Bir Bilim Adamının biri büyük diğeri yavru iki tavşanı varmış. Kapının eşiğinde iki delik açmış; açtığı deliklerden bir büyük diğeri küçük. Vatandaşın biri sormuş; “Beyim niye iki delik açmışsınız?” . O da demiş ki, “Büyük delikten büyüğü, küçük delikten küçüğü geçsin diye açtım”. Vatandaş demiş ki, “Efendim o büyük delikten küçüğü de geçebilir, bence diğer küçük deliği boşuna açmışsınız.”. Adam demiş ki, “inanın bu aklıma gelmemişti.”
Bu hadiseyi niye anlattım derseniz, inanın ben benim diyen adam bazen burnunun ucundaki sorunu fark etmiyor. Sağındaki solundaki adamlar da değişik nedenlerden dolayı ona hatırlatmıyorlar ve o sorun orada kala kalıyor. Ayrıca başka başka sorunların da oluşmasına sebep oluyor.
Diğer iki makalede yedişer sorun dile getirdim, bu yazımda da yedi sorundan/öneriden bahsedeceğim, bunlar temel meseleler olmasına rağmen daha nice sorunlar da yerinde kalacak.
Asıl meselemize dönelim, diğer iki makalemde daha çok genel sorunlara değinmiştim, şimdi bir az yerele inelim, yerel huzur bulsun ki genel rahat etsin.
İl/İlçeler düzeyinde;
*1921 anayasasında olduğu gibi illerde “İl İstişare Meclisleri” kurulsun. Ancak bu kurulun üyeleri mümkün olduğu kadar her kesimden insanlardan oluşsun ve kurul kentin menfaatine endeksli çalışsın, burada politik meselelere yer verip boşuna zaman kaybedilmesin. Bu mecliste herkesin yaptığı konuşma istişarenin sitesinde yayınlansın.
Yapılan aylık toplantılarda üç defa politik konuşan ya da hiç konuşmayan kişinin bir sonraki yıl, Meclis üyeliği düşsün.
*İllerde Din İşleri Yüksek Kurulu oluşsun ve bu oluşum uygun aralıklarla bir araya gelerek, şehirde Din İşlerinin nasıl gittiğini, bu konuda bir sıkıntının olup olmadığını araştırsın? Varsa ne şekilde giderilebileceğini ortaya koysun. Bir sorun yoksa da İstişare Kurulu, hayatın manevi yönünde nasıl bir yükselme olabileceğini değerlendirerek, bireye ve kurumlara yönelik talep ve teklifler ortaya koysun.
Örneğin Ceylan AVM’de vatandaşlarımızın rahat namaz kıldığı bir mescit vardı, kapanıp kuytu bir yere küçük bir mescit olarak taşındığı söyleniyor. Bu oluşum takip edip AVM’ye uyarıda bulunabilir.
*İl Adalet Kurulu kurulabilir. Herhangi bir haksızlığa uğradığını iddia eden vatandaş bu kurula müracaat etsin. Burada çıkan kararlarla hak hukuk tecelli etsin. Bu Adalet Kurlunun varlığı vatandaşa bir güven ve mutluluk verir. Gerek sahada kişiler arasında, devlet kurumlarında, hatta mahkemelerde dahi haksızlığa uğrayan bir vatandaş Adalet Kuruluna müracaat ederek hakkına ulaşabilir.
Kimisi diyebilir ki Kamu Deneticisi(Obudsman) var, İl İnsan Hakları Kurulları var, Tüketici Hakları Kurulları var buna ne gerek var? Ben de diyorum ki bu kurullar paralı çalışıyor, üyelerin bir kısmı devlet memurları, dolayısıyla kağıt üzerinde varlıkları sürüyor ama hayata verdiği ciddi katkılarını göremiyoruz. Yani bir şeyler doğru gitmiyor.
*İl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Meclisi olmalı, bu kurul aktif bir çalışma yapıp maddi imkanları yetersiz fakir ve miskin vatandaşlarımızın bir yıllık gıda ve yakacak temini yapılmalı ve şehre bir huzur ve mutluluğun gelmesine vesile olmalı.
Sosyal devlet anlayışı bunu gerektiriyor. Eğer bir yerde yardım kuruluşları çoksa, oraya buraya verdikleri yardımları fotoğraflayıp, sosyal medyada paylaşıyorsa bu sosyal devlet anlayışının zaafına işarettir.
Malum dünyada en zor sıkıntı aç ve açıkta kalmaktır, ama en ucuz giderilecek sorun da açlık sorunudur. Maaşımızdan biliyoruz, 1/5’ini dahi mutfağa vermiyoruz.
*İlçelerde İlçe Rehberlik Heyetleri kurulmalı. Bu heyette Köy Avukatı, İlçe Müftüsü ya da Vaiz, Veteriner ve Ziraat mühendisi ile Sosyal psikolog olmalı ve bu heyet rutin olarak köyleri ziyaret etmeli, soru ve sorunlarına cevap aramalı ve heyeti aşan sıkıntılar varsa ilçe kaymakamlığına iletmelidir.
Görülecek ki ilçenin sorunları yarı yarıya inmiş, ilçedeki huzur İl’e yansımış bu huzur; hem emniyetin, hem mahkemelerin yükünü hafifletmiştir.
*KÖY-DER adında bir dernek kurulmalı askerliğini yapmış her vatandaş, bayanlarda da 18 yaşını aşmak kaydıyla bu derneğe üye olmalı ve üye başına bu derneğe devlet tarafından aylık 10 TL ödenmelidir.
Bir önceki maddede yapılan çalışmaların harcırahı bu dernek tarafından ödenmelidir.
*İl Evlendirme Meclisi kurulmalı, evlenmekte zorlanan vatandaşlarımızın evlenmesi için gerekli katkıyı yapmalı. Aile bakanlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Belediyeler işbirliği içinde bir paylaşımla gençlerimiz evlendirilmeli. Huzurlu aileler oluşturulmalıdır.
………
Bu çalışmaları yaparken ihtiyaç duyulan insan kaynağı ağırlıklı olarak emekli vatandaşlarımızdan yararlanabilinir.
Sevgili dostlar bu Başkanlık sistemini bin bir umutla getirdiysek onu geliştirmek, işler hale getirmek de bizim vazifemizdir. Hâla da siyasi partilerimiz gibi hayata politik baktığımız için ucuz ucuz, laka/luka ile vakit öldürüyor, yerinde sayıyoruz.
Ben hayret ediyorum, bu kadar boş beleş bir hayat yaşayan insanlarımız nasıl mutlu olabiliyorlar.
Tabi nice nice sorunlarımız da kaldı ama hepsini benim dile getirmem çok zor. Kürtçede bir laf var: “Qevl-î Nebî sê care” “Peygamber tarzı üçtür.” Ben de üç makalemi bu soruna ayırdım.
Buyur devamını siz getirin.