Ülkemizin muhtelif bölgelerinde zaman zaman başta Kürt vatandaşlarımız olmak üzere garip gurabaya zulüm ediliyor. Hatta bir kısmı da öldürülüyor.
Seküler devletin dandik kanunlarına göre katiller, failler hapse atılıp besi hayvanı gibi besletiliyor. Kimse demiyor ki yahu bu adi mahlukları ne diye besliyoruz, Yüce Allah celle celaluhu bunların öldürülmesini emrediyor, “Kısasa kısas” uygulanıp sorunu çözmek yerine sorun ve sıkıntıların daha da büyümesine sebep olunuyor.
Eğitim öğretimle iyi insan yetiştirmediğimiz için Mehmet Altun adındaki haşere ruhlu adam 7 vatandaşımızı öldürüp elini kolunu sallayarak olay yerini terk edebiliyor.
Yıllardır aralarında var olan bu husumete yetkili etkili bir vatandaş araya girip bu sorunun çözümü için bir çare çözüm bulamıyor, dert edinmiyor.
Burada yaşayan vatandaşlardan üçü beşi bir araya gelerek bir şekilde bu sorunun çözümü için kafa yormuyor.
“Hicret” denen bir kavram var, yeryüzü geniştir, hepimizin yaşamasına elverişlidir, gördünüz milyonlarca Suriyeli memleketini terk edip başka ülkelere sığındı, bu Dedeoğlu ailesi de yer değiştirmek için ikna edilebilirdi.
Bu dert bize yetmiyor bir de bunun üzerine kirli emellerine alet edip siyasete çekenler var.
Bu adi herif Mehmet Altun bir husumetten çok ırkçı bir düşünce taşıdığı avluda inek gibi kaçışından bellidir. Böyle vatan hainlerini ne yapsak da bitiremeyiz, ama onları takip edebilir, suç işlemelerine mani olabiliriz.
Unutmayalım, Kürd’e düşman olan bu ülkeye düşmandır, bu ülkeye düşman olan Kürd’e düşmandır. Ülkemizde insan gibi yaşamak hepimizin hakkıdır.
Yani Meram katili gibileri de ormanlarımızı yakanlar da hain ve ülke düşmanlarıdır, bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Hele bir araştırılsın bu adi mahluk bu silahı nereden aldı?
Silahı ruhsatlı mı? ruhsatsız mı?
Bu adamın çevresinde kimler var?
Bu olayın oluşmasında karanlık bir el var mı? yok mu?
Sözüm ona güya Sivil Toplum Kuruluşları Diyarbakır’da basın açıklaması yapıyorlar, “bu ırkçı saldırıyı kınıyoruz” diyerek.
Destek verenlerin listesine baktım, çoğu Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini savunan İstanbul Sözleşmesinin destekçileri, kadının cinsel özgürlüğünü savunan tipler, bunlar konuştukça ülkenin huzuru bir kat daha kaçıyor, çünkü bunların selam ve dua ile araları açıktır.
Ayrıca bir açıklama yapılacaksa niye Konya’da yapılmıyor? neden Diyarbakır’da yapılıyor? onu da anlamış değilim.
Benim bildiğim katliamın yaşandığı olay mahalline gidilir, basın açıklaması öyle yapılır, böyle uzaktan yapılan açıklamalar kamuoyuna daha da huzursuzluk verir diye düşünüyorum.
Ya Orman yangınlarına ne demeli?
Günlerdir ülkemizin muhtelif yerlerinde yangınlar çıkarılıyor, sosyal medyaya bir video düştü şirret bir kadın “yakın, yıkın, bir çakmak size yeter” diyerek güneşin çocuklarını orman yangınlarını çıkarmaya teşvik ediyor, öyle bir tahrik ediyor ki 20 yaş altı bir Kürt gencin heyecana gelmemesi akıl karı değil.
Lanetliyorum!
Orman yangınlarını çıkaranları lanetliyorum,
Teşvik edenleri lanetliyorum,
Haberi olup da gerekli mercileri haberdar etmeyenleri lanetliyorum,
İnsanlığın akciğeri yanıyor, iklim dengeleri bozuluyor, ormandaki canlılar diri diri yakılıyor, ki bu da ayrı bir katliam!
Meram’daki katliamı yapanı lanetliyorum,
Teşvik edenleri lanetliyorum,
Haberi olduğu halde göz yumanları lanetliyorum,
Yıllardır bu sorundan haberdar olup çözüm bulamayan yetkili etkili kimseleri de kınıyor, istifaya davet ediyorum.
İnsanlık kan kaybediyor!
Bu yapılanlar hayra alamet değil, bilmemiz lazım, yoksa daha büyük felaketler bizi bekliyor. Bu ülkede bazı münafıkların sesi yüksek çıktığı sürece insanca yaşamak zor gibi gözüküyor.
Eh işte devletin yetiştirdiği defolu vatandaşların hayata verdiği katkı budur.
Selam ve selametle kal diyeceğim ama bunun fili duası eksiktir, kabulü zor gözüküyor.
Vesselam