Hey dünya hey, bir zamanlar vatandaşların kahır ekseriyeti hayattın merkezine “Allah rızasını dert edindiği için” vatandaşlar bir birine dua ederken “Allah derdini artırsın” diye dua ederlermiş.
Bir asır öncesine kadar bu kalitede bir insan kitlesine sahip olduğumuz halde ne oldu da 180 derecelik bir açıyla yüzümüzü dünyaya çevirdik, o da ucuz hayallerle!
Bakalım sos veren haller nelerdir,
*Siyasete gireyim ihale ve ranttan kazanayım, kazanayım, zengin olayım,
*Bir üst bürokrat olayım da şu ihalelerden pay alayım,
*Milli piyangodan büyük ikramiye bana çıksa,
*Toto lotodan, bahis ve iddiadan “ya bu defa, ya bu defa” diyerek hayallerle evini yıkanlar,
*Ah şu masa memuru olabilsem,
*Ah bir uzman çavuşla evlendirebilsem kızı,
*Ah şu belediyeye çocuğumu bir koyabilsem…vs.
Şimdi diyeceksiniz ki bunları nereden biliyorsun? İnanın bir az insan gözüyle sağınıza solunuza bakın siz de toplumun bu hallere bu hallere düştüğünü göreceksiniz.
Çünkü bu bir dünya projesi insanımıza uygulanıyor, onun için eğitim öğretimimiz “Fulbright Eğitim Komisyonu” adında 8 kişilik bir komisyon tarafından dizayn ediliyor, bu komisyonun 4 üyesi Amerikanlıdiğer dördü vatandaşlarımızdan oluşuyor, eğer bir konuda oylar eşit çıkarsa ABD’ni misyon şefi ne derse o olur.
O milliyetçilik naraları atanlara hele bir sorun nerde sizin milliyetçiliğiniz? Bu ülke kimin etkisinde şekillendiğini hiç düşündünüz mü?
Öyle kepaze bir duruma düştük ki ne sağcımız dünyadaki sağ gibi, ne solcumuz dünyadaki sol gibi olabiliyor.
Sağ, cıvık ve aldatıcı bir politika örerken, sol, bu milletin diniyle kültürüyle uğraştı durdu. Batsın sizin sağcılığınız, solculuğunuz! Tabi bunu da derin devlet icat etti.
Peki vatandaşlarımız nasıl olmalıydı?
1-Hiç boş hayaller kurmaya zamanı olmamalıydı,
2-Gençlerimiz sabah kalkarken önünde birçok seçenek olmalıydı;
a) Sportif faaliyetler,
b) Kütüphane de araştırma,
c)Evde kıraat,
d)Dil kursu,
e)Meslek kursu,
f)Staj
g)Mesai/iş
h)Akraba ziyareti…
Dikkat buyursanız önünde bu kadar seçenek olan bir gencin yukarıda saydığımız boş beleş hayalleri kurmaya zamanı olur mu? Bu programa bağlılığını kabul eden genç işe girmediği sürece makul bir cep harçlığı devlet tarafından ödenmelidir diye düşünüyorum. Tabi gençlik ve spor bakanlığı sembolik sportif işlerden gençlere zaman ayırmayı becerebilirse değil mi? Geçende nerdeyse bize “Gençlik Bakanlığı” lazım başlıklı bir yazı yazacaktım, bir de baktım ki Gençlik ve Spor Bakanlığı varmış(!)
Yetişkin vatandaşlarımız ev/iş/cami üçgeninde hayatını programlasa, camimiz beş vakit namaz dışında bir çok konferans ve seminerlere ev sahipliğini yapsa, her vatandaş en az 3-5 derneğe üye olsa, kalan vaktini bu derneklerin etkinliklerinde değerlendirse hiç boş hayaller kurmaya zamanı olur mu?
Halk Eğitim Merkezleri “Sürekli Eğitim” programı dahilinde her yaştaki vatandaşlarımıza muhtelif etkinlikler yapsa, Aile Sosyal Politikalar bakanlığı çocuklu anneleri çalışmaya teşvik edeceğine ziyaret edip maddi manevi katkıyı kendine verse, yaşlılarımıza yönelik çalışmalar yapılsa, onların dualarını alabilsek sen gör bakayım hayatın huzur katsayısı nasıl da değişir?
Varsa ülkenin bir artısı beraber faydalansak, yoksa beraber tasarruflu yaşarsak kimse kimseden kıskanmasa, adam kayırmacılık, rüşvet, torpil kavramı hayatın içinden çıksa, başka bir ifade ile bu kavramların kullanılması tedavülden kalsa fena mı olur?
İşte o zaman duble yolların yanı sıra kalbe ve mideye giden yollarda da bir gelişme olur ve toplumun mutluluk düzeyi artar bence ne dersiniz?
Belki bir az iddialı bir ifade olur ama bence “bir devletin kalitesi vatandaşlarının kurduğu hayallerden belli olur” siz ne düşünüyorsunuz?
Selam ve dua ile…