Son birkaç yıldır Ak Parti halk nezdinde her geçen gün değer kayb ediyor. Yoksa MHP’ye muhtaç duruma düşecek parti miydi?
Seçimden seçime vatandaş “bir umut” deyip Erdoğan’ın hatırı için belli bir oranda oy verse de kerhen veriyor kanaatimce.
Genel Merkezi tam bilemem ama taşra teşkilatları genelde iyi bir siyaset yapamıyorlar. Vekiller de para destekleli kafa kol ilişkileriyle listenin üst sıralarında yer alıyorlar, böyle olunca da halktan pek minnetleri de yok, karşılığı da zaten yok.
Mesela Diyarbakır’ın demirbaş vekili Eker kendi beldesinde gösterdiği aday belediye başkanı olamadi, bundan daha açık bir örnek var mı?
Genel merkezden de Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’den şikayetim var şimdiye kadar belki 20 defa kendisine paylaşımda bulundum, bir defa da “sen kimsin?” diye bana cevap verseydi. Vatandaşa ilgisi bu şekilde olan bir kimseden Ak Partiye ne hayır gelir?
Başkanlık sistemiyle birlikte “dar bölge seçim yöntemi” gelecekti, bu sıralı sistemden kurtulacaktık güya, maalesef o da gelmedi, çünkü ülke siyaseti hala “korku” ifadesinden bir türlü kurtulamadı. Acaba meclis aritmetiği ne olur diye endişe ediliyor.
Ben 2015-2017 yılları arasında Av.Muhammed Dara Akar’ın döneminde Ak Parti Diyarbakır İl başkan danışmanıydım, mecanen çalışıyordum, diyebilirim yürütmede yer alan bir çok kimseden daha çok partiye katkım oluyordu, onların kendine olan çalışmaları hariç tabi, ama 10 maddelik bir eylem planımız vardı, iki yılda iki maddede patinaj yaptık, bir yandan bu rehavet diğer yandan eleştirel yazılarımdan şikayet de gelince bir basın açıklamasıyla istifa etmek durumunda kaldım.
Bu iki yıl zarfında,
*Siyaset Akademisi koordinatörlüğnü yaptım, hiç yapılmamışı yaparak 8 haftalık 16 günlük dersi haber analiz olarak basına verdim ve 16 gün partimi manşete çıkardım. Yeri gelmişken Özgürhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Engin Öztürk’e de teşekkür etmeyi bir borç bilirim.Çünkü hazırladığım haberi manşete taşıyan oydu.
*SKM’de Seyyit Cengiz abiyle birlikte çalıştım, vekil adaylarımızı 50 sivil toplum kuruluşlarıyla merkezlerinde bir araya getirmek için aracı oldum.
*Başkanlık sistemi referandumunda yetişkiler grubunda “parti hatibi” oldum,
*Bir süreliğine Ar-Ge başkan yardımcılığını yaptım.
*Partinin sosyal heyetinde yer aldım,
Daha sonra,
*Millet vekili aday adayı oldum, bir ay güncel gazetesinde adaylık haberim sürmanşetti,
*Sur Belediye başkanlığı için aday adayı oldum,
-47 bin Sur sakinlerine telefonumu vererek mesaj gönderdim,
-Nitelikli bir tanıtım büroşürü hazırladım,
-İlçenin 100 mahalle muhtarının telefonlarını bir şekilde bulup onlarla diyaloga girdim,
-Bir çok oluşum ve partiyi, kanaat insanlarını ziyaret ettim…vb.
Ne hikmetse Belediye Başkan adaylığını, müracaat etmediğini diyen Ak parti Sur ilçe başkanına verdiler. Keşke partimin adayı benim çalışmalarımdan sadece birini yapsaydı.
Eker’in tercih ettiği aday bir işe yaradı ve HDP’nin oy oranlarını artırdı.
Yeri geldi İl başkanlığına, Sur ilçe başkanlığına da birer defa muracaat ettim.
Şimdilik bu kadarıyla yetinelim.
Bana göre siyaset iyi insanların işi olmalıydı. Ama şer güçleri buna müsaade etmedi/etmiyor tabi.
Bu son dönemde yönetimde yer almak için sözlü bir talebim oldu ancak şartım vardı, Ar-Ge’de 6 ay çalışmak istediğimi talep etmiştim, o da olmadı.
Yani Ak parti ana direkleri durumunda olan üylerinden ve emekledarlarından kaçıyor, mevcut statikoyu bozmak istemiyor, öz eleştiriye tahammül etmiyor.
Ak parti il yönetimi vitrinlik işlerle partiyi oyalıyor. Mesela 17 ilçe teşkilatı bir ilçede bir araya geliyor ve sözde 21 noktada çalışmalar yapıyorlar, ilginçtir ben Yenişehir delegesiyim bizim ilçenin toplantısından haberim bile olmadı. Yenişehir İlçe Başkanımızı bu ihamalkarlıktan tenzih ediyorum.
Olan da bizim gibi Ak partiyi kalbi, kavli ve fiili bir şekilde; yerel, ulusal ve ulaslar arası düzeyde savunanlara oluyor, oluyor da ne oluyor? derseniz tek kelimeyle kahr oluyoruz.
17 İlçe başkanıyla bir mesaj grubu oluşturmuş yeri geldiğinde moral ve motivasyon vermeye çalışıyorum, onların da bir kısmını daha ziyaret edip tanıyamadım, aralarında Silvan Başkanı Nedim Kılıçarslan gibi babayiğitler de var A-B ilçesi başkanları gibi zayıf olanlar da var. Ama asıl olan il yönetimidir tabi, o da ihtiyaca cevap vermiyor.
Evet Ak Parti halk nezdinde ve özellikle Diyarbakır’da değer kayb ediyor, biz her ne kadar bu dengeyi yazılı ve sözlü mücadelemizle ayarlamaya çalışsak da bir türlü dengeyi tutturamıyoruz,
Gelen kayyumlar hiç yoktan belediye başkanı oluyorlar, ama halkın dualarını alamıyorlar, bizim gibi nitelikli vatandaşlar da kendi kendimize söylenip duruyoruz. Tabi Van Valimiz Dr.Ozan Balcı gibi aktif kimseler de vardır.
Ama şunu söyleyebilirim ki, bu düşüşte ben suçlu değilim, yazıyorum çiziyorum, söylüyorum, başka elimden ne geliyor?
Benim Ak partiye maddi menfaat açısından bir ihtiyacım yok,
*Emekli Öğretmenim,
*İnsan Hakları Aktivistiyim,
*Güncel bir yazarım, ama ülkenin selameti için destek vermeye çalışıyoruz, onu da AKP’liler burnumuzdan getiriyor.
Şimdi de tutturmuşlar muhalefetin başarıszlığı üzerinde seçmeni korkutuyorlar, bilmiyorlar ki bu tarz siyaset artık seçmene hafif geliyor.
Mesele budur, hiç birbirimizi aldatmayalım.
Benden söylemesi.