İsrail hükumetinin Siyonist mantık ile Filistin insanı üzerinde icra ettiği faaliyetler, yakın uzak bir gün başına bela olacağı kesindir.
Yahudiler genel olarak Siyonist olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayırmak mümkündür. İşinde gücünde olan Yahudilere bir şey demeye hakkımız yok, Allah onların hayatını hukuki bir tarzda güvence altına almıştır. Yani bir Müslüman’ın haksız yere başka bir dine mensup bir başkasını öldürmeye hakkı olmadığı gibi Yahudi birini de öldürmeye hakkı yoktur. Ama Siyonistlerin bu kadar hayata sıkıntı vermesi durumunda onlara seyirci kalmaya hakkımız var mı? siz söyleyin.
Siyonistleri üç kaba kusurları var;
1-Kendini üstün ırk olarak kabul edip diğer insanların ölmeleri, kalmaları kendileri için bir anlam ifade etmiyor, yapabilseler tüm Filistinleri de öldürseler onlar için basit bir hadisedir. Yapamamalarının üç nedeni olabilir,
a-Masraflı oluşundan çünkü cimridirler, masraf yapmaktan çekinirler.
b-Dünya kamuoyundan korkmaları,
c-Dünyadaki Müslümanların harekete geçmesinden endişeli olmaları.
2-Ard-ı mevud hikayesi; onlara göre ta Diyarbakır sınırına dayanan bir Büyük İsrail hayalleri var, bunun uğruna yaptıkları her mücadele kutsaldır, olması gerekiyor.
3-Evanjelist örgütüne mensup kimselerdir, onlara göre tanrıyı kıyamete zorlamak lazım.
Kendi dışında insanları önemsemeyen İsrail büyük bir hata yapıyor. Her insan Allah’ın bir mahluku ve kendine özgü meziyetleri olduğunu unutuyorlar galiba.
Zorluklar insanı olgunlaştırıyormuş, bu olgunlaştırma çok yönlüdür. Bunlardan birisi de düşmana karşı manevra ve saldırılarda meydana getirdiği yeniliklerdir.
İsrail hükumeti bunun hesabını yapamıyor, Filistin’in Müslümanların davası olduğunu dikkate almıyor.
İslam toplumu dağınıklıkta zirve yaptı, 10-15 yıldır toparlama çabasındadır, çok yakında yeniden şekillenen dünya algoritmasında Müslümanlar bir değer olarak rol oynayacaklar.
Birleşmiş Milletler işlevini kaybetmekle baş başa kaldı, hayat boşluk kabul etmediğine göre olsa olsa bu boşluğu Müslümanlar dolduracak.
Ben 2008 yılından beri bu tür çalışmaların içindeyim, gözlemliyorum, katkı veriyorum, her geçen gün olgunlaşma sürecini bizzat müşahede ediyorum.
447 Sivil toplum kuruluşları 6 kıta, 65 ülkede mekik dokurcasına çalışıyor.
*İslam birliği çalışmaları,
*Dünya İslam Formu,
*İslam İşbirliği Teşkilatı,
*Kongfederal İslam devleti çalışmaları…vs
Hepsi de bu olgunlaşma sürecinin basamaklarıdır.
Bütün bunlar dünyanın dengelerinin değişeceğine işaret eden önemli gelişmelerdir.
Yani İsrail ya edebinde duracak, ya da akla hayale gelmeyen bir fiziki ve psikolojik yenilgiye uğrayacaktır. İster aklını başına alır, isterse serseriliğine devam eder.
Filistin mahiyetinde öyle müthiş çalışmalar oluyor ki günün birinde İsrail’in dengesini bozacak düzeydedir.
Dikkat etseniz ben yazımda “Kahrolsun İsrail” demedim bile, çünkü Allah’ın inayetiyle onu kahretmeye gücümüz fazlasıyla yetiyor.
Gününü bekle İsrail, gününü bekle!
Eskisi gibi “Kahrolsun İsrail” mitingleri yapılmıyorsa bu davanın ilgisizliğinden değil, mücadelenin boyutunun değişikliğindendir.
Az kaldı; ABD’nin de Bileşik Krallığın da ve senin de krallığın sarsılacaktır, ben hikaye anlatmam, benim bu anlattıklarım “Ard-ı mevud” masallarına benzemiyor, bilesin.
Haydi ya Allah
Selam olsun, Aksa Tufanı askerlerine, onlara destek verenlere, onları sevenlere selam olsun.
Eyüphan Kaya
muslumandunya.com genel yayın yönetmeni.