekli ahır yapmak lazım.
7-Köyde kalmanın sağlık ve huzur açısında önemini anlatan seminerler vermek, güven vermek lazım.
Göreceksiniz o durumda köylümüz hayattan lezzet alacak, köylere bereket gelecek, şehirlerimiz de nispeten bir nefes alacak.
Şimdi öyle mi?
Gençlerimiz mesleksiz, niteliksiz şehir sokaklarında dönüp dolaşıyorlar, kimisi üç kuruşa beş kuruşa onları istediği şekilde kullanıyor, biz vatandaş olarak uzaktan uzağa seyrederken, devletimiz olmadık yollara başvuruyor ama bir çare çıkar bulamıyor.
Birileri zamanında Köy Enstitüleri kurdu, buyur siz de Köy Akademileri kurun arkadaş! eğer bu halktan yana bir derdiniz varsa tabi.
Ben bu ifadeyi Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Binali Yıldırım’dan duymuştum. Destekliyor ve “Buğday ile koyun, gerisi oyun” diyorum ve Tarım ve Hayvancılığa sahip çıkılmamız gerektiğini savunuyorum.
Selam ve dua ile.