Zaman zaman HDP hakkında sıra dışı değerlendirmeler yapılınca parti kimliğini yansıtan en önemli metinlerden biri olan HDP’nin parti programını gözden geçirdim.
Bu mütalaa esnasında dikkatimi çeken bazı paragrafları sizinle paylaşmak isterim.
Olabildiğince kadını programına konu edip, sokağa çeken, mücadeleye çağıran, sözüm ona özgürlük vaad eden programda anne, ev hanımı ve evlenme kavramını bulamadım.
Ülkemizde yaşan bir çok inanç türlerine vurgu yapan HDP’nin Programında İslam ve Müslüman kavramına rastlamadım.
Son yıllarda olabildiğince geniş anlamı ile hayatı zehir eden cinsel şiddet konusunda şu ifade yer almaktadır. ‘kadına yönelik cinsel şiddetin tanınması ve soruşturulmasında kadının beyanı esastır’ İstanbul Sözleşmesinin aynısı burada yer alıyor.
Dünyanın illellah ettiği, bir milyonu aşkın farklı inanç ve dinlere mensup kimselerin anti cander hareketi olarak ortaya çıkıp bu yaşam tarzının insanlığın yüz karası kabul edip ona karşı mücadele ettikleri, açık adıyla eşcinseller ve diğer sapkın ilişki türleri parti programında güvence altına alınmıştır.
Konunun hassasiyetine binaen programda yer alan LGBT’ler hakkındaki paragrafı aynen yazıyorum.
“Partimiz, heteroseksizmi bir tür ırkçılık olarak görür. Lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüellerin (LGBT) maruz kaldıkları homofobi ve transfobi temelli ayrımcılığa ve şiddete karşı mücadele eder. LGBT bireylerin özgürleşmesinin heteroseksüelleri de özgürleştireceğini savunan Partimiz, heteroseksüelliği zorunluluk olarak gösteren ve dayatan nefret söylemine ve nefret suçlarına karşı mücadele eder.”
Rusya’nın, Macaristan’ın,Eermenistan’ın reddettiği bu sefil heriflerin taleplerinin siyasi bir parti olan HDP nezdinde değer bulması hiç yakışık durmuyor. Bir vatandaş olarak bu ifadenin programlarından çıkarmalarını ivedi ile bekliyorum.
HES ve Nükleer santrallere karşıdırlar.,
Hidroelektrik santrale karşı olmak kolay da elektrik enerjisini nasıl üreteceksiniz? Hayat karanlıkta yaşanır mı? Sorularına da bir cevapları var mı acaba?
Yatırımı pahallı olasına rağmen en ucuz maliyetli, çevre dostu enerji türü nükleer enerjidir.
100 TON kömürü yakarak kimyasal olarak elde ettiğiniz enerji yaklaşık 1 GRAM karbonu enerjiye dönüştürerek elde edilen enerji kadardır, üstelik Karbonu da yok eder.
Malum fiziksel, kimyasal ve nükleer olmak üzere üç enerji türü var. Ama bunlardan en önemlisi, en ucuzu nükleer enerjidir.
Unutmayalım güneş enerjisinin kaynağı dahi füzyon olayına dayanıp nükleerdir. Her şeyin en iyisini bilen Allah celle ve ala nükleer enerji ile dünyayı/kainatı ısıtıyor.
Şu anda yeryüzünde 620 civarı nükleer santral var, bunların yaklaşık 100 tanesi ABD’de enerji üretim yapıyor, bizde olunca mı kabahat oluyor. İnsanların ölmesine göz yuman HDP ekolojik dengeyi düşünmek size mi kaldı. Şehir deki hendek barikat savaşında o gençlerin ölümünü nasıl da seyrettiğinizi unutmadık. Hatta teşvik ediyordunuz.
Hem nükleer enerji üretimine geçmediğimiz sürece enerjimizin dışa bağımlılığı daima bağımsızlığımıza bir tehdit olarak karşımıza çıkacak. Enerji açısında %60-70 civarında dışa bağlı olduğumuz sürece bazen dış dünyaya karşı sesimizi kısmak durumunda kalacağız, maalesef!
16 yaşından itibaren çocukların politize olmasını istiyorlar, lise öğrencilerine dahi siyasi faaliyetlere karışmak yasakken, siyaset/politika gibi vefasız, ucuz bir alana gençleri çekmek doğru olmasa gerekir. İnsanın bir etki alanı var, bir de ilgi alanı, önce müsaade edin öğrenci hayatını idame etmek için bir mesleği, bir etki alanı olsun, sonra reşit bir birey olarak siyasi cenahını tercih eder.
HDP, yaş ve tecrübe hiyerarşisini (gerontokrasi) reddeder. Bu madde toplumsal ilişkilerde sosyal hayatı altüst eder. Yaş bu toplumda bir değerdi, tecrübe ise paha biçilmez bir kıymetken bu iki değeri yok sayarak yaşlı insanı ve tecrübeli insanı görmezlikten gelmek akıl karı değildir.
HDP’nin yöneticilerine ikinci kez sesleniyorum, bu milletin toplumsal değerlerine saygı duyun, bu yanlış ifadeleri programınızdan çıkarın.Aksi takdirde bu konuda gelecek seçimlerde size karşı sert eleştiriler gelecek bilesiniz.
Şayet bunu yapmazsanız, gelecek seçimlerde “HDP’nin umudu eşcinseller kaldı” diye eleştirilirseniz kızmayın.
“İslam ve Müslüman olmak HDP’nin gözünde bir değer değildir” denilse yüzünüzü ekşitmeyin
“Anne, Ev hanımı, Zevce olmak HDP’nin kitabında yazmaz” diye eleştirilseniz bu da nereden çıktı demeyesiniz.
“HDP’nin programında büyüğe saygı, küçüğe sevgi diye bir şey yoktur, onlarda heval(arkadaş) olmak yeterlidir” diye eleştiri yapacağımızdan emin olun..
Benim bildiğim bir siyasi parti eğer Parti Meclisinin hür iradesinde çalışıyorsa bu yanlışları yapmaz, daha çok seçmeninin düşüncelerini dikkate alır, bu yanlışları yapan bir parti olsa olsa karanlık bir aklın güdümünde çalışıyor.
Yoksa bir tek oy’un dahi önemli olduğu bir sistemde parti tabanına bu kadar meydan okur mu? .
Benden söylemsi.