Valinin vizyoner liderliği önemlidir, ama belediyeyi de idare eden vali iki kere güçlüdür. Çünkü elinde ekonomik bir imkân olduğu gibi, vatandaşların tüm sorunlarının yegane mesulü konumundadır.
Malumunuz beşikten mezara kadar vatandaşın belediyeye işi düşüyor, belediye de vatandaşa hizmet etmekle yükümlüdür.
Valiler Kararnamesinden payımıza siz düştünüz sayın valim, umutluyuz ama birçok kere hayal kırıklığını yaşadığımız için de temkinli olmak durumundayız.
Gücüm nispetinde yaptığım araştırmaya göre Kocaeli Belediyesindeki performansınız çok verimli, vali olarak da çalışkan, gayret eden bir devlet adamı vasfını taşıdığınız kanaati ben de hasıl oldu.
Malumunuz bir vali, devletin gücü, gözü, şefkat eli, soyut devlet kavramının bir insan üzerinde somutlaşmış halidir.
Evet Vali devletin kurumlarının işleyişini takip edip daha iyi çalışmasını sağlamakla yükümlüdür, ama asıl olan millet ile selamlaşma konusunda başarılı olup, devlet ile halk arasında bir sigma bağı kurabilmesidir.
Onun için Kayyum olan bir Vali Milli Eğitim, Sağlık, Adalet ve Aile Sosyal Politikalar gibi icracı müdürlüklerin işleyiş tarzının yetkilerini bizzat il müdürlerine devretmeli sadece periyodik aralıklarla onlardan hesap sormalıdır.
Valilik bünyesindeki Müdürlükleri ise vali yardımcılarına bırakmalıdır. Bunu yapmadığı zaman vaktinin çoğu bürokrasiye gidiyor ve halk ile hemhal olmaya zaman bulamıyor.
Sizden istirhamım Diyarbakır insanı ile iş birliği içinde Şehrimizi idare etmenizdir. Özellikle Belediye Başkan vekili olmanız hasebiyle böyle bir yönetim tarzı neredeyse üzerinizde vaciptir. Zaman içinde “derdi Diyarbakır olan” insanları tespit ederek yeterli sayıda bir il istişare heyetini kurmanızı bekliyoruz. Üstelik CB yüksek istişare kurulu üyeleri gibi kimse sizden para pul da istemiyor, ama bu heyetin yarısı Bingöl’lü, yarısı Siirt’li de olmasın!
Valilikteki performansınızdan çok Kocaeli belediyesindeki performansı ile çalışmanızı bekliyoruz.
En kısa zamanda farklı kesimlerdeki kimselerle 30’ar kişilik istişareli toplantılar yaparak Diyarbakır insanını dinlemenizi bekliyoruz.
1-Sivil Toplum Kuruluşları,
2-Sur esnafı,
3-İhtiyarlar heyeti,
4-Şehrin alimleri,
5-Şehrin yerel yazarları,
6-Şehrin yerel gazetecileri,
7-Nebi cami civarı ayakkabı boyacıları,
8-Kağıt toplayan kimseler,
9-Oda başkanları,
10-Tüm siyasi parti il başkanları,
Bunları bir araya getirmek için seviyesini düşürmeyen valilik memurları olabilir, bizim gibi Diyarbakır aşıkları ne güne duruyor? Ben tek başıma bu çalışmaları organize edebilirim. Yeter ki siz halk ile selamlaşmaya karar verin. Böyle genel bir çalışma yapmazsanız etrafında daima “padişahim çok yaşa” diyecek kimseler olacak ama Diyarbakır bir kenarda mahzun kalacak.
Bu toplantılar sonucu vatandaşların belediyeden beklentilerini not alarak, yapılabilir olanları yaparak yapılamayanları neden yapılamadığı gerekçeleriyle birlikte kendilerine bildirmesinin sağlanmasında fayda var. Bunun adı şeffaf yönetimdir.
Tabi bir sekretarya oluşturarak bu katılımcıların ad, soyad ve telefonlarının alınması ve bu on ekibin her birisinin aralarında seçtiği üçer kişinin kaydedildiği whasapp grubunun oluşturulması ve belediye çalışmalarının bunlara paylaşılmasını sağlanmasında fayda var. Unutmayın siz halka bir adım gitseniz halk size beş adım yaklaşır.
Valilik bünyesindeki köstebeklerden “sayın valim şu zor, bu zor” diyen biri varsa hemen pasif göreve alınması ve icap ederse il dışına tayının çıkarılmasının sağlanması elzemdir. Madem davul boynunuzda tokmağı da siz vurun ama Diyarbakır havası olsun.
Valilikte bazı kademelerde çalışan kimselerin vali ile halk arasında engelleyici bir rol aldığını da duyuyoruz. Bir önceki valimizden İnsan Hakları Cemiyeti olarak birkaç defa ziyaret için randevu talep ettik, ama bize dönülmedi. İçişleri Bakanımızla paylaştım kendisi bize randevu verdi, o ara yeni kabine oluşunca da araya zaman girdi bu defa biz gidemedik. Halbuki her biri vali kapasitesine 40 üyesi vardı İnsan Hakları Cemiyetinin, beş kişilik bir heyetle ziyaret edecektik, hoş geldiniz faslından sonra akıl ve tecrübemizi onunla paylaşacaktık, valiye ne ihtiyacımız olabilirdi ki?
Sayın Valim ya bu halka hizmet edip duasını alacaksınız, ya da klasik bir vali gibi “önce Mülkiye sonra Türkiye” deyip selefiniz gibi miadınız dolacak ve bir gün başka bir görev için yer değiştireceksiniz. Ama unutmayalım dünyada halkın duasını almak kadar önemli başka bir şey yoktur. Kanaatim o ki Cumhurbaşkanımız dahi Anadolu insanlarının ve dünya mazlumlarının dualarıyla ayaktadır.
Şu üç nüans ile işe başlamanızda fayda var diye düşünüyorum.
*Mesela bir ilk olarak avam kamerası için Cuma gününün bir saatini vatandaşa verseniz ve vatandaş valiliğin önüne gelip kamerada size hitaben 5 dakika konuşsa, aynı hafta içinde uygun bir zamanda o kamerayı izleyip/dinleyip vatandaşa cevap verseniz ne kaybedersiniz? Ama vatandaşın hürriyeti açısından önemli bir faaliyet olacağına inanıyorum.
*Anzele suyu ile Şeyh Yusuf camisi arasında olan binaları istimlak edip, o mübarek suyu Şeyh Yusuf camisi ile birleştirip bilinen adıyla bir balıklı göl yapıp bir mesire alanı yapsanız fena mı olur?
*Cumali Atilla Başkan vekilimiz zamanında Diyarbakır’ın en başarılı peyzaj mimarı Birdem Kaya’a meccanen çizdirilen Belediye etrafı için yapılması düşünülen peyzaj projesini hayata geçirseniz de belediyeye geldiğimiz zaman bir az içimiz açılsa iyi olmaz mı?
Kısacası direk sizi andıracak bir şeyler yapın ki ona her baktığımızda siz analım, inanç literatürümüzde buna sadakayı cariye denilmektedir.
İşiniz çok kolay yapacağınız bir şey var, Diyarbakır belediyesini vatandaşların istediği hizmetleri yaparak yöneteceksiniz. Bu konuda Cumali beyle de iş birliği içinde olmanızda fayda var, çünkü 2 yılda çok şey yaptı/yapmaya çalıştı, ama zaman yetmedi. Hasan Basri beyin de yarım kalan çalışmaları varsa onları da devam ettirmekte fayda var. Maksat sıfırdan başlanmasın diye düşünüyorum.
Dışarıdan belediyeye adam ithal etmek de ilk etapta iyi bir izlenim bırakmıyor, ancak zamanla başarısıyla kendini kanıtlayabilir.
50-60 tane talebimiz var zaman içinde taleplerimizi nabza göre şerbet tarzında yeri geldiğinde sizinle paylaşacağız inşallah.
Tekrar hoş geldiniz, başarılar dilerim.