Yeni yeni hayranları çıkıyor kemalist sistemin, dertleri başka ama Atatürk’ün arkasında saklanıyorlar.
Hüseyin Yayman’ın bir televizyon programında “Hüda Par” durumunu değerlendirirken kullandığı ifadeyi düşününce şu soruyu sorma ihtiyacını hissettim.
*Hüseyin Yayman milletin vekili mi? Atatürk’ün maslahat güzarı mı?
Elin adamları yaşlandıkça olgunlaşırlar, bizimkiler ise yaş ilerledikçe şaşırırlar. Hele bakın neredeyse yaşı 60’e dayanmış bir kişi, “Atatürk’e karşı olanların anlını karışlarım” diyor.
Vay gidi vay! bu Atatürk neymiş aman efendim, kendisi ölmüş ruhu hala iş görüyor, arkasında maslahat güzarlar bırakmış da haberimiz yok.
Nerede ipini koparan biri varsa Atatürk’ün arkasına saklanarak kendini pazarlıyor, kendine bir değer biçiyor.
Hala anlamadınız mı arkadaşlar şu anda Atatürk adına var olan sistemin Atatürk ile alakası yoktur.
Şimdi soruyorum;
*Anıtkabir’i Atatürk mü yaptı?
*Belli günlerde devlet erkanının Anıtkabir’e çıkıp tekmil vermelerini Atatürk'ün tavsiyesi mi?
*On Kasım tören ve siren uygulanması konusunda Atatürk'ün bir emri mi var?
*Devletin kurumlarındaki Atatürk büstlerin yapılasını Atatürk mü emretti?
*5816 numaralı Atatürk’ü koruma kanununu Atatürk mü çıkardı?
*Şu ucube Milletvekilleri yemin metnini Atatürk mü yazdırdı?
El cevap hayır, hayır, hayır!
Arkadaş nerede bir din düşmanı varsa Atatürk’ün arkasına saklanarak İslam karşı olan meramını yukarıda saydığım değerler üzerinde yerine getiriyor.
*Alem bilsin ki bu uygulamların devam etmesini isteyen kendince ne kadar haklıysa, bunların kalkmasını isteyenler iki kat haklıdır.
İstiklal Marşı 41 mısradır ilk iki kıt'asını eksik aksak okuyoruz, gerisinden haberimiz yok.
İkinci kıt'anın son mısrasında; “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” diyor, bakıyorum başkasına tapanlar var.
İstiklal Marşı Anayasanın ilk üç maddeleri arasında yer alıyor ama Anayasa ve yasalar İstiklal Marşının özüne meydan okuyorlar,
İstiklal marşının ilk kelimesi KORKMA! Diyor, bu ülkede çoğu insan korkak, ürkek davranıyor, kimin kimden niçin korktuğu belli değil.Özellikle devletin mevcut sistemiyle ilgili bir fikir beyan ederken.
28 Mayıs günü Cumhurbaşkanı 2.tur seçimi ile Atatürk partisi ve avaneleri her seçimde kaybettikleri gibi yine kaybettiler, halkın %52.18 ile seçtiği Cumhurbaşkanı yine Anıtkabir defterine not bıraktıktan sonra görevine başladı.
Yetmiyor Ak Parti Hatay milletvekili Hüseyin Yayman bir televizyon programında; “Atatürk’e karşı olanın anlını karışlarım!” şeklinde abes bir ifade kullanıyor.
Bunlar hala şunu anlamadılar ki "Demokrasilerin Atatürk’ü olmaz", Demokrasilerde yetki halktadır. Vatandaşın talebi devlet için emirdir. Yahu bu bilinçsiz velik nasıl milletvekilidir? anlamakta zorlanıyorum.
Eğer Türkiye’nın yeni yüzyılında hala Atatürk üzerinde siyaset yapılacaksa, vay halimize!
Cumhurbaşkanımızın göreve başlama töreninde kaftanlı Mustafa Kemal resminin yansıması bana ağır gelmedi, iyi kötü bu devletin teşekkülünde rol almış bir kimsedir, benim onunla bir kavgam da yok, ama Atatürk diyerek ladini bir sistem başımıza bela edilmeye devam edilirse elbetteki medeni ölçüler içinde hukuk kurallarının bana fırsat verdiği kadar mücadelemi sürdüreceğim.
Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürd’üm, 70 yıllık sistemde babam da atam sıkıntı yaşamış, fakat bu gün ben bu haksızlığa karşı sessiz kalamam, artık o eski sıkıntılar da kalmadı, ama bazı kendini bilmez kimseler hala yanlışta diretiyorlar, onları seçmenlerine ve TBMM’ye şikayet ediyorum.
TBMM milletin sorunlarının çözülmesi gereken devletin üç ana erklerinden Yasama organıdır, Atatürk’ün etrafında dolaşıp patinaj yapmayın, millet memleket sizden hizmet bekliyor.
Haydi bakayım göreyim sizi, yoksa o aldığınız maaş size helal olmaz ona göre!
Vesselam.